Konu: | Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat'a, itibar suikastına, Türkiye İhracatçılar Meclisinin 4 Ocakta yayımladığı veriye, yenidoğan çetesi skandalına, Yılmaz Özdil'e, 2025 yılının "Aile Yılı" olarak ilan edilmesine, hakkı yenen herkes için kırmızı kart gösterdiklerine ve seçim istediklerine ilişkin açıklaması |
Yasama Yılı: | 3 |
Birleşim: | 47 |
Tarih: | 14.01.2025 |
MURAT EMİR (Ankara) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Dün gece saatlerinde alışageldiğimiz FETÖ operasyonlarına benzer bir şekilde Beşiktaş Belediye Başkanımız Rıza Akpolat gözaltına alındı. Söz konusu olan iddia, ihaleye fesat karıştırma, suç örgütü kurma ama bu iddiaların asıl atıldığı kişi Ali İhsan Aktaş denen kişi, suç örgütü kurmak ve bunu yönetmekten suçlanıyor ve Beşiktaş Belediyesiyle birlikte aynı zamanda Esenyurt Belediyesinden ama aynı zamanda başta Türkiye Büyük Millet Meclisi olmak üzere, Yargıtay olmak üzere birçok kamu kurumundan da ihale aldığı bilinen bir kişi. Eğer bu kişi suç örgütü kurmak ve yönetmekten suçlanıyorsa -ki bu olabilecek bir şeydir- bu suçu sadece Beşiktaş Belediyesinde ve Esenyurt Belediyesinde işlemiş olabileceği varsayımı akıl dışıdır, izan dışıdır. Dolayısıyla, eğer gerçekten ciddi bir soruşturma varsa başta Türkiye Büyük Millet Meclisi, Yargıtay ve diğer bütün kurumlar olmak üzere görevini yapmalıdır, kendi ihaleleriyle ilgili her türlü bilgi ve belgeyi savcılığa ulaştırmalıdır. Savcılık bugüne kadar bu görevi yapmak istememiştir, savcılık görevini eksik yapmaktadır. Maalesef, savcılık ve Türkiye Cumhuriyeti yargısı iktidarın elinde bir sopaya dönüşmüştür. İtibar suikastı yapmak üzere Cumhuriyet Halk Partili belediyelerin halkın kalbinde yer etmiş hizmetlerini küçük düşürmek, yok saymak, 31 Martta halkımızın verdiği mesajı bir türlü almamak ve kaybettikleri seçimi bir türlü hazmedememekten dolayı bize operasyon yapıyorlar ama aslında yapmaya çalıştıkları bizim belediye başkanlarımızı bir şekilde itibar suikastıyla, demokratik olmayan yollarla sistemin dışına itmek ve bir türlü bükemedikleri bilekleri böylesine yargı yollarıyla başka türlü saf dışı bırakmaktır; biz bunu biliyoruz.
Değerli arkadaşlar, burada sadece gözaltına alınış biçimiyle hukuki eksiklik yok, aynı zamanda Rıza Akpolat'ın Belediye Başkanı sıfatıyla, yine Ahmet Özer'in Belediye Başkanı sıfatıyla imza yetkilisi olmadığı bir ihale veya olmadığı ihaleler üzerinden böylesine itibar suikastı yapmak üzere gecenin bir vakti kelepçeleyerek hem de adliyeye, hastaneye getirilirken yandaş medya kanallarına "Şuradan getireceğiz, buradan resmini, görüntüsünü alırsınız." denilerek yapılan bir soruşturmada aslında yapılmak istenenin halkı cezalandırmak olduğunu açıkça biliyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun, tamamlayalım lütfen.
MURAT EMİR (Ankara) - İmza yetkilisi olmayan belediye başkanları soruşturmaya bir gece vakti alınsaydı Tayyip Erdoğan yaşamının yarısını mahkeme salonlarında ve cezaevlerinde geçirmek zorunda kalırdı. Bakın, gazete kupürlerine bakın, mahkemeye çağrıldığında, ifade vermek üzere dahi çağrıldığında ishal olduğu gerekçesiyle gitmeyen bir Tayyip Erdoğan var. Aynı Tayyip Erdoğan düğmeye basıyor, savcılar harekete geçiyor ve olmayacak işler yapılıyor. Biz bunu kabul etmiyoruz, biz bunu şiddetle reddediyoruz. Bilsinler ki kurdukları her türlü kirli kumpas, her türlü kirli hazırlık halkın nezdinde dağılmaya mahkûmdur ve tuzla buz olmaya mahkûmdur, tuzla buz olacaktır.
Değerli arkadaşlar, Türkiye İhracatçılar Meclisi 4 Ocakta bir veri yayınladı.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun, bitirelim lütfen.
