Konu: | CHP Grubu önerisi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 3 |
Birleşim: | 50 |
Tarih: | 29.01.2025 |
AK PARTİ GRUBU ADINA İBRAHİM YURDUNUSEVEN (Afyonkarahisar) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Cumhuriyet Halk Partisinin vermiş olduğu önerge üzerinde AK PARTİ Grubum adına söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle, Gazi Meclisimizi ve ekranları başında bizleri seyretmekte olan aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum.
Öncelikle, Bolu Kartalkaya'da meydana gelen yangında vefat eden vatandaşlarımıza Cenab-ı Hak'tan rahmet, yaralılara da acil şifalar diliyorum.
Değerli milletvekilleri, bizler de halkın haber alma hakkı adına mücadele eden, gerçekleri, yalnızca gerçekleri vatandaşımıza ulaştırmaya çalışan ve yaz kış, soğuk sıcak demeden tüm zorluklara rağmen görevini sürdürme kararlılığında olan gazetecilerin yanında ve destekçisiyiz. Bir kişiyi basın çalışanı olarak nitelendirebilmemiz için bazı kuruluşlar tarafından yayınlanan listelerde adının basın çalışanı olarak geçmesi yeterli değildir; Sosyal Güvenlik Kurumunda kayıtlı mesleği ve Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı kayıtlarına göre basın kartı sahibi olması gerekmektedir.
MEHMET RÜŞTÜ TİRYAKİ (Batman) - Çok ayıp ya, çok ayıp; bunu söylemeniz çok ayıp! Yani bir kişinin gazeteci olup olmadığına Cumhurbaşkanı mı karar verecek? Gerçekten çok ayıp!
İBRAHİM YURDUNUSEVEN (Devamla) - Hükümlü ve tutuklulardan alınan yazılı beyanlar incelendiğinde, bazı hükümlü ve tutukluların basın faaliyetine ilişkin somut hiçbir bilgi bulunmadığı, bazı hükümlü ve tutukluların ise çeşitli kuruluşlar tarafından yayınlanan listelerde adının geçtiği, kamuoyunda basın çalışanı olarak bilinmesine rağmen meslek beyanında basın çalışanı olduğunu beyan etmediği görülmüştür. Buna göre, neredeyse, basın çalışanlarımızdan gazeteci olarak şu anda cezaevlerimizde hükümlü bulunan bir kimse yoktur ancak bir tane sarı basın kartlı tutuklu, hükümlü var, o da adli suçlardan tutuklu. Bazıları da bağımsız gazeteci, Sınır Tanımayan Gazeteciler, internet gazetesi gibi sarı basın kartı olmadan gazeteci sıfatını kullanarak teröre destekten veya adli suçlardan hüküm giymiş kişilerdir.
Burada, CHP Grubunun bahsettiği gazetecilerin neden gözaltına alındığına bir gelelim isterseniz. Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülmekte olan bir kısım soruşturmalarda ve mahkemeler nezdindeki kamu davalarında bilirkişi olarak görevlendirilen şahıslardan birinin 27/1/2025 tarihindeki bir televizyon yayınında kendisiyle yapılan telefon görüşmesinin izinsiz olarak kayda alınıp yayınlanmak suretiyle ifşa edilmesi, ayrıca bilirkişinin isminin hedef gösterilecek şekilde açıklanarak yargılamanın seyrini etkilemeye yönelik sözler sarf edilmesi eylemlerine iştirak etme suçundan dolayı işlem yapılmıştır. Bakın, Türk Ceza Kanunu 133/3'üncü maddesi ne diyor: "Kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaların kaydedilmesi suretiyle elde edilen verileri hukuka aykırı olarak ifşa eden kişi, iki yıldan beş yıla kadar cezalandırılır. İfşa edilen bu verilerin basın ve yayın yoluyla yayımlanması hâlinde de aynı cezaya hükmolunur." Bilirkişiyi etkilemeye teşebbüs... Ki Türk Ceza Kanunu'nun 277'nci maddesinde ne diyor: "Görülmekte olan bir davada gerçeğin ortaya çıkmasını engellemek veya bir haksızlık oluşturmak amacıyla, davanın taraflarından birinin, sanığın, katılanın veya mağdurun lehine veya aleyhine sonuç doğuracak şekilde karar vermesi veya bir işlem tesis etmesi ya da beyanda bulunması için, yargı görevini yapanı, bilirkişiyi veya tanığı hukuka aykırı olarak etkilemeye teşebbüs eden kişi, iki yıldan dört yıla kadar cezalandırılır."
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
İBRAHİM YURDUNUSEVEN (Devamla) - CHP Grubunun bahsettiği, basın özgürlüğüyle örtüşmeyen, toplumu yanıltıcı ve yargılama sürecini etkileyici davranışları nedeniyle gözaltına alınan bu şahıslar her Türk vatandaşı gibi kanun önünde eşittirler, eşit bir şekilde ifade vermektedirler. Bir kimsenin gazeteci olması o kimsenin Türk Ceza Kanunu'nda suç teşkil eden eylemleri işlemesini de meşru kılmaz. Hayatları Hükûmetimize ve Genel Başkanımıza muhalefet etmekle geçen ama en son olayda gerçekleri, doğruları söylediği için yani yapılanın bir suç olduğunu söylediği için şu anda linç edilen bazı televizyon spikerleri var. Sizin basın özgürlüğünden anladığınız sadece Hükûmeti ve devlet kurumlarını karalayan gazeteciler midir? Daha kendi cenahınızdan bir gazetecinin doğruyu paylaşmasına tahammülünüz yok ki onu linç ediyorsunuz. Kaldı ki, bu kadar basın özgürlüğüne sadıksınız, geçtiğimiz aylarda Balıkesir Burhaniye'de bir gazetecinin CHP'li Meclis Üyesi tarafından öldüresiye dövüldüğü olayda CHP Grubu acaba o gazeteciye niye sahip çıkmamıştır?
Bu vesileyle, verilen önergeye "hayır" oyu vereceğimizi belirterek Gazi Meclisi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)