GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:45
Tarih:08.01.2025

SELCAN TAŞCI (Tekirdağ) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; İYİ Parti Grubu adına teklifin 9'uncu maddesi üzerinde söz aldım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Bazen biz burada kendimizi başka bir evrendeymiş gibi hissediyoruz, açıkçası bu madde de bize böyle hissettiren maddelerden bir tanesi ve görebildiğim kadarıyla bizden başka bu maddeyle ilgili endişe ifade eden de olmadı burada, Genel Kurulda çünkü maddenin gerekçesi, yerli ilaç sanayisini geliştirmek, erişimde zorluk yaşanan ilaç ve tedavileri ulaşılabilir hâle getirmek üzere klinik araştırmaları desteklemek ve etkinleştirmek.

Şimdi, önce şunu bir netleştireyim: Tıpkı savunma sanayisi gibi küresel tekellerce yönetilen ilaç sanayisinin de millîleşmesi bizim için de öncelikli desteğe değerdir, heyecan vericidir ve evet, bu maddeyi savunan Bakanlık bürokratlarının dediği gibi, maddenin gerekçesi de ortaya konulan kesinlikle stratejik bir hedeftir. Ayrıştığımız ya da anlaşamadığımız yer şu: Stratejik bir hedefle gerekçelendiriyor olması bu maddeyi stratejik hâle getirmiyor maalesef. Biz, bu makul şüpheye sahip olmayı zaruri kılan bir ülkede yaşıyoruz. Bu maddeyle yapılan düzenleme, tanı, tedavi ve ilaç teknolojisini test edecek, üzerinde deney yapılacak kişilere yani insana dairdir yani mevzubahis toplum sağlığıdır. Biz, daha yeni, sırf SGK'den ödeme alabilmek için yenidoğan ünitelerinde bebeklerin ölüme terk edilmesini tecrübe ettik. Daha yeni, SGK'den ödeme alabilmek için bebeklere ve belki daha bilmediğimiz kimlere kimlere uygun tedavinin yapılmadığını, uygunsuz ilaçların zerk edildiğini tecrübe ettik. Daha yeni, bütün bunların bir organize suç örgütü faaliyeti olarak yapıldığını tecrübe ettik. Bu tecrübeler ışığında şimdi biz hiç mi şüphelenmeyelim, ödenek almak için "klinik araştırma" adı altında hangi faaliyetler yürütülecek.

Tekrar söylüyorum: Biz bu maddenin gerekçesinde ortaya konulan hedefi canıgönülden destekliyoruz.

1717-1721 yıllarında İstanbul'da yaşayan bir İngiliz yazar ülkesine yazdığı mektuplarda diyor ki: "İstanbul'da çiçek hastalığına karşı 'aşı' denilen bir şey yapıldı." Hayretle bildiriyor bunu. 1930'lara gelindiğinde, Türkiye Cumhuriyeti'nde üretilen aşı sayısının 17 olduğu aktarılıyor ve biz, o yılları "Hey gidi yıllar hey!" diye anıyoruz maalesef, "Nereden nereye?" diyoruz çünkü bugün her gün başka bir SMA'lı evladımızın, DMD'li evladımızın feryadıyla sarsılıyoruz. Gelişen tedavi yöntemlerine erişmeye çalışırken yaşanan zaman kaybının kanser hastalarımıza neye mal olduğuna hep birlikte şahit oluyoruz, çoğumuz kendi ailemizde yaşıyoruz belki bunu. Dolayısıyla, hangimiz böyle bir geri kalmışlığa razı olabiliriz?

Türkiye elbette yeniden kendi derdine derman üretebilme kabiliyetini harekete geçirmelidir. Bunun için hangi yatırım gerekiyorsa yapılmalı ve bu, elbette hep birlikte desteklenmelidir ama bu, her şeyden önce azami disiplin, denetim gerektiren bir süreçtir ve bizim endişemiz, Türkiye'de çok uzun zamandır "denetim" diye bir mekanizmanın sağlık dâhil hiçbir alanda işletilemiyor olmasıdır. Bu, ticari değil bilimsel yaklaşılması gereken bir süreçtir ve bizim endişemiz, Türkiye'de çok uzun zamandır her alanın dar bir çevrenin rantına kurban ediliyor olmasıdır.

Bu sebeplerden dolayı, biz bu maddenin şüpheye mahal bırakmayacak açıklıkta, hepimizin içine sinen ve gönül rahatlığıyla destekleyebileceğimiz netlikte olmasını istiyoruz. Madem insan deneyleri mevzubahis, o zaman ülkemizde mesela mevcut laboratuvar deneylerinin, hayvan deneylerinin, faz 2, faz 3 insan deneylerinin geldiği aşama ve bu deneylerden elde edilen sonuçlara dair detaylı bir bilgilendirme istiyoruz bu kanunu geçirmeden önce. "Sağlık Bakanlığınca izin ve onay verilen klinik araştırmalarda" ifadesinin Komisyonda "Sağlık Bakanlığınca izin ve onay verilen kamu hastaneleri ve üniversite hastanelerinde yapılan" diye değiştirilmesi bir iyi niyet beyanıdır, teşekkür ediyoruz bunun için. Bu işin kamu bünyesinde tutulması önemlidir ama biz, bu deneylerin hangi hastalıkların tedavisi için, hangi tıbbi ilaç veya cihazları geliştirmek için yapıldığını, yapılacağını ve bunlar için öngörülen maliyeti haklı olarak bilmek istiyoruz. "Uygulamaya ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle belirlenir." deniyor mesela.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Taşcı, tamamlayın lütfen.

SELCAN TAŞCI (Devamla) - Nihayetinde insan sağlığı etkilenecek. Dolayısıyla uygulama esasları, usulleri yönetmeliğe bırakılınca biz kanununda aslında neyi onayladığımızı bilmiyoruz, bunu bilmek istiyoruz, kaldı ki büyük ihtimalle bu nedenle Anayasa'ya aykırılıktan da dönecek bu madde.

Şimdi, metindeki ifadeler şunlar: "Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığınca desteklenen, Sağlık Bakanlığınca izin verilen klinik araştırmalarda, araştırma ürünlerinin sağlanması hariç olmak üzere..." Ama kim, neyi, nasıl, hiçbiri net ifade edilmiyor. Yani bu maddeyle ilgili tek şerhimiz bunların netleştirilmesi. Netleştirmekten neden kaçınıldığını da anlamıyoruz, dolayısıyla iyi niyet arayamıyoruz. Bu kadar hassas bir konuda, insan hayatını etkileyebilecek ve belki suistimalle Anayasa’nın 17'nci maddesi kapsamında suça zemin oluşturabilecek bir konuda biz öngörülebilir bir dil bekliyoruz.

Genel kurulu saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)