MURAT EMİR (Ankara) - Bitmeyen konumuz, Filistin'e yani aslında İsrail'e Filistin görünümü adı altında gönderilen ihracat, ihracat rakamları; rakamlar son derece çarpıcı. Söyledik, duymuyorsunuz; kalpleriniz, kulaklarınız kurumuş, duymak istemiyorsunuz, İsrail'e çatır çatır ihracat yapmaya devam ediyorsunuz ama biz de bunları söylemeye devam edeceğiz.
Son rakamlar; bakınız, ihracat yüzde 521 artmış bir yılda, 757 milyon dolara ulaşmış, yüzde 521 ve yüzde 11 bin artışla çelik sektörü başı çekiyor. Çelik yolluyorsunuz, çelik, İsrail'e çelik yolluyorsunuz. Daha iyi savaşsın diye, Gazze'deki çocukların üstüne daha kolay bomba atabilsin diye İsrail'e çelik yolluyorsunuz. Yine, yüzde 30 binle konfeksiyon, yine, yüzde 214 binle tekstil ihracatı da artmış; bunu da söylemiş olalım.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Bitirelim lütfen, buyurun.
MURAT EMİR (Ankara) - Toparlıyorum.
Sayın Başkan, biz burada yenidoğan çetesi skandalı patladığında Bakanın hem Bakan sıfatıyla hem de zamanın İl Sağlık Müdürü sıfatıyla birinci dereceden suçlu olduğunu ve mutlaka istifa edip yargılanması gerektiğini söylediğimizde kulak arkası etmişlerdi, hatta burada küstahlaşmışlardı ama Fırat Sarı'nın yani bir numaralı sanığın ifadelerinden anlıyoruz ki elbette Bakan birinci derecede suçlu. Bakın, Fırat Sarı ne diyor? Aslında doğru söylüyor. Diyor ki: "Sistemi ben keşfetmedim, sistem zaten vardı. Özel hastanelerin başta yoğun bakımları olmak üzere birçok servisini başka kişiler ve şirketler hizmet iş birliği sözleşmesi adı altında zaten işletiyorlar. Bu sistemi bu ülke kurdu, bu Hükûmet kurdu. Bu İl Sağlık Müdürü denetlemesi gerekirken denetlemedi, şimdi "Bana bunu yapıyorlar." diye feryat ediyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MURAT EMİR (Ankara) - Toparlıyorum.
BAŞKAN - Buyurun lütfen.
MURAT EMİR (Ankara) - Aslında bu kişi yani insan dahi diyemeyeceğimiz bu kişi bir doğruyu da tespit etmiş oluyor.
Ben, yine sözlerimi sonlandırırken hastalandığını üzüntüyle öğrendiğimiz Yılmaz Özdil'e buradan acil şifalar diliyorum. Umuyorum en kısa zamanda sağlığına kavuşur ve Türk halkını aydınlatmaya devam eder.
Sayın Başkan, 2024 yılını "Emekliler Yılı" ilan etmişlerdi, emeklileri perişan ettiler. Şimdi de "Aile Yılı" ilan ediyorlar, aileleri perişan edecekler; şimdiden söylüyoruz. Nereye elinizi atsanız kurutuyorsunuz. Şimdi de ailelere el atıyorlar. Çekin elinizi yeter, elinizi çekmeniz yeterli! Biz emekliyi aç bırakanlara, asgari ücretliyi açlığa mahkûm edenlere, bu halkı açlığa ve işsizliğe mahkûm edenlere karşı kırmızı kart gösteriyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MURAT EMİR (Ankara) - Sayın Başkan...
BAŞKAN - Buyurun lütfen.
MURAT EMİR (Ankara) - Ayağa kalkıyoruz ve kırmızı kart gösteriyoruz. Herkes için, hakkı yenen herkes için kırmızı kart gösteriyoruz. 14.469 lira emekli maaşını kabul etmeyenler adına kırmızı kart gösteriyoruz. 22.104 lira asgari ücreti, açlık ücretini kabul etmeyenler için kırmızı kart gösteriyoruz. Staj mağdurları için kırmızı kart gösteriyoruz. "Adil bir vergilendirme olsun." diyenler adına kırmızı kart gösteriyoruz. Ayağa kalkıyoruz ve tüm halkımızla birlikte ayağa kalkarak seçim istiyoruz. Sizin bu ülkenin hiçbir sorununu çözme kapasiteniz, kabiliyetiniz kalmamıştır. Cesaretiniz varsa getirin sandığı, bu millet size kırmızı kartı gösterecek.
Sabrınız için teşekkür ederim Sayın Başkan.