Konu: | Devlet Memurları Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 3 |
Birleşim: | 42 |
Tarih: | 25.12.2024 |
YASİN ÖZTÜRK (Denizli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 177 sıra sayılı Devlet Memurları Kanunu hakkındaki kanun teklifinin 20'nci maddesi üzerinde söz almış bulunmaktayım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, devlet memurları, kamu hizmetlerinin adil, tarafsız ve etkin bir şekilde yürütülmesini sağlayan, devletin omurgasını oluşturan önemli bir meslek grubudur. Devlet memurları, vatandaşın devlete olan güveninin teminatı, hukukun üstünlüğünün uygulayıcılarıdır ancak ve ne yazık ki son yıllarda bu güvenin temelleri adım adım sarsılmış, memuriyetin itibarı ve güvencesi AK PARTİ'si iktidarı tarafından sistematik bir şekilde, bilerek zayıflatılmıştır. Bugün önümüzde bulunan bu kanun teklifi yüzeyde memurların haklarını genişletiyor gibi görünse de aslında çok da derin ve tehlikeli bir düzenlemenin izlerini taşımaktadır. Teklifte, disiplin cezaları almayan memurlara ilave kademe hakkı verilmesi, sözleşmeli memur kadrosuna geçenlerin bu haktan yararlanabilmesi, yurt dışında görev alacak memurlara aylıksız izin hakkı tanınması gibi düzenlemeler yer alıyor ancak bu değişikliklerin ardında yatan asıl niyet, liyakati ve adaleti tamamen devre dışı bırakarak partizan bir memur kadrosu inşa etme arzusudur. AK PARTİ'si devletin bürokratik yapısını kendi siyasal ve ideolojik ajandasına uygun hâle getirme çabasını yıllardır sürdürmektedir. Bu teklif de bu uzun vadeli planın bir parçasıdır.
Değerli milletvekilleri, devlet memuriyeti liyakate ve ehliyete dayanır ancak bu iktidar döneminde liyakat sadakate kurban edilmiş, bilgi, birikim ve tecrübe yerine siyasi bağlılık öncelik hâline getirilmiştir. Kamuda yapılan atamalar neredeyse tamamen siyasal referanslarla gerçekleşmekte, mülakat sistemleri âdeta birer eleme aracı olarak kullanılmaktadır. Bu kanun teklifi, bir yandan memurların uluslararası kuruluşlarda görev almasını kolaylaştırıyor gibi görünse de diğer yandan bu görevlerin kimlere verileceği sorusunu akıllara getiriyor. Uluslararası görevlere seçilecek kişilerin hangi kriterlere göre belirleneceği, kimlere bu hakların tanınacağı tamamen belirsizdir. İktidarın bugüne kadar yaptığı atamaların çoğu bu belirsizliğin nasıl suistimal edildiğine dair bize yeterince veri sunmaktadır.
Arkadaşlar, AK PARTİ'si iktidarı, memuriyeti bir siyasi aparat olarak görmektedir. Devletin memurları parti memurlarına dönüştürülmek istenmektedir. Bu dönüşüm yalnızca memurların değil devlet mekanizmasının da çöküşü anlamına gelir; kamu hizmetleri tarafsızlık ve adalet ilkelerinden uzaklaşır, vatandaşlar hizmet alırken siyasi aidiyetlerine göre muamele görmeye başlarlar. Böyle bir sistemde ne hukuk kalır ne de güven.
Kanun teklifinin diğer bir yönü de memurların aylıksız izin haklarıdır; yurt dışında görevlendirilecek memurların yanı sıra memur eşlerine de üç yılı aşmamak üzere aylıksız izin hakkı tanınıyor. İlk bakışta bu haklar önemli ve faydalı görünse de pratikte bu düzenlemeler yine belirli bir gruba ve kesime avantaj sağlamak amacıyla kullanılacak. Kamu kaynaklarının adaletsiz dağılımı bugüne kadar defalarca örnekleriyle karşımıza çıktı.
Devletin tarafsızlığı tehlike altındadır; devlet memurluğu bir siyasi partinin arkabahçesi değildir ve olmamalıdır ancak AK PARTİ'si kamu kurumlarını âdeta birer partizan kulübe dönüştürerek devletin tarafsız yapısını yerle bir etmiştir. Bugün bu kanun teklifiyle yapılan değişiklikler, memurların haklarını iyileştirmekten çok, onları siyasi baskı altına almak, itaate zorlamak ve partizanlaşmayı daha kurumsal bir hâle getirmek amacını taşımaktadır. Ayrıca, memurların mesleki gelişim bahanesiyle yurt dışına gönderilmesi veya aylıksız izin hakları belirli gruplara tanınan ayrıcalıkların yeni bir kılıfı hâline gelmektedir.
Kamu kaynaklarının ve olanaklarının kimlere ve nasıl tahsis edileceği, maalesef, bu iktidarda "adaletsizlik"le anılmıştır. Bugün burada yapılması gereken, devlet memurlarının haklarını gerçekten koruyan ve geliştiren reformlar olmalı ve öyle yapmaktı. Liyakati önceleyen, siyasi baskıyı ortadan kaldıran ve memurun görevini güven içinde yerine getirmesini sağlayan bir sistem inşa etmek zorundayız. Sözleşmeli personel rejimini, memuriyetin güvencesini ortadan kaldıran uygulamaları ve siyasi müdahaleleri sona erdirmek zorundayız. Kamu hizmetlerinin kalitesini artırmak, memurun haklarını korumak ve devlete olan güveni yeniden tesis etmek bizim ortak sorumluluğumuzdur.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Öztürk, lütfen tamamlayın.
YASİN ÖZTÜRK (Devamla) - Bu kanun teklifinin sadece yüzeysel iyileştirmelerle değil gerçek sorunları kökten çözecek şekilde yeniden ele alınması gerekmektedir. Aksi hâlde yapılan her değişiklik memuriyeti daha da zayıflatacak ve devletin tarafsızlığına büyük zarar verecektir.
Sonuç olarak, bu teklif memurların sorunlarını çözmekten daha çok siyasi kadrolaşmanın ve keyfî uygulamaların önünü açacaktır. Devletin hafızasını ve itibarını taşıyan memurlarımız siyasi iktidarın oyuncağı hâline getirilemez diyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)