Konu: | İYİ Parti Grubu önerisi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 3 |
Birleşim: | 47 |
Tarih: | 14.01.2025 |
İYİ PARTİ GRUBU ADINA HAKAN ŞEREF OLGUN (Afyonkarahisar) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle, aziz vatanımız için 12 Ocak 2024'te bölücü terör örgütü tarafından şehit edilen İstihkâm Sözleşmeli Er Murat Atar'ı rahmet, saygı ve hürmetle anıyor; bütün şehitlerimizi, gazilerimizi ve ekranları başında bu Genel Kurulu takip eden bütün şehit ailelerini ve yakınlarını saygı ve hürmetlerimle selamlıyorum. Sizleri unutmadık, unutmayacağız, unutturmayacağız.
Bugün, burada Millî Eğitim Bakanlığının 2025 yılında yürürlüğe koymayı planladığı öğretmenlik mesleğine girişteki yeni sınav sistemi, akademik uygulaması, mülakat süreçleri ve süreçlerin yarattığı mağduriyetler üzerine konuşacağım. Akademi Giriş Sınavı, eğitim camiasında ve kamuoyunda ciddi tartışmalara yol açmıştır. Öncelikle eğitim bilimleri testinin kaldırılacak olması, pedagojik formasyonunun göz ardı edilmesi ve mevzuat odaklı bir sınav yapısının benimsenmesi büyük endişe yaratmaktadır. Eğitim bilimleri, sınıf yönetiminden çocuk psikolojisine kadar öğretmenlik mesleğinin yapı taşlarını oluşturan kritik bir alandır. Eğitim bilimleri testinin kaldırılması öğretmen adaylarının pedagojik formasyonuna gereken önemin verilmediğini göstermektedir. Akademi Giriş Sınavı'nın mevzuat bilgisine dayalı yapısı, öğretmenlik gibi uygulamalı bir meslek için büyük bir geri adımdır. Teorik bilgiyle meslek icra edilmez. Öğretmenlik bir sınıfın dinamiklerini anlamayı, öğrenci psikolojisini kavramayı ve etkili bir pedagojik yaklaşımı gerektirir; bu yeni sistem bu gereklilikleri tamamen göz ardı etmektedir.
Eğitim fakültelerinde dört yıl süren bir eğitimin ardından bir yıl sınav hazırlığı ve iki yıl zorunlu akademi eğitimi getirilmiştir. Bu süreç, hem ekonomik hem de sosyal açıdan öğretmen adaylarını zor durumda bırakacaktır. Altyapısı hazırlanmadan ilan edilen akademi uygulaması, öğretmen adaylarını başka şehirlere taşınmaya zorlayacak ve ciddi mali yükler getirecektir. Ayrıca, atanacak kişi sayısındaki belirsizlik, zorunlu doğu görevi ve sık sık yer değiştirme gibi koşullar yüz binlerce öğretmen adayını daha da umutsuzluğa itmektedir. Akademi eğitimi için gerekli altyapının her ilde ve ilçede sağlanamıyor olması, öğretmen adaylarını başka şehirlere taşınmaya zorlayarak ekonomik yükler yaratacak, aile düzeninin bozulması, eş durumu tayinindeki mağduriyetler gibi sosyal sorunlara yol açacaktır.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öğretmen atamalarında inatla sürdürülen mülakat uygulaması hakkında da birkaç söz söylemek milletin vekili olarak boynumuzun borcudur. Yazılı sınavlarda yüksek puan alan, hakkıyla bu mesleği icra etmeye hazırlanan öğretmen adayları mülakatlarda keyfî değerlendirmelerle elenmektedir. Buradan açıkça soruyorum: Bir öğretmenin liyakatini otuz dakikalık bir mülakatla nasıl belirleyebilirsiniz? Cumhurbaşkanı, seçim öncesi "Mülakatı kaldıracağız." vaadinde bulundu ancak seçimden sonra verilen bu sözlerinin yerini "Mülakat, devletin bekası için gereklidir." açıklamaları aldı. Buradan açıkça sormak istiyorum: Bu nasıl bir beka anlayışıdır ki hakkaniyet ve liyakat bir kenara bırakılmak zorunda kalınıyor? Devletin geleceği, torpille atanan öğretmenlerin ellerine mi emanet edilmek isteniyor?
Mülakat mağduru bir genç kızın, kardeşimizin "Eğer Ankara'da bir tanıdığınız yoksa atanma ihtimaliniz hayalden ibarettir." cümlesi öğretmen adaylarının hissettiği çaresizliği ve sistemin adaletsizliğini gözler önüne sermektedir. Ülkemizde bu mülakat işleri liyakat esasına göre değil maalesef, sadakat esasına göre işlemektedir. Bir öğretmen adayımız KPSS'den yüksek puan alıyor, mülakatta eleniyor ve itiraz süresi içinde itiraz ediyor. Hani güya "Kamera sistemi getirdik." deyip mülakat uygulamasını güvenli hâle getireceklerdi ya, bu kardeşimin itirazı üzerine kamera sistemi kesinlikle incelenmiyor. Elimde gördüğünüz not cetveline göre aday 83 puana yakın almışken 82 puan aldığı yazıyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun, bitirelim lütfen.
HAKAN ŞEREF OLGUN (Devamla) - Aday itiraz ediyor ancak hiçbir inceleme yapılmadan itirazı reddediliyor. Komisyondaki bir kişi de çıkıp, rakamları doğru toplayıp "Ya, evet, hata etmişiz." diyemiyor. Evet, mahkeme yolu açık ancak mülakat sistemi böyle ayaklar altına alınmışken, hukuka güven yerlerdeyken bu mağdurlara adalete müdahale edilmeyeceğinin garantisini kim verecek?
"Mülakat sistemi derhâl kaldırılmalıdır." çağrımızı yineliyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti ve Saadet Partisi sıralarından alkışlar)