Konu: | Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 3 |
Birleşim: | 45 |
Tarih: | 08.01.2025 |
HASAN EKİCİ (Konya) - Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; sözlerime hem sizleri hem de Suriye'nin devrimci halkını selamlayarak başlamak istiyorum.
Evet, Suriye'de tarihin nadir gördüğü ve bizlere çok şeyler anlatan bir halk devrim oldu. "Arap Baharı" denen ama "Orta Doğu intifadaları" olarak anılması gereken süreçlerin kışa döndüğünü iddia edenlerin yüzünde Suriye'nin aziz ve onurlu devrimi bir tokat gibi patladı. Tüm emperyalist yayılma iddialarına karşın Sykes-Picot haritasının yüzyıl sonra yırtılıp atıldığı bir devre şahitlik etmekteyiz. Rejimin gerçek yüzünün ne olduğunu on üç yıldır anlamayanlara, sadece Sednaya Hapishanesindeki şahitlikler yeter. Evet, birileri anlamamakta ve görmemekte ısrar etse de bu rejim bir Sednaya rejimiydi ve şimdi, hep birlikte, tüm dünya olarak Fransız işgalinin zehirli meyvesi Baasizm'inde bölgede çöktüğü bir ana şahitlik etmekteyiz. Dolayısıyla, Orta Doğu intifadalarının en somut ve sahici başarısına, zaferine şahitlik etmekteyiz. Ülkesine davet ettiği yabancı, küresel ve yerel güçlerle birlikte halkını yıllardır katleden, ülkesini ama kimyasal ama konvansiyonel silahlarla ev, okul, hastane, ibadethane demeden yakıp yıkan, mezhebî ve etnik ayrılıkları iktidarını korumak için körükleyen bir zalim rejim tarih sahnesinden yok olup gitti. Kan ve terle, on üç yılın sabrı, azmi, mücadelesi, emeğiyle, Rabb'imizin inayetiyle hamdolsun ki on iki gün içerisinde, bu çürümüş, yozlaşmış, halk düşmanı yapı arkasındaki güçlerle birlikte coğrafyadan silinip gitti. Her zaferde olduğu gibi kazananlar ve kaybedenler var. Feraset sahipleri, hikmet ehli, kaybedenleri yani jeopolitik hırslarını toprağa gömüp defolup gidenleri gayet iyi biliyorlar ama kazananları burada hasseten anmamız, gerekiyor. En başta Suriye halkı ve o halkın zaferi için direnenler artık kazanmış ve gerçek özgürlüklerine kavuşmuşlardır. Her türlü kaos, fitne ve karmaşa altında on üç yıldır kesintisizce devrimcilere destek veren Türkiye kazanmıştır. Her türlü dezenformasyon ve algı operasyonlarına karşı, mültecilere yapılan ırkçı saldırganlığa göğüs gerilmesi, Astana ve sonrası süreçlerin yönetilmesi, İdlib projesinin hayata geçirilmesi, Suriye'nin kuzeyindeki güvenlik hattı, uluslararası literatürde terörist olarak anılan devrimcilere kol kanat gerilmesi, Suriye'nin evlatlarından oluşan ordunun eğitilmesi, bugünlere hazırlanması ve yeni Suriye'nin nasıl inşa edileceğine dair son günlerde yaptıkları çalışmalar göz önüne alındığında, başta Sayın Cumhurbaşkanımız ve Dışişleri Bakanımız olmak üzere sahadaki tüm isimsiz kahramanlara teşekkür ediyoruz. Kan kardeşler olarak anılması gereken Suriye ve Türkiye'nin başı dik ve onurlu evlatları olarak müteşekkiriz ve elbette burada Sayın Genel Başkanımız Ahmet Davutoğlu'nun ismini apayrı bir yere yazmazsak tarihe ihanet etmiş oluruz. En başta yüzyıllık gönül coğrafyalarımız siyasetinin inşa edilip hayata geçirilmesinde, bu siyaseti sürdürecek kadroların eğitiminde ve devlet yönetiminde önlerinin açılmasında, Orta Doğu intifadaları ve Suriye sürecinin de inşai emekçisi olarak Sayın Ahmet Davutoğlu ismi tarihin onurlu sayfalarının arasındaki yerini almıştır. Sayın Davutoğlu bu süreçte çifte haksızlığa maruz kalmıştır; hem muhalefet saflarından yapılan haksız eleştiriler hem de son sekiz yılın âdeta günah keçisi ilan edilme ve Suriye faturası denen bedelin tamamen onun sırtına yüklenmesi bağlamında bir çifte haksızlık. Çok şükür ki tarih onu haklı çıkarmış, Rabb'im emeklerinin boşa gitmediğini daha yaşarken hem kendisine hem de ülkenin ve bölgenin tüm halklarına göstermiştir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Ekici, tamamlayın lütfen.
HASAN EKİCİ (Devamla) - Tamamlıyorum Sayın Başkanım.
Bu devrimle birlikte Filistinliler ve Filistin mücadelesi de daha büyük bir anlam kazanmıştır. Bu zaferin kaybedenleri kulübünde ise küresel ve yerel zalimlerden başkası da bulunmamaktadır. Şimdiden sonra yapılması gerekenler açıktır, Irak ve Lübnan'ın kötü tecrübeleri asla hayata geçirilmemelidir. Suriye tüm etnik, dinî, çoğulcu yapısıyla birlikte bir ve bütün olarak korunmalıdır. Şimdi yeni Suriye için yepyeni bir anayasa ve barışçıl bir sistem kurmanın zamanıdır. Unutulmamalıdır ki güçlü Suriye güçlü Türkiye demektir. Sadece Türkiye değil, Suriye, aynı zamanda güçlü bir Irak, güçlü, bir ve bütün bölgesel coğrafya, önündeki bariyerlerin kalktığı bir Filistin mücadelesi demektir.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.