GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: (10/2262, 2263, 2264, 2265, 2266, 2267) Esas No'lu 21 Ocak 2025 tarihinde Bolu Kartalkaya'da bulunan bir otelde meydana gelen yangının tüm boyutlarıyla araştırılarak benzer olayların önlenmesi için alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin Önergelerin ön görüşmeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:49
Tarih:28.01.2025

AK PARTİ GRUBU ADINA ATAY USLU (Antalya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Bolu Kartalkaya'da bulunan bir otelde meydana gelen yangının tüm boyutlarıyla araştırılması, benzer olayların önlenmesi için alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması komisyonu kurulmasına ilişkin önergede AK PARTİ Grubu adına söz aldım. Genel Kurulu ve aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum.

Bolu Kartalkaya'da meydana gelen otel yangını hepimizi ve milletimizi derinden üzmüştür, Türkiye'yi derinden yaralamıştır. Hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar diliyoruz; ailelerine, yakınlarına sabır ve başsağlığı temenni ediyoruz. Şu bilinmelidir ki bu olayın sorumluları mutlaka ortaya çıkarılacaktır ve gerekli cezalar verilecektir. AK PARTİ olarak, milletvekili olarak bu konunun takipçisi olacağız. Otel yangınında hatası, ihmali, usulsüzlüğü bulunan kim varsa, hangi kurumsa mutlaka yargıya hesabını verecektir.

Değerli milletvekilleri, 21 Ocak tarihinde saat 03.27'de Bolu merkez ilçeye bağlı Kartalkaya Kayak Merkezi'nde bulunan Grand Kartal Otel'de bir yangın olduğu ihbarı 112'ye düşüyor. Yangında ilk müdahale 04.15'te Bolu İtfaiyesi, Bolu AFAD Müdürlüğü ve Jandarma Komutanlığı tarafından gerçekleştiriliyor. Bolu Valisi de yaklaşık olarak 04.40 sularında yangın mahalline geliyor. Otelde 238'i misafir, 100'ü otel çalışanı olmak üzere toplamda 338 kişi konaklamaktadır olay zamanında, anında. Hepimizin içini yakan, çok derinden üzen yangın sonucunda 78 vatandaşımız hayatını kaybetti, 50 kişi yaralı olarak kurtarıldı, 6 vatandaşımızın tedavisi hastanelerde devam ediyor. Hayatını kaybedenlere tekrar Allah'tan rahmet diliyorum, yaralılarımıza tekrar acil şifalar diliyorum. Yangın esnasında yaralılara ilk müdahale için il dışından ve il içinden 38 acil yardım ambulansı, 14 UMKE ekibiyle birlikte 168 sağlık personeli görevlendirilmiştir ve bölgede bir de sahra hastanesi oluşturulmuştur. Kurtarma ve söndürme için Bolu'dan ve yakın illerden AFAD ekipleri, itfaiye ekipleri, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına bağlı ekipler bölgeye intikal etmişler; 171 araç, 553 personelle olaya müdahale edilmiştir. Adli açıdan da olayın ilk saatlerinden itibaren Bolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 6 cumhuriyet savcısı soruşturma için görevlendirilmiştir ve cumhuriyet savcıları olay yeri inceleme çalışmalarını hemen başlatmışlardır. Devam eden soruşturma, yapılan tespitler ve araştırmalar çerçevesinde otel sahibinin, otel müdürünün, şirket müdürünün, Bolu Belediye Başkan Yardımcısının da içinde bulunduğu 26 kişi gözaltına alınmıştır. Savcılık aşamasından sonra çıkarılan mahkemelerce 19 kişi tutuklanmış, 6'sı da adli kontrol altına alınmıştır. Kusur ve sorumluluk süreciyle ilgili İstanbul Teknik Üniversitesinden 7, Hacı Bayram Veli Üniversitesi Hukuk Fakültesinden 1 olmak üzere 8 bilirkişi görevlendirilmiştir. Bilirkişilerin raporlarını hazırlama süreçleri devam etmektedir. Bilirkişiler hukuk, afet yönetimi, inşaat mühendisliği, makine mühendisliği, kimya mühendisliği, elektrik ve elektronik mühendisliği ve mimarlık alanında uzmanlardan oluşmaktadır.

