GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: DEM PARTİ Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:50
Tarih:29.01.2025

DEM PARTİ GRUBU ADINA MEHMET RÜŞTÜ TİRYAKİ (Batman) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Kayyım darbesinin neden olduğu toplumsal tahribatların araştırılması amacıyla bir Meclis araştırması önergesi verdik ve ben bu önergeyle ilgili partimizin görüşlerini sizlerle paylaşacağım.

Öncelikle Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Evet, kayyum uygulaması bir darbedir; seçilmiş belediye başkanlarının görevden uzaklaştırılması, seçilmiş belediye meclislerinin görevden uzaklaştırılması, yerlerine atanmış bir valinin, vali yardımcısının ve kaymakamın görevlendirilmesi bir darbedir, tıpkı seçilmiş Meclisin lağvedilmesi ve atanmış askerlerin el koyması gibi, bunların ikisinin birbirinden farkı yoktur. Türkiye siyasi tarihi yazıldığında en karanlık olaylardan biri seçilmiş belediye başkanlarının görevden uzaklaştırılması ve yerlerine kayyum atanması olarak yazılacaktır. Emin olun, 60 darbesi ne ise, 82 darbesi ne ise, 71 Muhtırası ne ise, 28 Şubat ve 15 Temmuz ne ise kayyum darbeleri de odur; ikisinin arasında hiçbir fark yoktur, her ikisinin de dayandığı bir darbe yasası vardır. Herkes biliyor, askerî darbeler de bir yasaya dayanıyordu, Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanunu'nun 35'inci maddesine dayanıyordu ve ona dayalı olarak darbe yapılıyordu. Bugün de kayyum darbesinin bir darbe yasası, dayanağı var, o da 5393 sayılı Kanun'un 45'inci maddesi. O 45'inci maddenin arkasına sığınarak kayyum atanıyorsunuz. Emin olun, Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanunu'nun 35'inci maddesi de Anayasa'ya aykırıydı, 5393 sayılı Kanun’un 45'inci maddesi de Anayasa'ya aykırıdır, temel hak ve özgürlüklere ilişkin uluslararası sözleşmelere aykırıdır. Ama ne acıdır ki Türkiye'de hiçbir mahkeme İç Hizmet Kanunu'nun 35'inci maddesini Anayasa Mahkemesine götürememişti. Bugün de Türkiye'de hiçbir mahkeme Belediye Kanunu'nun 45'inci maddesini Anayasa Mahkemesine götüremiyor. Belki de bütün ülkede mahkemelere, yargıya güvensizliğin en büyük nedenlerinden biri budur, mahkemeler bunlara güvence veriyor. Kayyum darbesine olanak tanıyan 5393 sayılı Yasa'nın 45'inci maddesi Türkiye'deki bütün seçim yasalarının yok sayılması anlamına gelmektedir; Anayasa’nın yok sayılması anlamına gelmektedir, seçimlere dair 298 sayılı Yasa'nın yok sayılması anlamına gelmektedir. Mahallî idare seçimlerini düzenleyen 2972 sayılı Yasa'nın bütün maddelerinin yok sayılması anlamına gelmektedir ve aynı zamanda Anayasa'yı yok saymak anlamına gelmektedir.

Bakın, mahallî idareler Anayasa’nın 127'nci maddesinde düzenlenmiş. Ben 127'nci maddeden iki satır okuyacağım, biri şu, diyor ki: "Mahallî idareler seçmenler tarafından seçilerek oluşturulan kamu tüzel kişileridir." Peki, kaymakamlar seçmenler tarafından mı belirlenmiştir? Peki, vali yardımcıları seçmenler tarafından mı belirlenmiştir? Peki, kayyumlar kim tarafından belirleniyor? Seçmenler tarafından belirlenmiyor, İçişleri Bakanı birisini atıyor. Dolayısıyla bu, Anayasa’nın 127'nci maddesinin birinci fıkrasını yok saymak anlamına gelmektedir. Defalarca söyledik, seçilmiş bir mahallî idare organının görevden uzaklaştırılabilmesi için Anayasa’nın 127'nci maddesine göre göreviyle ilgili bir suç işlemesi gerekir. Göreviyle ilgili suç işlememiş hiç kimseyi görevden uzaklaştıramazsınız, eğer uzaklaştırırsanız Anayasa'yı ihlal etmiş olursunuz. Bugün değil ama bir gün bu Anayasa'yı ihlal eden o valiler, o kaymakamlar, o vali yardımcıları ve o İçişleri Bakanları, emin olun, Anayasa'yı ihlalden yargılanacaklardır. Neden? Çünkü kayyum atadığınız hiç kimseyle ilgili, yürüttükleri görevle ilgili bir suçlama yok. En son görevden aldığınız Safiye Alağaş arkadaşımız, Siirt Belediye Başkanı -bilmiyorum, belki Grup Başkan Vekilimiz söyledi- ne için görevden uzaklaştırıldı, biliyor musunuz? Dün Belediye Eş Başkanımıza örgüt üyeliğinden altı yıl üç ay hapis cezası verildi, örgüt üyeliğinden altı yıl üç ay hapis cezası verildi. İsteyen herkesle duruşma tutanağını paylaşabiliriz. Belediye Eş Başkanımızla ilgili dün verilen mahkeme kararı ne biliyor musunuz? Tek bir tane suçlama var Belediye Başkanımıza: "Jin News" adlı şirketin müdürü olmak ve imza yetkilisi olmak. "Jin News" adlı internet sitesini yöneten şirketin müdürü ve yetkilisi olmak.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MEHMET RÜŞTÜ TİRYAKİ (Devamla) - Tamamlıyorum Başkan.

BAŞKAN - Buyurun.

MEHMET RÜŞTÜ TİRYAKİ (Devamla) - Peki, ne yapıyor bu şirket? İnternet haberciliği yapıyor. Bakın, internet haberciliği yapan, Ticaret Sicili Gazetesi'nde kaydı olan, ticaret siciline kaydedilmiş bir şirketin müdürü olduğu için altı yıl üç ay hapis cezasıyla cezalandırıldı Belediye Başkanımız. Bugün o mahkemenin o korkunç kararına dayanarak İçişleri Bakanı belediyemizi gasbetti, Siirt Belediyesini gasbettiniz, yerine Vali olarak birini görevlendirdiniz. O saygısız Vali, o hırsız Vali sabahleyin altıda gitmiş, kendisine bir tane isimlik yazmış Belediye Başkan Vekili olarak.

SIRRI SAKİK (Ağrı) - Daha önce hazırlanmış, daha önce.

MEHMET RÜŞTÜ TİRYAKİ (Devamla) - Gece yatmamış, kalkmamış, sabahın köründe gitmiş bir isimlik yazmış. Neden? Günlerce önce orayı gasbetmeye hazır. Niyetiniz kimseyle ilgili bir soruşturmanın sonucunu beklemek değil, niyetiniz gerçekten hukuksal bir iş yapmak değil, sadece Kürt düşmanlığı yapıyorsunuz. 150 kayyum atadınız.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MEHMET RÜŞTÜ TİRYAKİ (Devamla) - 1 kez değil, 2 kez değil, 3 kez Kürtlerin yaşadığı coğrafyadaki her belediye başkanını görevden uzaklaştırdınız. "Ya benim istediğimi seçersiniz." diyorsunuz, "Ya da ben gasbederim." diyorsunuz. Darbecisiniz ve darbeci olarak anılacaksınız! (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)