Konu: | Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 3 |
Birleşim: | 50 |
Tarih: | 29.01.2025 |
HARUN MERTOĞLU (Rize) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu ve aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum.
Sözlerimin başında, Bolu Kartalkaya'daki otel yangınında vefat eden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum; milletimizin başı sağ olsun. Soruşturma sürecinde olay tüm boyutlarıyla araştırılacak, karanlık noktalar aydınlatılacak, soru işaretleri giderilecektir; bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın.
Değerli milletvekilleri, özellikle son yıllarda küresel ölçekte artan terörizmin tehditleri devletlerin ekonomik ve güvenlik sistemlerini zayıflatmaya yönelik ciddi bir risk oluşturmaktadır. Bu çerçevede, Türkiye Cumhuriyeti olarak biz de bu tehditlere karşı kararlı adımlar atmaya devam ediyoruz. Bilindiği üzere demokrasinin teminatı olan yasaların doğru ve etkin bir şekilde uygulanması sadece hukuk devletinin güçlenmesine değil, aynı zamanda toplumsal barış ve huzurun tesisi için de hayati bir öneme sahiptir.
Değerli milletvekilleri, öncelikle vurgulamak gerekir ki TMSF kendi inisiyatifiyle herhangi bir şirkete kayyum olarak atanamaz, hatta kendi inisiyatifine kalsa böyle bir görevi istemez de. TMSF'ye bu görevi veren, Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 130'uncu maddesi uyarınca Türk Ceza Kanunu'nun 282, 314 ve 315'inci maddeleri ile Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkında Kanun'un 4'üncü maddesiyle sınırlı olmak üzere mahkemelerdir. Yani süreç tamamen yargı organlarının denetiminde işlemekte, keyfiyete ya da subjektif bir tercihe yer verilmemektedir. CMK 133, bir şirketin suçla bağlantılı mal varlıklarına ilişkin kayyumluk tedbirinin uygulanması için kuvvetli suç şüphesine dayanan somut deliller aramaktadır. Mahkemeler bu tedbiri uygularken suçun ağırlığını, kamu yararını ve delillerin yeterliliğini dikkate alır, TMSF'nin kayyumluk görevi de bu kararın ardından başlar. TMSF'nin burada bir seçim yapma ya da keyfî hareket etme gibi bir durumu söz konusu olamaz. Hatta TMSF mevcut görev yükü ve sorumluluklarının yanı sıra kayyumluk görevini de kanundan doğan bir yükümlülük olarak üstlenmektedir.
Değerli milletvekilleri, muhalefet, TMSF'nin kayyum olarak atanmasını keyfiyet ya da denetimsizlik olarak göstermeye çalışsa da TMSF'nin neden tercih edildiğini ve bu görevi nasıl yerine getirdiğini anlamadan yapılan eleştiriler gerçeklerden uzak kalmaktadır. TMSF, kayyumluk görevini üstlendiğinde şirketlerin faaliyetlerini hukuk ve ekonomi kurallarına uygun bir şekilde sürdürmek, borçlarını yönetmek ve kamu zararını en aza indirmek için çalışır. Bu süreçte, TMSF'nin bir uzmanlık kurumu olarak sahip olduğu deneyim ve yetkinlik bu görevi layıkıyla yerine getirebilmesinin temel nedenidir. Peki, neden TMSF tercih ediliyor? Çünkü TMSF uzman kadroya sahiptir, şeffaf ve denetimli çalışır, kamu yararını gözetir. Ayrıca, TMSF'nin hareket alanı kanunlarla sınırlandırılmıştır. TMSF şirketleri yönetirken ticari teamüllere uygun hareket etmek, basiretli bir tacir gibi davranmak, şirketlerin faaliyetlerini sürdürülebilir kılmak ve gerekirse borçlarını yapılandırarak şirketlerin satışını ya da tasfiyesini gerçekleştirmekle yükümlüdür. TMSF'nin bu görevleri yürütürken herhangi bir keyfî uygulama yapması mümkün değildir çünkü her işlem denetime tabidir ve bu süreçte kamu yararı her zaman öncelikli olarak gözetilir.
ÇİÇEK OTLU (İstanbul) - Kartalkaya'daki Grand Otel gibi mi denetime tabidir? Böyle denetime tabiyse vay hâline halkımızın!
HARUN MERTOĞLU (Devamla) - Değerli milletvekilleri, kayyum olarak atanan TMSF'nin elinde bulunduracağı şirket veya mal varlıkları yalnızca borçlarının ödenmesi için kullanılmaz, aynı zamanda, elde edilen gelirlerin daha verimli kullanılması, ülke ekonomisinin zarar görmemesi ve halkın menfaatinin korunması amacıyla titizlikle yönetilir. Şirketlerin tasfiye edilmesi veya satışından elde edilen gelir, borçların ödenmesinin ardından hazineye aktarılmakta ve böylece kamu kaynakları daha etkin kullanılmaktadır.
ÇİÇEK OTLU (İstanbul) - Deprem fonunu ne yaptınız?
HARUN MERTOĞLU (Devamla) - Ayrıca, muhalefetin eleştirilerinde sıkça gündeme getirdiği hukuki koruma meselesine de değinmek gerekir. TMSF'ye ve kayyumlara sağlanan hukuki koruma kesinlikle bir hesap vermeme mekanizması değildir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun, toparlayın.
HARUN MERTOĞLU (Devamla) - Tam aksine, bu koruma, görevini yasalar çerçevesinde yerine getiren kayyumların baskılara maruz kalmamasını ve görevlerini bağımsız şekilde yerine getirebilmesini sağlamayı hedeflemektedir.
DİLAN KUNT AYAN (Şanlıurfa) - Cezai sorumluluğu yok ya, neyin baskısından bahsediyorsunuz; cezai sorumluluğu yok kayyımlarınızın. Dünyanın hiçbir yerinde böyle cezasızlık görülmemiş!
HARUN MERTOĞLU (Devamla) - Bu hukuki koruma sadece TMSF'ye özgü bir durum da değildir, kamu görevi yürüten pek çok kurum ve kişi için benzer düzenlemeler bulunmaktadır; hâkimler ve savcılar, Merkez Bankası yöneticileri ve diğer kamu görevlileri de benzer korumalarla görevlerini icra etmektedirler. Bu koruma, sınırsız bir ayrıcalık değildir, hukuk kurallarıyla sınırlandırılmıştır. Eğer bir görevlinin kasıtlı bir hatası ya da ihmali varsa TMSF'nin rücu hakkı devreye girer ve ilgili kişi ya da kişilerden bu zarar tazmin edilir.
Değerli milletvekilleri, hukuk devleti ilkesine uygun şekilde işleyen bu mekanizmayı keyfî ya da denetimsiz gibi göstermek hem kamuoyunu hem de milletimizi yanlış bilgilendirmek anlamına gelir.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)