Sayın milletvekilleri, biz bu sürecin tüm şeffaflığıyla açıklığa kavuşmasını istiyoruz. Bu amaçla, çok yönlü adli ve idari süreç başlatıldı. Cumhuriyet savcılarının yanında, 2 mülkiye başmüfettişi, 4 Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı müfettişi de konuyla ilgili idari incelemeler yapmak üzere görevlendirildi. Yargıda da idari makamlarda da titiz ve çok boyutlu bir şekilde tahkikatlar devam ediyor. Kartalkaya'daki otel yangınında gereken tedbirleri almayanlar, görevini ihmal edenler, hata yapanlar, usulsüzlük yapanlar, milletimize bu büyük acıyı yaşatanlar kim olursa olsun, hangi kurumda olursa olsun, hangi bakanlıkta olursa olsun yargıya hesap vereceklerdir, gereken cezaya çarptırılacaklardır. Hiçbir şekilde biz bu meselenin üstünün örtülmesine müsaade etmeyeceğiz, her ne olursa olsun tüm boyutlarıyla açığa çıkarılması için yüksek bir hassasiyetle sürecin takipçisi olacağız.

Sayın milletvekilleri, bizlerin bu araştırmaya zarar verecek popülist tartışmalardan uzak durmamız gerekiyor. Bu tür olayların hemen ilk dakikalarında suçlama yapmak, suçluyu bulmak yerine acıyı hafifletecek, müdahaleyi kolaylaştıracak çalışmalar yapmamız daha önemlidir. Hepimizi derinden yaralayan bu olay ve buna benzer trajedilerde, bu olaylar popülist tartışmaların kurbanı yapılmasın ve objektif olarak tartışılsın istiyoruz. 78 canımızın gitmesine sebep olanlar yargı önünde tek tek hesabını vereceklerdir.

Yasama organı olarak bizim de bu konuda bir asli görevimiz var. Bu komisyonu kurarak hem sürecin tüm yönleriyle ortaya çıkmasını hem de bundan sonra bu tür olayların olmaması için yapılması gerekenleri tespit etmek, atılması gereken adımları belirlemek, mevzuatın yeterliliğini kontrol etmek, gerekiyorsa kural koymak, gerekiyorsa mevzuat değişikliği yapmak bizim de Meclis olarak görevimizdir. Ben, oy birliğiyle böyle bir komisyonun oluşturulmasını önemsiyorum.

Değerli milletvekilleri, itfaiyecilik mesleği önemli bir meslektir, bu olayda bunu bir kez daha gördük. Benden önce konuşan CHP'li hatip de ifade etti, itfaiye hizmetleri 4 ana unsuru üzerine kurulur: Bir, önleme; iki, eğitim; üç, kurtarma; dört, söndürme. Maalesef, bizde itfaiye hizmetleri genellikle söndürme kısmıyla ön plana çıkıyor, son yıllarda da önemli bir gelişme kurtarma kısmında oldu ancak itfaiyecilik hizmetlerinin söndürme kısmını ön plana çıkarmak Tulumbacı Ocağı döneminden kalma, eskimiş, eksik bir bakış açısıdır; bu olay da gösterdi ki itfaiyeciliğe bakışımızı da daha geniş bir perspektife oturtmamız gerekiyor.

İtfaiye hizmetlerine tarihsel olarak bakacak olursak, kurumsal olarak itfaiye teşkilatı 1700'lü yıllarda Tulumbacı Ocağı olarak kuruluyor Yeniçeri Ocağına bağlı olarak, Yeniçeri Ocağı 1826'da kaldırılınca "Yangın Taburu" diye bir itfaiye teşkilatı oluşturuluyor, 23 Eylül 1923'te de tüm itfaiye hizmetleri belediyelere devrediliyor. Bugün yangın süreçleri konusunda ana yetkili kurum, belediyelere bağlı itfaiye teşkilatlarıdır.

Doğru itfaiye hizmeti yangın önleme tedbirlerini almak ve aldırmakla başlar, kurtarmak ve yangını söndürmekle devam eder. Yangın olaylarında asıl üzerinde durmamız gereken şey bu yangını nasıl önleyeceğimiz olmalıdır; asli unsur, asli konu, asli görev yangını önlemektir. Tabii ki eğitim de çok önemlidir. İtfaiye hizmetlerinin daha etkin olabilmesi için halkın yangın güvenliği konusunda eğitilmesi, önleyici tedbirlerin alınması konusunda bilinçlendirilmesi önemlidir, okullarda bu eğitimin verilmesi önemlidir, kamu kurumlarında belli büyüklüğü geçen binalarda tatbikatların yapılması mühimdir ancak esas konu, esas unsur önlemektir arkadaşlar.

