GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin Maddeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:39
Tarih:19.12.2024

SAADET PARTİSİ GRUBU ADINA DOĞAN DEMİR (İstanbul) - Sayın Başkan değerli milletvekilleri; 19-26 Aralık 1978 tarihleri arasında Alevilere yönelik gerçekleştirilen ve insanlık tarihinin en kara günlerinin yaşandığı, yüzlerce canın katledildiği, tarihimizde kara bir leke olarak kalmaya devam eden tüm katliamlar gibi aydınlatılmayan Maraş katliamı üzerinden bugün tam kırk altı yıl geçti ve konuşmama başlamadan önce, yaşanan bu katliama biraz değinmek istiyorum.

Maraş katliamında resmî rakamlara göre 120 insanımız öldürüldü, katledildi; 116 kişinin mezar yeri hâlâ belli değil; Alevilere ait 200'ün üzerinde ev yakıldı, 100'e yakın iş yeri tahrip edildi. Katliamda önemli rol oynayan 68 kişiye kırk altı yıldır ulaşılabilmiş değil. Birileri Maraş katliamının fitilini ateşledi. Bu zihniyete lanet olsun! Bir inancı diğer inançtan üstün gören, bir insanı diğerinden üstün kabul eden, etrafına nefretten başka bir şey aşılamayan bu yobaz zihniyete lanet olsun! Bir kadının kocasına "Beni sen öldür, onların eline bırakma." dediği, hamile kadınların diri diri karnındaki bebeklerle birlikte öldürüldüğü katliamdır Maraş katliamı. Maraş katliamında yitirdiğimiz canlarımızı büyük bir üzüntü ve rahmetle anıyorum. Maraş katliamı başta olmak üzere, biz Alevilere ve tüm insanlığa yapılmış bütün katliamlar aydınlatılmalıdır. Hiçbir katliamı unutmadık, unutturmayacağız.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Gazi Meclisimizde ülkemizin en temel planlanma araçlarından biri olan 2025 yılı bütçe görüşmeleri kapsamında, Komisyondan sonra on gündür Genel Kurulda bakanlıklarımızın bütçesi üzerine görüşmeler yapıyoruz. Bütçe, sadece gelir ve gider kalemlerinin bir tablosu değil, aynı zamanda bir ülkenin geleceğini şekillendiren, vatandaşlarımızın refah düzeyini, yaşam kalitesini doğrudan etkileyen bir yol haritasıdır. Bu süreçte bizim en büyük sorumluluğumuz, milletimizin bize emanet ettiği kaynakları etkin, şeffaf ve adil bir şekilde kullanarak refahı artırmak ve toplumsal sorunlara çözüm üretmektir. Dolayısıyla, 2025 yılı bütçesini değerlendirirken sadece ekonomik verilerden değil, halkımızın gündelik yaşamından, onların ihtiyaçlarından ve beklentilerinden de söz etmeden geçemiyoruz. Doğal olarak eleştirilerimiz de oluyor, çözüm önerilerimiz de oluyor, itirazlarımız da oluyor; tüm bunlar, halkımızın sesi, sözü olmak adınadır. Burada, önce, ülkemizin ekonomik koşullara değineceğim, ardından, bakanlıklarımızın bütçelerini değerlendirip çeşitli alanlardaki çözüm önerilerimizi sizlerle paylaşacağım.

