GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin Maddeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:39
Tarih:19.12.2024

MHP GRUBU ADINA MUSA KÜÇÜK (Gümüşhane) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi'nin 15'inci maddesi üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum. Genel Kurulu ve aziz Türk milletini saygıyla selamlıyorum.

2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi'nin hazırlanmasında ve bugünkü aşamaya gelmesinde verdikleri emekler ve özverili çalışmalarından dolayı emeği geçen herkese şükranlarımı sunuyorum.

2025 yılı merkezî yönetim bütçemizin hayırlı olmasını diliyor, bu bütçeyi olumlu değerlendiriyor ve destekliyoruz. Bütçemizin "Lider Ülke Türkiye" hedefine ulaşmamızda önemli katkılar sağlamasını umuyorum.

Türk Birliği idealinin ve bu idealden hareketle oluşturulan Türk Devletleri Teşkilatımızın yaptığı çalışmaların başarıyla sonuçlanmasını dileyerek konuşmama başlıyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; köklü geçmişi Türkistan'dan başlayarak büyük imparatorluklar dönemine ve nihayetinde Türkiye Cumhuriyeti'ne kadar uzanan Türk devlet teşkilatının tarihî geçmişi geniş bir yelpazeyi kapsamaktadır. Türk devlet teşkilatının geçmişi, yüzyıllar süren bir tarihsel süreç, Türk milletinin tarih sahnesine çıktığı ilk dönemde izlenebilecek çeşitli teşkilatlandırmalarla başlar ve günümüze kadar uzanan bir soy ağacı oluşturur.

Türk devletleri; bağımsızlık, varlık ve kimlik arayışı doğrultusunda, tarihte Asya Hun Devleti'yle başlayıp çeşitli dönemlerde farklı yönetim yapılarına sahip olmuşlardır. Tarihte "Türk" adıyla adlandırılan ilk Türk devleti Göktürk Devleti olmuştur. Orta Asya'da kurulan bu devlet, Türk milletinin tarih sahnesinde ilk büyük birliğini sağlayan ve Türk kültürünün temellerini atan önemli bir devlettir. 6'ncı yüzyılda kurulan bu devlet; yalnızca siyasi, askerî bir güç değil aynı zamanda kültürel bir yapı da ortaya koymuştur. Orhun Yazıtları, bu dönemin anlaşılmasında kritik bir rol oynamakta ve bu dönemin devlet teşkilatının belge niteliğini taşımaktadır.

Türk devlet teşkilatının en gelişmiş örneği olarak Osmanlı İmparatorluğu dönemi öne çıkmaktadır. Osmanlı İmparatorluğu, merkezî otoriteyi güçlü bir şekilde tesis ederek yerel yönetim sistemini geliştirmiştir. Yerel yönetimde farklı etnik ve dinî grupların uyum içinde yaşamasını sağlamaya yönelik millet sistemi bu dönemin önemli özelliklerindendir.

Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde 1923 yılında kurulan Türkiye Cumhuriyeti, Türk devlet teşkilatının modernleşme sürecinin bir dönüm noktası olmuştur. Türkiye modern yönetim sistemini geliştirmiş, yeni yönetim birimleri halkın ihtiyaçlarına yönelik hizmet sunmakta önemli bir rol oynamıştır. Bu bağlamda, Türk devlet teşkilatı, köklü geçmişine dayanarak modernleşmekte ve küresel dinamiklere uyum sağlama çabası içindedir. Milliyetçilik ideolojisi, cumhuriyetin kuruluşuyla birlikte devletin resmî politikalarından biri hâline gelmiştir. Mustafa Kemal Atatürk'ün "Kendisini Türk hisseden herkes bu vatanın öz evladıdır." sözleri ulusal kimliğin pekişmesine yönelik bir anlayışı yansıtmaktadır. Türk devletinin kurulması, yalnızca bir yönetim şeklinin değişimi değil aynı zamanda Türk milletinin tarihî mirasından güç alarak modernleşme arayışının da bir ifadesidir. Milliyetçilik, Türk milletinin tarihî mirasını koruma ve geliştirme amacı taşırken Türk devlet teşkilatının temellerine dayanan bir yapıyı sürdürmeyi hedeflemiştir. Bu perspektif, Türk devletinin modernleşme sürecinde ihtiyaç duyduğu ideolojik ve tarihsel kökleri sağlamakta önemli bir rol oynamıştır.

