GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türkiye Adalet Akademisi Kanunu Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:48
Tarih:15.01.2025

NECMETTİN ÇALIŞKAN (Hatay) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Bugün buruk da olsa bir ateşkes haberi aldık, Gazze'deki direnişe bin selam olsun. Elbette, tarih bugünleri yazarken Gazze'nin Müslüman ülkelerin ihanetine rağmen bu direnişi gerçekleştirdiğini yazacak. Elbette, tarih bugünleri yazarken gemi, İsrail'le ticaret, demir çelik, mazot gibi kavramları yazacak.

FAHRETTİN TUĞRUL (Uşak) - Hamas bugün teşekkür etti be! Hâlâ konuşuyorsun ya, hâlâ konuşuyorsun! Adaletinden utan sen ya! Yazıklar olsun!

NECMETTİN ÇALIŞKAN (Devamla) - Bu kelimeler konuşulduğu zaman âdeta nasırlarına basıldığı için arkadaşlar rahatsız oluyor. Elbette Hamas denize düşmüş, her türlü desteğe muhtaç. Buradan yeni bir zafer türküsü çıkarmanın da bir âlemi yok. Suriye'de 1 milyon kişi öldükten sonra bugün bu hâle gelindi ise Gazze de maalesef yerle bir oldu. Temenni ederiz ki bundan sonraki süreçlerde sadece kamuoyuna yönelik işler yapılmaz; gerçek anlamda barışa, Gazze'ye, Filistin'e, insanlığa hizmet edilecek icraatlar yapılır.

Değerli milletvekilleri, ikinci olarak, tarih bu anları yazarken muhtemelen diyecek ki bir gece yarısı, gece ikide Türkiye Büyük Millet Meclisi toplanmış, adı adaletle geçen bir yasa görüşüyordu ve âdeta komedi gibi hukukun çiğnendiği, kanser hastalarının tahliye beklediği, Covid mağdurlarının mağdur olduğu, ehliyet affı, öğrenci affı bekleyen KHK'lilerin, bütün zulmün en daniskasının işlendiği bir dönemde 13 yaşındaki askerî okul öğrencilerinin darbeci denerek müebbede mahkûm edildiği; bu, en fazla sosyal medyanın güçlü olduğu talimatla, adalet borsası denen bir dönemde, hukukun bu kadar çiğnendiği bir dönemde, âdeta komedi yazarcasına gece ikide adalet görüşüyoruz ve alkışlara şahit oluyoruz arkadaşlar lütfedip Genel Kurula katıldıkları için.

Değerli milletvekilleri, "hukukun çiğnendiği" dedik. Bakın, Anayasa'ya göre herkes eşit olmalı. Denetimli serbestlik yasasından bile sadece sizden olanlar, size şirin görünenler yararlanıyor. Bunu asla kabul etmek mümkün değil. Darbe yasaları, darbe dönemleri, birer yıl, ikişer yılla sınırlıdır ama biz, 15 Temmuz darbesinin olağanüstü hâl sürecini hâlen yaşamaya devam ediyoruz, hâlen özgürlüklerin kısıtlı olduğu bir dönemdeyiz. Bugün fişleme, gözaltı, sorgulanma, tutuklama artık sıradan hâle geldi. Mahkeme birisinin hakkında serbestlik kararı verse bile sosyal medya baskısıyla ya da siyasi baskıyla aynı gün tutuklandığına hepimiz şahit oluyoruz. Bugün insanların sabah evden çıktığında gayet normal hâli devam ederken sosyal medyadaki bir paylaşımından dolayı gece yarısı cezaevinde olduğunu hepimiz biliyoruz. Gazeteci tutukluların olduğunu, fikir hürriyeti kullanılamadığını hepimiz biliyoruz. Evet, çok katlı adalet sarayları yapılıyor ama adalet, saraylar yükseldikçe gecekondu hâline geliyor. İşte, tarih bugünü yazarken diyecek ki: "Dağ bir kez daha fare doğurdu; bunlar 'Adalet Akademisi' diye bir şey getirdiler, gerekçesinde 'Bağımsız, tarafsız adliye mensubu yetiştireceğiz.' dediler ama yasayı savunanlar bile neyi savunduğunu bilmiyordu, yasanın içerisinde ne olduğunu kimse bilmiyordu." Apar topar, alelacele bir yasa ne yapıp ne edip çıkarılacak ve işte, bunun içinde, bu yasa içerisinde savunulan belki de tek bir madde bile yok. Evet, Akademi kurulacağını anladık. Bütçesi ne kadar, niçin yapılıyor, ücret; hepsi de bir şekilde geldi geçti.

Değerli milletvekilleri, sözlerimi toparlarken mücbir sebep konusuna değinmek istiyorum: Mücbir sebep deprem bölgesinde sona erdi. 1,5 milyonun altında cirosu olanlara imkân tanındı ki kimse yararlanmasın diye kaldırıldı.

ABDULKADİR AKGÜL (Yozgat) - Nasıl vekil oldu bu, nasıl vekil oldu bu!

BAŞKAN - Sayın Çalışkan, lütfen tamamlayın.

NECMETTİN ÇALIŞKAN (Devamla) - Dolayısıyla bugün siz çetelere, müteahhitlere, yandaşlara vergi affı getirirken deprem bölgesindeki esnafın vergi borcundan dolayı bankalardaki hesaplarına bloke konuluyor ve bugün bir taraftan "asrın felaketi" diyeceksiniz, siz üzerinize düşeni yapmıyor olacaksınız; TOKİ hâlen çok az sayıda ev teslim etti ama bir tane iş yeri teslim etmedi; böyle bir ortamda gelip de insanların hesaplarına bloke koymak, insanların hayatını zindana çevirmeye çalışmak ancak bu döneme herhâlde nasip olurdu. Eğer siz iş yapacaksanız bu feryatlara kulak tıkamayın, deprem bölgesini dinleyin, hapishanelerde zulüm altında inleyen insanları dinleyin, mağdurların sesine kulak verin.

Genel Kurulu saygıyla selamlarım. (YENİ YOL, CHP, DEM PARTİ sıralarından alkışlar)