Bugün, Türkiye, ekonomik olarak birçok zorlukla karşı karşıya bulunmaktadır. Son yıllarda yaşanan küresel pandemi, jeopolitik gelişmeler ve iç ekonomik dengesizlikler, ülkemizin ekonomik yapısını oldukça zorlamıştır. 2024 yılında ülkemizin ekonomik olarak büyüme katettiği ifade ediliyor ancak bu büyüme, toplumun çok geniş bir kesimine yansımamış, gelir dağılımındaki eşitsizlikler daha da derinleşmiştir. Enflasyon oranı, 2024 sonunda TÜİK verilerine göre yüzde 47 seviyesine ulaşmıştır ancak bu rakamın böyle olmadığını hepimiz biliyoruz. Bu durum, halkımızın alım gücünü ciddi şekilde etkilemiş ve en temel ihtiyaçların karşılanmasını bile zorlaştırmıştır. İşsizlik oranı yüzde 10,5 seviyesinde seyretmekte, genç işsizlik oranı ise yüzde 20'lere yaklaşmaktadır. Özellikle, gençlerimizin ve kadınlarımızın iş gücüne katılımı, üzerinde daha fazla durulması gereken bir konu olarak karşımıza çıkmaktadır. Yüksek enerji fiyatları ve dış ticaret dengemizdeki sorunlar nedeniyle cari açık artmaya devam etmektedir. Bu tablo halkımızın günlük hayatını daha zor hâle getirmiştir ancak bu zorlukları aşmak için çözümlerimiz var. Bu çözümler doğru planlama ve etkin bütçe yönetimiyle mümkündür.

Bazı bakanlıkları ele alarak genel sorunlardan bahsedip çözüm önerilerimi sizlerle paylaşmak istiyorum.

Birinci Bakanlık Millî Eğitim Bakanlığı, benim de en çok eleştirdiğim Bakanlık. Eğitim, bir milletin geleceğini inşa eden en önemli unsurdur. Öğretmen açığı hâlen ciddi bir sorun olmaya devam etmektedir. Okul altyapıları, özellikle kırsal bölgelerde yetersizdir. Protokoller aracılığıyla pedagojik formasyonu olmayan kişiler okullarda eğitim sistemine müdahale etmektedir. Öğrenciler arasında fırsat eşitsizliği ve ideolojik dayatmalar giderek artmaktadır. Bu sorunlar karşısında eğitim bütçesi, gelişmiş ve gelişmekte olan dünya ülkeleri ortalamasına çıkarılmalı; daha fazla kaynak ve okul altyapısının iyileştirilmesine yönlendirilmelidir. Köy okulları yeniden aktif hâle getirilmeli, kırsal bölgelerde eğitimin kalitesi artırılmalıdır. Öğretmenlerin özlük hakları iyileştirilmeli ve mesleki girişimleri için daha fazla yatırım yapılmalıdır. Dijital eğitime geçiş süreci hızlandırılmalı ve tüm öğrencilere ücretsiz internet erişimi sağlanmalıdır. Okullarda eğitimde laiklik ve bilimsellikten vazgeçilmemeli, tarikat ve cemaatler okullara sokulmamalıdır. Özel okullarda asgari ücretin altında ve düşük maaşlara mahkûm edilen öğretmenler ve ücretli öğretmenler için bir an önce Bakanlık kollarını sıvamalıdır. Bu konuda sıkı denetimler yapılarak özelde çalışan öğretmenlerin sorunlarına çözüm bulunmalı, ücretli öğretmenlik yapanların da şartları mutlaka iyileştirilmelidir.