Türk milleti, tarih boyunca çeşitli zorluklarla karşılaşmış olsa da birlik ve beraberlik içinde hareket etme yeteneğini hiç kaybetmemiştir. Bilge Kağan'ın "Türk milleti, titre ve kendine dön." sözü, köklü geçmişten gelen bir uyarı ve birlik olma çağrısı olarak değerlendirilmektedir. Gaspıralı İsmail Bey'in "Dilde, fikirde, işte birlik" ifadesi, Türk topluluklarının dil, düşünce ve pratikte bir araya gelme arzusunu temsil ederken Mustafa Kemal Atatürk'ün Türk milletinin diğer akraba ve soydaşlarıyla olan ilişkilerine verdiği önem, Türk milletinin ortak hedefleri ve dayanışma duygusunu pekiştirmek için önemli bir motivasyon kaynağı olmuştur. Birlikten doğan gücün Türk dünyasının en büyük avantajı olacağına inancımız sonsuzdur. Türk milletinin geçmişten gelen bu güçlü bağlar ve tarihsel mirasla, çağdaş zorluklarla başa çıkmak için birlik içinde hareket etmekte kararlı olduğunu ifade ederken aynı zamanda bu birlikteliğin, yalnızca geçmişe değil geleceğe de ışık tutacağını hissettirmektedir.

Türk milletinin güçlü bir devlet olma yeteneği ve iradesi, tarihsel köklerinden aldığı ilhamla bu dönemi "Türk Asrı" yapma hedefine bağlılıkla devam edecektir. Oğuz Kağan'dan günümüze devam eden bir geleneğin taşıyıcısı olan Türk'ün "devleti ebet müddet" fikrini devam ettirecek olan Türk Devletleri Teşkilatı, tarihî bağları ve kültürel değerleri bir araya getirerek uluslararası ilişkilerde Türk devletleri arasında dayanışmayı artırmayı amaçlayan çok önemli bir oluşum olarak yoluna devam etmektedir. Ortak dil, kültür, gelenekler ve hatta tarih boyunca karşılaşılan zorluklar Türk devletleri arasında dayanışma ve iş birliği duygularını pekiştirmiştir. Türk Devletleri Teşkilatı, Türk devletlerinin istikbalin iradesi olarak dünya devletleri sahnesinde önemli bir konumda yer alacağına olan inancımız, Türk milletinin geleceği için umut verici bir bakış açısını bizlere sunmaktadır. Bu hedef doğrultusunda sonraki nesillere bütünleşmiş, kalkınmış ve her alanda kardeşlik bağları güçlenmiş bir Türk dünyası bırakmak hayati öneme sahiptir.

Türk Devletleri Teşkilatımızın kuruluşuna şahit olduğumuz bugünlerde, geçmişte Türk birliğinin oluşması için büyük fikir ve siyasi mücadele veren başta Gaspıralı İsmail olmak üzere Ziya Gökalp'ı, Yusuf Akçura'yı, Ahmet Cevad'ı, buradan ismini sayamadığım birçok fikir adamını rahmetle, minnetle anıyorum. Yine, ömrünü Türk milletine ve Türk diline adayan Başbuğ'umuz Alparslan Türkeş Bey'i rahmetle, minnetle anıyorum. Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanımız Devlet Bahçeli Bey'e Türk birliğine yaptığı büyük katkılardan dolayı şükranlarımı sunuyorum.

Bu değerli liderlerin Türk milletinin birlik ve beraberliği için gösterdiği çabalar her daim takdirle karşılanacaktır. Türk milletinin geleceğine ışık tutmuş ve millete hizmet etme yolunda önemli adımlar atmışlardır. Onların yaptıkları, Türk milliyetçiliğinin temel taşlarını oluşturmakta olup bizlere de bu mirası yaşatma sorumluluğu yüklemektedir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Gazi Mustafa Kemal Atatürk öncülüğünde Türk milleti Anadolu'da bağımsızlık mücadelesi verirken aynı dönemde Türkistan'ta yaşayan Kazak Türkü Mağcan Cumabay'ın Anadolu'da kurtuluş mücadelesi veren Türk milletinin yaşadıklarını hissederek yazdığı Uzaktaki Kardeşime şiirinden 2 dörtlük okuyarak konuşmama son vermek istiyorum:

"Uzakta ağır azap çeken kardeşim

Solmuş laleler gibi kuruyan kardeşim

Etrafını sarmış düşman ortasında

Göl gibi gözyaşı döken kardeşim

Alaca altın aşık atışmadık mı?

Tepişip bir döşekte yatışmadık mı?

Anamız olan Altay’ın ak sütünden

Beraber emip beraber tadışmadık mı?"

Gazi Meclisimizi ve ekran başında bizleri izleyen aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)