Sayın milletvekilleri, bazen birkaç yeni itfaiye aracı aldıktan sonra itfaiyecilik hizmetlerinin çağdaş seviyeye yükseldiğini söyleyenleri de duyuyoruz. Birkaç itfaiye aracıyla ideal itfaiye süreci oluşturulamaz, esas olan insana yatırımdır. İtfaiye hizmetlerinin öznesi itfaiyecilerimizdir. İtfaiyeci olmak özveri isteyen, bilgi ve tecrübe isteyen stresli bir meslektir; ateş savaşçılarıdır onlar. Yangına karşı can ve mal güvenliğini koruma görevini yerine getiren itfaiyecilerimize fedakârlıkları için buradan teşekkür ediyorum. O günkü yangında da itfaiyecilerimiz görevlerini fedakârca yerine getirmişlerdir.

Bir binada "bina güvenliği" denilince akla ilk gelen binanın mekanik ve statik dayanıklılığıdır yani depreme dayanıklılığı akla gelir, ikinci olarak da yangına dayanıklılık yani yangına dirençlilik akla gelmelidir.

Binalarda yangına karşı dayanıklılık için doğru malzemenin seçilmesi, tahliye yollarının uygunluğu, hızlı kaçış yollarının ve kaçış merdivenlerinin standartlara uygun olması, yangın algılama ve uyarma sistemlerinin varlığı, söndürme araç ve gereçlerinin varlığı, yağmurlama sistemi gibi etkili sistemlerin varlığı binanın yangına dirençliliği açısından çok önemlidir. Standartlar, sistemler kadar bu konuda, yangın tedbirleri konusunda -biraz önce de ifade ettim- eğitim de çok önemlidir. Tüm bu çerçevede tekrar ifade etmek istiyorum, yalnızca söndürmeyi amaçlayan Tulumbacı Ocağı dar bakışından bu konu daha geniş bir bakışa intikal ettirilmeli, yangınla ilgili Türkiye'deki mevzuat gözden geçirilmeli ve gerekirse düzeltilmelidir değerli milletvekillerim.

Değerli milletvekilleri, Kartalkaya'daki yangında, işletmede temel yangın tedbirlerinin eksik olduğu görülmüştür, aşikârdır. Kaçış yollarının eksikliği, yangın uyarı, yangın algılama sistemlerinin çalışmadığı, duman kontrol sisteminin eksikliği, otomatik yağmurlama gibi sistemin olmadığı ve yangın önleme tedbirlerinin alınmadığı aşikârdır, Bolu İtfaiye raporunda da bu tespit edilmiştir.

Kartalkaya, biliyorsunuz bir turizm bölgesi. Ben otelle ilgili ve bölgeyle ilgili de birkaç bilgi vermek istiyorum bu aşamada. Burada, yangının bulunduğu otelin yeri 1971 yılında Orman Bakanlığınca kırk dokuz yıllığına otel tesisi yapılmak üzere tahsis edilir. 1970'te Turizm Bakanlığınca Turizm İşletmesi Belgesi verilir. Bolu Bayındırlık ve İskan Müdürlüğünce 1997'de yapı ruhsatı, 1999'da da yapı kullanma izni verilir. 2005'te, İl Özel İdaresi Kanunu gereği "Önceki belgeler iş yeri açma ve çalışma ruhsatı yerine geçer." hükmü gereğince iş yeri çalışma ruhsatı da almış olur daha sonraki düzenlemelerde.

2007'de tesisin niteliğinin değişmesi... Bizden önceki vekillerimiz de ifade etti, işletmenin otele dönüştürülmesi vesaire sebebiyle, 2007 tarihinde Bolu Özel İdaresine iş yeri açma ve çalışma ruhsatı başvurusunda bulunulur. Bolu Belediyesi o tarihte, 22 Kasım 2007'de uygunluk belgesini verir, Bolu Özel İdaresi de iş yeri açma ve çalışma ruhsatını düzenler. Bu süreç böyledir.

