| Konu: | CHP GRUBU ÖNERİSİ |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 29 |
| Tarih: | 06.12.2011 |
AYTUN ÇIRAY (İzmir) - Sayın Başkan, yüce Meclisin değerli üyeleri; hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum.
Birçok yandaş kalem ve yorumcuya göre AKP İktidarı tarihe ileri demokrasi getirmesiyle geçecekmiş, halkımıza her gün yazılı ve görsel medyada anlatılan hikâye budur. Kanal gezgini seçilmiş yorumculara göre doksan yıllık tabular yıkılmakta, ezberler bozulmakta, olağanüstü bir değişim dalga dalga yayılmaktadır. Bu yorumculardan ana muhalefet partisinin payına düşen ise statüko savunuculuğu, değişim karşıtlığı ve vizyonsuzluk eleştirisidir. Dünyada bu kadar çok seslilik övgüsü yapıp da tam bir ikiyüzlülükle sadece muhalefete yüklenen bir medya görülmemiştir. Eğer buna "bir iletişim başarısı" diyorsanız, bu medya bana göre AKP'nin tarihe geçecek bir başarısıdır ama utanç verici bir başarısı. Yakın geleceğin tarihçileri bu başarının ibret verici nedenlerini herhâlde inceleyecekler, tarih için gerekli notu düşeceklerdir ama biz tarihçi değiliz, biz siyasetçiyiz, sorumluluğumuz ve görevimiz insanımıza gerçeklerin penceresini sonuna kadar açmaktır. O hâlde hemen söyleyeyim, ben bu yeni düzenin adına "yeni medya düzeni" diye bir isim taktım. Bugün cari olan düzen, yeni medya düzenidir. Kendisi yeni dünya düzeninin eseri olan AKP, ilk iş olarak yeni medya düzenini kurmuştur. Milletimizin haber alma özgürlüğü âdeta yok edilmiştir. Hedefi, iktidarını sürekli kılacak mekanizmalardan en önemlisini oluşturmaktır, nitekim oluşturdu. Yeni medya düzeninin merkezine TRT'yi, anayasal olarak tarafsız olması gereken TRT'yi oturttu. TRT, Anayasa'ya ve TRT Yasası'nın 5'inci maddesine aykırı olarak, tek yönlü ve taraflı yayın yapmama ilkelerini sonuna kadar çiğnedi. Bunu tam olarak sağlamak için Sayın İbrahim Şahin Genel Müdür yapıldı. Sayın Şahin, kurumda son derece stratejik görevlere sadece kendisiyle ideolojik yakınlığı olanları getirmedi, aynı zamanda akrabalık, eş dost ve hemşehrilik bağları da bu atamalarda rol oynadı. Şimdi deneyimli kadroları tasfiye ediyorlar.
Ayrıca, bu dönemde TRT'nin hukuk dışına çıktığı tespit ve tescil edildi. 14 Ocak 2009 tarihinde "Ergenekon" adı verilen operasyonlar zincirinin ne idüğü belirsiz halkalarının birini teşkil eden Tuncay Güney adlı şahıs yaklaşık dört saat boyunca TRT ekranlarında konuşturuldu. Bu ne idüğü belirsiz kirli şahıs, operasyonel maksatlı pisliklerini CHP'nin kurumsal şahsiyetine bulaştırmaya kalkıştı. Cumhuriyet Halk Partisi, hem TRT Genel Müdürünü hem TRT'yi mahkemeye verdi ve hukuksuzluk kesin bir yargı kararıyla tescillendi.
TRT, bütün bunların yanında AKP yandaşlarına maddi çıkar sağlama fonksiyonunu da üstlendi. Sanki gelirlerini piyasa koşullarında reklam gelirlerinden elde ediyormuş gibi özel televizyon kanallarıyla rekabete girişti. Mesela, sporculuğuna söyleyecek tek sözümüz olmayan ve aramızda milletvekili olarak bulunan bir futbol adamına, Sayın Hakan Şükür'e bir yıl için tam 728 bin lira para ödedi. Hakan Şükür, keşke bu yorumculuk hevesini başka kanallarda tatmin etseydi. Fakat Şahin'in TRT'si bununla da kalmadı. Neymiş? Muhteşem Yüzyıl'ı beğenmemişler! Bunun üzerine yeni bir dizi çekme kararı aldılar ve dizinin adı da "Burası Osmanlı" diye konuldu. "Destan başlıyor" diye billboardlarda ilanlar yaptılar. Peki sonuç ne? TRT Genel Müdürü Sayın Şahin beğenmemiş, üçüncü bölümden sonra kaldırdılar. Peki milletin cebinden ne ödendi bu üç bölüme? Tam 2 milyon 400 bin lira.
