GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Balıkesir'in Karesi ilçesinde patlayıcı üreten bir fabrikada meydana gelen patlamaya, iş kazalarına ve sorumlularına, Tabip Binbaşı Nihat İlhan'ın ailesinin hunharca katledilişinin yıl dönümüne ve devletin bürokratlarının bir siyasi partiye mensup olamayacağına ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:3
Birleşim:41
Tarih:24.12.2024

MEHMET SATUK BUĞRA KAVUNCU (İstanbul) - Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.

Değerli milletvekilleri, hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Ben de öncelikle, Balıkesir'in Karesi ilçesinde patlayıcı üreten bir fabrikada meydana gelen patlamada yaşamını yitiren vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet, yaralılara da acil şifalar diliyorum.

Bir iktidarın, bir hükûmetin asli görevi insanını muhafaza etmek, insanını korumaktır; sorumlu olduğu ülkede doğayı korumaktır, çevreyi korumaktır ama hele de kendisini "yerli ve millî" olarak ilan etmiş bir hükûmetin bu konuda herkesten çok daha fazla hassas hareket etmesi lazım.

Ama ne yazık ki biz, bu iş kazalarında dünyanın en kötü karnelerinden birine sahip ülkelerin başında geliyoruz; Avrupa'da en kötüyüz, dünyada da gene yerimiz hakikaten utanç verici bir konumda, bir durumda. Biz, her gün 3-4 işçimizi iş kazalarında kaybediyoruz. Elbette ki bu işin ana sorumlusu iktidardır ama ben bugün belki muhalefet partisinde yer alan birisi olarak biraz daha farklı bir tespitte bulunacağım: Aslında, bir zihniyet değişimini beceremediğimiz ve başaramadığımız için bu olan kazalardan hepimiz, tamamımız kısmen sorumluyuz. Neden bunu söylüyorum? Çünkü biz, bu meseleyi önemli bir mesele olarak hakikaten görmedik, göremedik.

Ya, şöyle bir ülke düşünün: Emniyet kemeri yerine toka satan bir ülke düşünün ya, dünyanın hiçbir yerinde bulamazsınız bunu. Emniyet kemeri yerine o arabanın verdiği rahatsız edici sesi duymayayım diye toka takan bir ülkede yaşıyoruz. Tabii, iktidar bunları denetleyecek. Çalışma Bakanlığının asli görevlerinden bir tanesi Balıkesir'de olan bu kazayı engellemek, orayı denetlemek ama bu zihnî değişimi de biz yaratmak zorundayız.

Bakın, ben yıllarca uluslararası firmalarda yöneticilik yaptım ve çalıştığım firmada hiçbir zaman satış ve kâr üzerinden bana bir prim ödemediler. Ana etken, ana madde neydi biliyor musunuz? Yıl sonunda benim sorumlu olduğum müessesede herhangi bir işçinin yaralanması ya da iş kazasından dolayı kayba uğraması hâlinde yıl sonunda vermeyi taahhüt ettiği primin belki onda 1'ini, belki yüzde 20'sini ancak öderdi çünkü kâr elde etmekten, para kazanmaktan, gelişmekten, kalkınmaktan, bunların hepsinden çok daha önemli olan insanın sağlığı. Eğer siz bir müesseseyi işletiyorsanız, oradaki insanların güvenliğini sağlayamıyorsanız -istediğiniz kadar yüksek gelir elde edin, istediğiniz kadar kâr elde edin- yapı sizi, insanınıza sahip çıkmadığınız için bir şekilde cezalandırıyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Kavuncu, lütfen tamamlayın.

MEHMET SATUK BUĞRA KAVUNCU (İstanbul) - Dolayısıyla bu zihnî değişimi hepimizin yapması lazım.

Ya, arabada elinde cep telefonuyla konuşan bir şoförü gördüğümüzde uyarmamız lazım, WhatsApp'tan mesaj attığında uyarmamız lazım. Trafik kazalarının yüzde 80'i direksiyon başında, elinde telefonla oynayan şoförlerden kaynaklanıyor. Bunları, bizim bir şekilde uyaracak bu zihnî dönüşümü yani bunu önemli hâle getirmemiz lazım. Fıtratında yok bu işlerin; bu işlerin fıtratında yok bu kazalar. Arkadaşlar, davranışlarımızı değiştirmemiz lazım, yaklaşımımızı değiştirmemiz lazım diyorum.

Ben, bu vesileyle bir kez daha kayıplarımıza Allah'tan rahmet diliyorum. Umarım, bu zihnî değişimi yaşarız, yakalarız ve bir daha bu tür kazaları görmeyiz.

Bir başka değinmek istediğim konu da aslında hepimizi üzen, hiç unutamadığımız bir fotoğraf vardı.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Kavuncu, lütfen tamamlayın.

MEHMET SATUK BUĞRA KAVUNCU (İstanbul) - Selamlıyorum Başkanım, bitireceğim.

Bugün, 24 Aralık 1963'te Tabip Binbaşı Nihat İlhan'ın ailesiyle beraber hunharca katledilişinin yıl dönümü. Kıbrıs, bizim onurumuzdur. Kıbrıs, Türkiye'nin onuru, namusudur. Kıbrıs'la ilgili alınacak her karar, geçmişte orayı kurtarmak için vermiş olduğumuz şehitlerin sorumluluğunu üzerimize yüklemektedir. Bu anmaları yapmamız lazım. Neden yapmamız lazım, biliyor musunuz? Çünkü bir bedel ödemişiz ve bu bağımsızlıklar zor elde edilmiş. Onun için, geçmişte yaşanmış -hepimizi üzse de- bu tür trajedileri mümkün olduğu kadar anmak ve yeni nesillere, buraların kıymetini mümkün olduğu kadar hissettirmek lazım. Ben, bu vesileyle bir kez daha Tabip Binbaşı Nihat İlhan'ı saygıyla, rahmetle, minnetle anıyorum.

Bir son konu değinmek istediğim...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Kavuncu, lütfen tamamlayın.

MEHMET SATUK BUĞRA KAVUNCU (İstanbul) - Bitiriyorum Başkanım.

Bakın, ben bundan yaklaşık bir hafta önce, Afyon Çay Kaymakamının yapmış olduğu bir davet mektubunda AK PARTİ amblemini kullandığını söyledim ve Adalet Bakanına da bu belgeyi teslim ettim. Gene çok benzer bir hadise yani devletin partileşmesi, bu son derece rahatsız edici.

Geçtiğimiz günlerde AK PARTİ Harran İlçe Kongresi'ni gerçekleştirdi. Kongre bittikten sonra bir milletvekilinin evinde Akçakale Kaymakamı, Üniversite Rektörü, İl Millî Eğitim Müdürü, İl Sağlık Müdürü, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürü bunların hepsi oturdu ve sohbet ettiler. Olabilir, Urfa'nın problemlerini konuşmuş olabilirler ama soruyu şöyle sorayım ben size: Bu yetkililer, bu bürokratlar bir muhalefet partisi milletvekilinin evinde otursaydı, evinde bir şekilde ağırlansaydı ne kadar tepki görürdü? Bu olmaz, devletin bürokratları partili olmaz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Kavuncu, lütfen tamamlayın.

MEHMET SATUK BUĞRA KAVUNCU (İstanbul) - Devletin bürokratları partili olmaz, bir siyasi partiye mensup olmaz. Bu, Türkiye'yi bir çıkmaz sokağa götürür, hep yakındığımız o Orta Doğu'daki rejimlerin hâline döner. Onun için bu konuda azami hassasiyet gösterilmesi gerektiğini düşünüyorum.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum, sağ olun.