Gelelim Aralık 2024'e. 28 Kasım 2024'te oteldeki bir lokanta işletmesi bir yıllığına başka bir firmaya devredilir. Grand Otel Muhasebe Müdürü tarafından 12 Aralık tarihinde Bolu İtfaiyesine başvuru yapılır. Başvuru üzerine 16 Aralık tarihinde itfaiye denetim elemanları tarafından denetim yapılır. Yapılan denetimde 19 başlıktan 8'inde yetersizlik olduğu tespit edilir. Tahliye çıkışları, ışıklı yönlendirme levhaları, acil aydınlatma, elektrik tesisatı, söndürme gereçleri, alarm algılaması durumu, duman kontrolü, paratoner gibi yetersizlikler tespit edilir ve yağmurlama sisteminin olmadığı da söylenir. Bu eksiklerin ortaya çıkması üzerine Bolu Belediye Başkan Yardımcısıyla görüşülür, talep geri çekilir. Bolu Belediye Başkan Yardımcısı imzasıyla otelin başvurusu iptal edilir. Ardından, hemen 25 Aralık tarihinde 70 metrekare kafe, restoran için yangın denetleme ve inceleme başvurusunda bulunulur. 2 Ocak 2025 tarihinde, Bolu Belediye Başkan Yardımcısının imzasıyla, şirkete işletmenin Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik'e uygun olduğu bildirilir. İlgili firma lokanta için 13 Ocak tarihinde Bolu İl Özel İdaresine başvurur ancak tabii ki bu süre içerisinde yangın çıktığı için bu başvuru sonuçlandırılmamıştır.

Değerli arkadaşlarım, 12 Aralıkta 3 bin metrekare otel için başvurulan yangın yeterlilik belgesinin incelemesinde hayati eksiklikler ve kusurlar bulunuyor, durum da otele bildiriliyor. Otel -bakın, burası önemli- Belediyenin yol göstermesiyle talebini geri çekiyor, ardından otelin içinde bulunan lokanta için yangın yeterlilik belgesi alınıyor. Belki de bu konunun en can alıcı noktalarından bir tanesi burası, yangında güvenli olmayan bir binanın içindeki bir lokantaya yangın güvende olduğu belgesi nasıl verilebilir? Yangında güvenli olmayan bir binanın içindeki bir lokantaya yangında güvenli olduğu belgesi nasıl verilebilir? Binaya ait eksiklikler var, nasıl oluyor da binanın içindeki bir bölüm bundan etkilenmiyor?

Arkadaşlar, bakın, işin ilginç tarafı yangın bir restoranda başlamış, evet, o restoranda başlamamış ama başka bir restoranda başlamış. Bir restorana izin veriyorsunuz ve restoranda yangın başlıyor.

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Restoran değil, kafe, kafe! Aynı şey mi?

ATAY USLU (Devamla) - Başka bir restoran da olsa bunun dikkatlice incelenmesi lazım. İtfaiye hizmetleri teknik hizmetlerdir, hayati hizmetlerdir değerli arkadaşlarım. Seçimle gelmiş belediye başkanları, evet, belli görevlere atama yapmalıdır ancak yeterli bilgisi olmayan, uzmanlığı olmayan, tecrübesi olmayan kişilerin bu tür hayati görevlere atanması doğru değildir; eş dost, akraba belediyeciliği doğru bir iş değildir.

İlk rapor çok düzgün. Rapor ne diyor? "Her şey vahim, çok kötü." ama bu rapor yok sayılıyor ve o raporda yazan eksiklikler nedeniyle kahreden bu facia yaşanıyor arkadaşlar, hepimizi kahreden facia yaşanıyor, 78 insanımızı kaybediyoruz. Eğer o rapor Valiliğe, Bakanlığa, cumhuriyet savcılığına bildirilseydi belki yanan canlarımız kurtarılmış olacaktı. Bu içerikteki bir raporu -ben de kamu yöneticiliği yaptım geçmişte değerli arkadaşlarım- bir suçu görürseniz, kamu yöneticisi olarak eksikliği görürseniz ilgililere bildirmekle mükellefsiniz, Türk Ceza Kanunu bunu gerektirir; bununla ilgili düzenlemelerimiz var. Keşke o eksiklikler ilgili yerlere bildirilseydi de bu facia olmasaydı.

Netice itibarıyla, değerli milletvekilleri, orada o acıyı milletimize, bize yaşatanlar yargının huzurunda hesap verecek ve cezalandırılacaktır. Kimler sebep olmuşsa olsun, kimlerin ihmali varsa, kimlerin kusuru varsa, kimlerin denetleme sorumluluğunda ihmali varsa soruşturma neticesinde netlik kazanacaktır. Biz de bu sürecin şeffaf bir şekilde yürütülmesi için elimizden gelen katkıyı sağlayacağız. İnşallah kurulacak komisyon da bundan sonra benzer faciaların önlenmesi için yapılacak çalışmalarda yol gösterici olacak ve bu konuda önemli adımların atılmasına vesile olacaktır diyorum.

Büyük bir acı, Rabb'im bu türlü acıları milletimize ve bizlere bir daha yaşatmasın.

Genel kurulu saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)