GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: DEM PARTİ Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:47
Tarih:14.01.2025

DEM PARTİ GRUBU ADINA CEYLAN AKÇA CUPOLO (Diyarbakır) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, Sayın Genel Kurul; tüm halklarımızı saygıyla selamlıyorum.

Bugün itibarıyla, 31 Mart 2024'ten bugünün tarihini baz aldığımızda dokuz ayda tam 9 kayyumun atandığı bir sürece girmiş olduk. "Yeni yıla nasıl girerseniz öyle geçer." derler, bu yeni yıla da kayyumla girdik, galiba böyle devam etme planları var iktidarın. Bu kayyumu atarken -dokuz ayda yaptığı, her 9 atamada da yaptığı gibi- bir öcü yaratması gerekti iktidarın. Ne dedi? İşte, Hoşyar Sarıyıldız'ın, Akdeniz Belediyesinin, Mersin Akdeniz Belediyesinin seçilmiş Belediye Eş Başkanı Hoşyar Sarıyıldız'ın bir öcü olduğunu iddia etmek istedi. Niye "Öcü." diyor? Çünkü toplumda rıza yaratmak zorunda. Ne diyecek? "Bu öcüyü benim buradan almam gerekiyor, onun yerine de kendi kayyumumu atamam gerekiyor." Hoşyar ve Hoşyar gibi... Akdeniz gibi kozmopolit yani insanların 1990'lardan bu yana bazılarının çatışmalı süreç sebebiyle, bazılarının kentten kıra olan, kırdan kente olan göçler sebebiyle, bazen ekonomik, bazen sosyal sebeplerle sığındığı bu müthiş ilçeyi, sosyal uzlaşının oluştuğu bu ilçeyi kayyum rejiminin altına koyma iradesini, rızasını yaratmak için bir planlama yapıldı. 2016 yılından bu yana tam 154 defa kayyum atanmış, 154 defa. Normalde "kayyum rejimi" dediğimiz şey, iki ayda bir değerlendirilmesi gereken; yönetimlerin yani bu atamayı yapan Bakanlığın, makamın iki ayda bir değerlendirip "Tamam, bu kayyuma devam diyeceğiz veya tamam diyeceğiz. Belediye Meclisinin birini seçmesine müsaade edeceğiz." diyebileceği bir uygulamayken tam 154 defa, 2016'dan 2025'e kadar her iki ayda bir yapılan değerlendirmelerin hiçbirinde bir kez bile bir belediye başkanı yerine iade edilmemiş; bu kadar mı korkunç bu vatandaşlar, bu kadar mı korkunç bu seçilmiş insanlar?

Hoşyar kimdir? Hoşyar, 1923'te kurulmuş bu cumhuriyetin seçme ve seçilme hakkı verdiği bir vatandaştır. Eğer sahte bir vatandaş değilse Hoşyar ve onun yanındaki kadın belediye eş başkanı bugün orada bulunması gereken insanlardır. Eğer cumhuriyet bu hakkı verdiyse sizin alma hakkınız yoktur.

Benden sonra çıkacak olan iktidar milletvekilleri bunu söyleyecek, biliyorum, diyecekler ki: "Yasa bunu söylüyor. Yasaya göre kayyum atama şansımız, yetkimiz vardır." Ama yasalar bu ülkede şiir okuduğu için insanları cezaevine koydu, onlara siyasi yasak verdi; yasalar insanlar başlarını örtüyor diye onların kamuda görev almasının önüne geçti; aynı yasalar insanlar başlarını örttüğü için üniversiteye gitmelerine müsaade etmedi, onları polis şiddetine maruz bıraktı. Her yasa demokratik değildir, her yasa eşitlikçi değildir. Yasalar insanlar için vardır ve insanlar yasalar için yoktur. O sebeple, KHK'yle yapılan bu düzenleme, kayyum düzenlemesi insanları önemseyen, önceleyen bir şey değildir. Hâliyle, yasa diye oluşturduğunuz şey bir yargı paradoksudur; bir elinizde sopayla, diğerinde budanmış bir zeytin ağacıyla, ağzınızda "Yeni anayasa yapılmalı, demokratik bir anayasa yapılmalı." söylemiyle samimi olmadığınızı herkes görüyor, herkes tanıyor. Kucağınıza bir tuzak koyuyorsunuz bu yarattığınız yasa paradoksuyla, bir tuzak oluşturuyorsunuz ve bu tuzaktan kurtulmanız için size uyarıda bulunuyoruz: Akdeniz Belediyesi örneğin... Bir örnek vermek istiyorum neden kayyum atandığına dair; belki kamuoyunda bunu izleyen, bu Genel Kurulu izleyip öcü safsatasına inanmakta güçlük çeken insanlar varsa belki ikna olmak isterler diye: Akdeniz Belediyesi 2022 yılında AK PARTİ yönetimindeyken o dönemin Belediye Başkanı pahalı bazı taşınmazları satmak istemişti, bizim de belediye meclisinde üyelerimiz vardı, onlar "hayır" oyu vermişti. Bu taşınmazın satılmasına engel oldukları için belediye meclis üyelerinin 5'i bir anda gözaltına alındı, gözaltı süreleri uzatıldı, onlar gözaltındayken taşınmazlar apar topar satıldı ve Akdeniz Belediyesi bir miktar daha yoksullaştırıldı.

Bu önergeye "evet" demenizi istiyorum çünkü Akdeniz Belediyesinde şu anda bu Genel Kurulda oturan her bir kişinin temsil ettiği kentin bir bireyi oturuyor, çünkü Akdeniz böyle bir yer, Akdeniz tam da bu Meclisin temsil ettiği şeyi temsil ediyor. Akdeniz'in iradesini koruyamazsak bu Parlamentonun talip olduğu o halkın iradesini yansıtma ifadesini de koruyamayız, bunun temsilcisi olamayız.

Yine, burada bulunan Mersin Milletvekillerine sesleniyorum: Hiçbirinizden ses çıkmıyor. Mersin'in seçilmiş belediye başkanlarına sesleniyorum, ilçe belediye başkanlarına sesleniyorum: Hiçbirinizin sesi çıkmıyor. Lütfen, bu hukuksuzluğa "Hayır." deyin.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın lütfen.

CEYLAN AKÇA CUPOLO (Devamla) - Hemen tamamlayacağım.

Çünkü bu hukuksuzluğa "Hayır." denilmediği için yavaş yavaş işte, kayyum rejimi başka siyasi partilere de taşınıyor ve bu sistem devam ettirilmek isteniyor. Hoşyar'ın ve onunla birlikte tutuklanan diğer belediye meclis üyelerinin bir strateji belgeleri vardı. Bu strateji belgelerinde merkezî yönetimin yarı yolda bıraktığı emekliler, asgari ücretliler, yoksullar, kadınlar, mevsimlik işçiler, limanlarda çalışan o işçiler için yoğun planları vardı, bu 2025 yılı ile 2029 yılları arasında uygulamaya koymak istedikleri stratejik planları vardı. Bu planlara kayyum rejimiyle siz "Hayır." dediniz, "Biz sizin yoksul kalmanızı istiyoruz." dediniz iktidar cenahı olarak; halka da bunu ifşa etmek istiyoruz. Tekrar kucağınıza koyduğunuz, kendiniz için koyduğunuz bu kayyum tuzağınızdan dönme çağrısı yapıyorum ve Akdeniz'deki bütün halkları saygıyla selamlıyorum. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)