Bir de, Sayın Turgut Dibek'in ortaya çıkardığı, Sayın Cumhurbaşkanımızın danışmanına verilen paralar var, onları da sormayın gitsin!
İnsan bu olan bitene bakınca, Sayın Bülent Arınç'ın vicdanının seçici olduğunu düşünüyor. Kul hakkı yenirken Sayın Bülent Arınç'ın vicdanı çalışmıyor. Allah'ı var, ne TRT'ye ne de Deniz Fenerine kendi Allah korkusunu karıştırmadı.
Sayın milletvekilleri, bütün bu skandallara göz yuman kalem erbabı arasında kendilerine liberal diyenlerinse hâli tam bir rezillik; çünkü bir liberal, hukukun üstünlüğüne karşı yapılan hiçbir hareketi desteklemez. Öyle anlaşılıyor ki bazılarının aklı ceple cüzdanları arasında sıkışmış kalmış.
Değerli vekiller, yeni medya düzeni, yeni Türkiye düzenini kuranların Wikileaks belgelerine yansıyan bir tavsiyesiydi, aşağı yukarı bu tavsiyeyle tüm medya hizaya sokuldu. Bazıları, muhalefet etme içgüdülerini karşılamak için iktidara muhalefet edemeyince muhalefete muhalefet etmeye başladılar. Bazı yazarlar kendilerine dayatılan sansürü ve zorbalığı bir demokrasi devrimi gibi sunmayı da maharet bildiler. Bu kalemlerin, içinden geçtiğimiz zorbalık ve sansür sistemiyle yüzleşmeye cesaretleri yok çünkü. Bu yüzden sürekli cumhuriyetin kurucu değerlerine saldırıyorlar, akılları sıra korkaklıklarını ve yıkıcı tabiatlarını kamufle ettiklerini zannediyorlar.
Sayın milletvekilleri, ne kadar tekrarlasak az; TRT, AKP'nin kurduğu medya düzeninin merkez unsurudur, en operasyonel aracıdır; misyonu, Türk milletini AKP'nin başarılarına ikna etmektir, Haçlı zihniyetinin Müslüman dünyasına zarar verdiğini perdelemektir. Meclis yayınlarının sürelerinin kısaltılması ve yayın formatının değiştirilmesi tesadüfi değildir, sansürün daniskasıdır; bu kutsal çatı altında olan bitenleri milletten saklamak istiyorsunuz, bunu kabul edip susmayacağız değerli arkadaşlar.
TRT, bugün ortak paydaları kurucu ruha ve Atatürk'e sonsuz bir nefret ve düşmanlık duygusu olan güçlerin ideolojik bir aygıtına dönüşmüştür. TRT, artık yeni Anayasa çalışmalarında lağvedilmelidir, bunun yerine kamu yayıncılığı yapan yeni bir kurum oluşturulmalıdır.
Sayın Başkan, değerli vekiller; yeni medya düzeninin anlaşılmasında katkısı olur diye bir örnek vermek istiyorum. Sayın Başbakanın Hasan Ağabeyini hepiniz tanırsınız, Hasan Cemal Beyefendi'yi, işte o, geçenlerde yazdığı bir yazısında kamuoyunun hazırlanmasından söz etti. İşte AKP'nin yeni medya düzeninin kilit noktası tam burasıdır yani kamuoyunun bilgilendirilmesi değil, hazırlanması ve yeniden inşa edilmesi. Bunun için doğrular ters yüz ediliyor, en temel ahlaki değerler çiğneniyor, fikir ve ifade özgürlüğü AKP medya düzeninde karşılıksız bir çek gibi kullanılıyor, en olmayacak şeylerden muhalefete hesap soruluyor. Peki niçin? Zaman gazetesi yazarı Sayın Etyen Mahçupyan'a göre AKP'yi tarihsel ve ideolojik açıdan meşrulaştırma ve hatta tek meşru aktör kılmak için.
Yüce Meclisin değerli üyeleri, tezgâh, dolayısıyla milletimizin başına örülmek istenilen çorap büyüktür. Yeni medya düzeni, despotik bir cumhuriyetin insanımıza kabul ettirilmesine yönelik bir propaganda aygıtıdır. Serdar Turgut, Mustafa Kemal posterlerinin yanına Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın posterinin asılmasını önermişti; bazılarının hedefleri ise daha farklı, tarihi kendilerine göre yeniden yazmak istiyorlar ve Mustafa Kemal'in resimlerinin olmayacağı otoriter bir cumhuriyet hayali kuruyorlar. Ama bu hayalperestlerin hepsi avuçlarını yalayacaklar.
Hepinize en derin saygılarımı sunuyorum arkadaşlar. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Çıray.