GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin Maddeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:38
Tarih:18.12.2024

İYİ PARTİ GRUBU ADINA YÜKSEL SELÇUK TÜRKOĞLU (Bursa) - Sayın Başkan, muhterem milletvekilleri; ben bu görüştüğümüz bütçeye en çok katkıyı yapan illerden biri olan Bursa'nın milletvekiliyim. Otomotiviyle, tekstiliyle durmaksızın üreten, 18 organize sanayisiyle, tarımıyla, turizmiyle, ülke ekonomisine katma değer yaratmada başı çeken illerden biridir Bursa ama yapılan bu bütçelerden payını bir türlü alamayan Bursa. 3,5 milyon Bursalının haklarının göz göre göre hiç edildiği bir bütçeyle yine karşı karşıyayız. İktidar partisi olarak Bursa'yı öylesine sahipsiz ve kimsesiz bıraktılar ki çevresindeki neredeyse bütün iller yüksek hızlı tren imkânına sahip olurken biz hâlen Bursa'ya altı saatte anca ulaşıyoruz. Hızlı trenin de inşaatının son hali işte bu şekilde. Temeli 2012 yılında atılan yüksek hızlı tren sonradan YST yani "yüksek standartlı tren" diye aslında bildiğimiz kara trene de dönüşmüş bir durumda. Tam on iki yıl ara verilen projede kaplumbağa hızıyla ilerleniyor. Ne zaman biter? Allah bilir. Bakın, mesela, sadece burada değil, stat meselesinde de Bursa aynı kadersizliği yaşadı. Bütün Türkiye'de şehir statlarını yapan merkezî Hükûmet iş Bursa'ya gelince "Bursalılar yapsın." dedi, belediye imkânlarıyla başlandı. Türkiye'de o zamanın paralarıyla ortalama 150 ile 400 milyon arasında biterken statlar, bizim Bursa Timsah Arena diye bilinen, şimdiki adı Sütaş Atatürk Stadyumu olan stad kaç liraya mal oldu derseniz? 1 milyar 200 milyona. Bitti mi? Ama hâlâ da bitmedi, bitmediği gibi aşağı yukarı bir 200 milyon liraya kadar daha ihtiyacı olduğu söyleniyor.

Yine Türkiye'de statların bu son durumundan sonra bir de Bursa'da bizim hiç bitmeyen, neredeyse şiirlere konu olan dağ ilçelerimizden Bursa'ya gelen Orhaneli'nde bir tünel var, hepsi 2.036 metre bu tünelin ve bu tünel yaklaşık on beş yıldır bitirilmeyi bekliyor ve her yıl biz Orhaneli yolunda onlarca kaza ve yüzlerce can kaybı yaşıyoruz. Sayın Varank burada mı bilmiyorum ama seçimlerden önce 2023'te buranın faaliyete geçeceğini kendisi beyan etmişti.