Sağlık Bakanlığı... Sağlık hizmetleri, bir toplumun refah seviyesinin en önemli göstergelerinden biridir ancak sağlık sistemimizde çözüm bekleyen birçok sorun bulunmaktadır. Ülkemizde sağlık çalışanlarının iş yükü ve çalışma koşulları ağırdır, sağlık hizmetlerine erişimde yaşanan sorunlar ve bölgesel eşitsizlikler devam etmektedir. Bu sorunlara çözüm olarak sağlık çalışanlarının özlük hakları iyileştirilmeli, sağlıkta şiddetle mücadele daha etkin bir şekilde sürdürülmelidir. Aile hekimliği sistemi güçlendirilmeli, birinci basamak sağlık hizmetlerine daha fazla kaynak ayrılmalıdır. Kamu-özel ortaklığı modeli yeniden gözden geçirilmeli, sağlık bütçesi daha verimli kullanılmalıdır. Özel hastanelerin denetimleri tarafsız ve sıkı olmalıdır.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı... Sosyal güvenlik açıkları ve işsizlik Türkiye'nin en büyük sorunları arasında yer almaktadır. 2025 yılı bütçesi bu sorunların çözümü için yeterli görülmemektedir. Gençler için mesleki eğitim ve istihdam programları artırılmalıdır. Kadınların iş gücüne katılımını artırmak için özel teşvikler sağlanmalıdır. Emeklilik sistemindeki dengesizlikler giderilmeli ve kayıtdışı istihdamla etkin şekilde mücadele edilmelidir. En düşük emekli maaşı asgari ücretin altında olmamalı, asgari ücret de ülkemizdeki ekonomik durum gözetilerek ve alım gücü hesaba katılarak belirlenmelidir çünkü bir asgari ücretli Şubat 2024'te alabildiklerinin yarısını bile şu an, Aralık 2024'te alamıyor, maaşlar eridi.

Tarım ve Orman Bakanlığı... Türkiye tarımsal üretimde kendi kendine yeten bir ülke olmak zorundadır ancak 2025 bütçesi tarımsal desteklemeler açısından maalesef yetersizdir. Çiftçilere verilen destekler artırılmalı ve zamanında ödenmelidir. Çiftçi ve hayvan üreticilerinin girdi maliyetleri çok fazla artmış durumda, buna karşın üreticilerin vergi yükü bir an önce hafifletilmelidir. Çiğ süte zam gelmeden yem firmaları zam yapmaya başladı; asgari ücret açıklanacak, yem firmaları bir zam daha yapacak. Hayvancılık yapan vatandaşlarımız kazandığını yem firmalarına veriyor. Sayın Bakan bu konuda bir an önce harekete geçilmeli, yem firmalarının fahiş fiyatları ve fiyat artışları sıkı bir denetime tabi tutulmalıdır. Yemciler vatandaşı mahvetmiş durumda. Tarımsal üretimde teknoloji kullanımı teşvik edilmelidir. Sulama projeleri hızlandırılmalı ve kuraklıkla mücadele kapsamında daha fazla kaynak ayrılmalıdır.

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı... Sanayi ve teknoloji, bir ülkede ekonomik büyümenin motorudur. AR-GE yatırımlarının millî gelir içindeki payı mutlaka artırılmalıdır. Yerli ve millî üretimi teşvik eden stratejik projeler desteklenmelidir. Dijital dönüşüm programları hızlandırılmalı ve tüm sektörlere yayılmalıdır.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı... İklim değişikliğiyle mücadele ve sürdürülebilir şehirleşme politikaları, depreme dirençli kentler inşa etmek ve mevcut yapıları bir an evvel depreme dirençli hâle getirmek Türkiye'nin en öncelikli gündemi arasında yer almaktadır. Yenilenebilir enerji projelerine daha fazla kaynak aktarılmalıdır. Yeşil ekonomiye geçiş için teşvik mekanizmaları geliştirilmelidir. Kentsel dönüşüm projelerinde sosyal adalet mutlaka gözetilmelidir.

Ticaret Bakanlığı bütçesi ihracatı artırmak ve cari açığı kapatmak için daha etkin kullanılmalıdır. KOBİ'lerin ihracat kapasitesini artırmaya yönelik destekler sağlanmalıdır. Ticaret diplomasisi güçlendirilerek yeni pazarlar keşfedilmelidir. Herkesin rahat bir nefes alabilmesi için bir an evvel yapısal reformlar yapılmalıdır.

Hep birlikte daha güçlü, daha adil, daha yaşanabilir Türkiye için çalışacağımıza olan inancımla 2025 bütçesinin ülkemize hayırlı olmasını diliyor, saygılar sunuyorum. (Saadet Partisi ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)