Bursa o kadar gözden çıkarılmış ki mesela, İstanbul'da 240 kilometrenin üzerinde, Ankara'da 67 kilometre, İzmir'de 20 kilometre, Kocaeli'de 26 kilometre derin metro varken Bursa gibi bir metropolde bizim 1 metre bile derin metromuz yok. Şimdiye kadar bu konuda bir tek kuruş ne bir bütçe ne de bir proje var. Biz her akşam trafikte ortalama iki ile dört saat kaybediyoruz Bursalılar olarak. Efendim, yine, Bursa'nın devlet bütçesinden nasipsizliği bunlarla da sınırlı değil. Bizim bir Çınarcık Barajı var, 1996'da yapımına başlanmıştı. Buradan 68 kilometrelik bir isale hattıyla Bursa'ya gelecek ve Bursa'daki barajlara bağlanacaktı, hâlen bekliyoruz ve bu konuda da hiçbir ilerleme yok. Dünyada 6 tane bulunan ve 7'ncisi Bursa'ya yapılacak diye Yenişehir'in o mümbit arazilerinde, merada ayrılmış olan bir oto test merkezimiz olacaktı, 10 bine yakın insan istihdam olacaktı, vesaire vesaire. Sonuç, on iki yıldır söylenen hikâye, yapılamadan, bir tek çivi bile çakılmadan iptal edildi ve arsanın, tekraren hazinedeki kaydı oto test merkezi olmaktan çıkarıldı. Yine, mesela, bir başka kadersizliği var Bursa'nın. Türkiye'nin, ekonomide 2'nci, 3'üncü; nüfusta 4'üncü büyük şehriyiz. Bizim 4 dağ ilçemiz var, 3 tanesini örneklendireyim. Örneğin, Orhaneli de bunlardan, dağ ilçemiz. 1980'deki nüfus sayımında nüfusu 59 bindi, aradan kırk dört yıl geçti, en azından 100 bin olur diye tahmin ediyoruz değil mi? Şimdi, nüfusu 19 bine düştü. Mesela, Büyükorhan ilçemiz var. 1995'te 19.500'dü nüfusu, şimdi 10.325'e düştü. Keles ilçesinin 1980'deki nüfusu 22.453'tü, şimdi 11 bine; Harmancık ise 1990'da 12 bindi, şimdi nüfusu 6.300'e kadar düştü. Böyle devam ederse yakında bu 4 dağ ilçemiz haritadan silinecek. Tabii, bu dağın yaşadığı kadersizliği ova yaşamıyor mu? Ova derken aklınıza yeşil Bursa ovaları gelmesin çünkü yeşil bir şey bırakmadık. Yeşil Bursa bildiğiniz gri ve beton Bursa oldu. 2 tane kıymetli gölümüz var: İznik Gölü ve Uluabat Gölü. İznik Gölü'nün şu son fotoğrafına bakar mısınız, bu iskele daha üç yıl önce yapılmıştı, su bu kadar çekildi; DSİ raporları dâhil bütün üniversitenin de araştırmasıyla böyle devam ederse -Allah muhafaza, uyarmadı demeyin- Aral Gölü'nün kaderini yaşayacak. İşte bu çok kıymetli İznik Gölü'nün kıyısında ne var: O bildiğiniz meşhur Cargill var. Defaaten mahkeme kararları çıkartıldığı hâlde her defasında mahkeme kararına göre imar durumu değiştirilerek fabrikaya kilit vurulmasına engel oluyorlar. En son da İznik Gölü'nün kıyısına ne yapıldı biliyor musunuz: Varaka Fabrikası var Albayraklar Grubuna ait bir karton, mukavva fabrikası. Varaka Kâğıt Fabrikası için buraya çivi çakılamaz diyorduk ama ne oldu bütün o planlar, imarlar? Efendim, saraydan gelen özel endüstri bölgesi kararıyla hepsi ortadan kalktı. E, Uluabat Gölü ne durumda? Uluabat Gölü de her yıl 500 metre ile 1 kilometre arasında çekiliyor, suyu azalıyor; o da çölleşmeye doğru gidiyor.

İşte, bu denli sahipsiz bırakılan Bursalıların ve Bursalılara üvey evlat muamelesi yapmanız kentteki sosyoekonomik yaşamı da samimiyetle altüst etti. O nedenle, şimdilerde marka değerlerini, markalarını tek tek kaybediyor. Bugün aldığımız bir haberde de elli yedi yıllık ünlü meyve suyu markası Aroma da ne yazık ki konkordato ilan etmiş.

Peki, Bursa havludaki liderliğini kaybetti mi? Kaybetti. Bizim kestane şekerimizin kestanesi bile artık Aydın'dan geliyor. Biz Bursa'ya, Evliya Çelebi'nin söylediği gibi "Velhasıl Bursa sudan ibaret." denirdi; aslında, bir şifa kentiydi, kaplıca kentiydi. Biz en son Bursa'nın göbeğinde ve altında 80 derece sıcak su bulunan ve o mevkiye "sıcak su" denen Çekirge'nin altındaki tabakhanelerden boşaltılan, kamulaştırılan yere ne yaptık biliyor musunuz? En çok bildiği işi yaptı Hükûmet; TOKİ'den ev yaptı, TOKİ'den ticari nitelikli dükkânlar ve orayı da eve boğdu. Biz termal köy beklerken beton köy...

Son, Togg'dan da birkaç şey bahsedeyim.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

YÜKSEL SELÇUK TÜRKOĞLU (Devamla) - Hemen tamamlayayım.

BAŞKAN - Sayın Türkoğlu, lütfen tamamlayın.

YÜKSEL SELÇUK TÜRKOĞLU (Devamla) - Gönül isterdi ki Togg gerçekten hepimizin istediği, umut ettiği, arzu ettiği gibi bir millî marka olsun. Ben size gerçekleri söyleyeyim biraz: 60 bin üretim hedefi -yıllık minimum- kaçla kapandı bu sene? 20 bin civarında. Bantlar 2'ydi, 1'e; vardiyalar teke indi, satışlarda azalma var. Şimdiye kadar 600'ün üzerinde işçi çıkarmalar oldu. Yazık olmadı mı Togg'a? Çünkü Togg fabrikasından...

LEYLA ŞAHİN USTA (Ankara) - Nereden çıkardınız?

YÜKSEL SELÇUK TÜRKOĞLU (Devamla) - Efendim, öyle. Evet, Togg fabrikasından var.

Ben, hasılı bu bütçenin bugün son konuşmasında ilim Bursa'dan bahsetmek istedim.

Tekraren iyi geceler diliyorum.

Bütçe bütün bu eksikliklerine rağmen ülkemize hayırlı olsun.

Sağ olun. (İYİ Parti ve Saadet Partisi sıralarından alkışlar)