GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:50
Tarih:29.01.2025

DİLAN KUNT AYAN (Şanlıurfa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Bugün Genel Kurulda görüşmekte olduğumuz Devlet Denetleme Kurulu Hakkındaki Kanun Teklifi'nin 1'inci maddesi üzerine konuşacağım.

Şimdi, "Devlet Denetleme Kurulunun görev kapsamına ilişkin bu madde, kaynağını doğrudan Anayasa'dan alırken ve Anayasa 108 açıkken neyi tartışıyoruz?" diye tekrardan AKP sıralarına sormak istiyorum. Kurulun görevi açık. Ne diyor? "Kamu kurum ve kuruluşlarının, sermayesinin çoğunluğuna kamu kurum ve kuruluşlarının katıldığı kuruluşları, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarını, kamuya yararlı dernekler ile vakıfların hukuka uygunluğunu denetlemek." Zaten kanunun lafzından da anlaşılıyor. Ne diyor? "Kamusal kaynaklardan faydalanan kurum ve kuruluşlar bu kurulun denetleme yetkisindedir." diyor. Ancak teklifle yapılmak istenen ne? Bu kapsamda Anayasa'ya aykırı bir şekilde genişletmek. Peki, ne yapmak istiyorlar? Diyorlar ki: "Vergi muafiyetinden yararlanmayan ve kamu yararına çalışan statüsünde olmayan vakıfları, özel teşebbüs niteliğindeki kooperatifleri, birlikleri, ortaklık ve iştirakleri denetleme yetkisini de Cumhurbaşkanlığına bağlı bir kuruma vermek istiyoruz." diyorlar. Peki, bu denemeleri ilk mi? Elbette ki değil. Aynı kanun teklifi aralık ayında bu Meclise getirildi ve Anayasa'ya aykırı olduğu için geri çekildi. Yahu, bir ayda Anayasa mı değişti? Yok. Anayasa Mahkemesi kararı mı değişti? Yok. Neden tekrar önümüze getiriyorsunuz? Bu gücü nereden alıyorsunuz? Anayasa'dan almadığınız ortada, halkı zaten dinlediğiniz yok, halktan da almadığınız ortada. Peki, niye yapıyorsunuz bunu? Çünkü gücünüzü kendi kurduğunuz Ali kıran baş kesen sisteminden alıyorsunuz, oradan alıyorsunuz. Darbe sonrasında el konulan şirketler, ganimet gibi bölüşülen servetler yetmedi, şimdi de diyorsunuz ki: "Daha fazlasını nasıl yapabiliriz?" Bizden olmayanın malı helaldir mantığıyla ilerliyorsunuz. Bakıyorlar, ülkede iktidara muhalefet edebilecek kimler kalmış, akıllarında hemen onları nasıl durdururuz, baskılarız, engelleriz diye yollar aramanın yöntemidir bu yasa teklifi. Denetleme Kurulunun denetleyebileceği dernekler, vakıflar kamuya faydalı olma şartıyla zaten sıralanmış, gayet açık bu. Fonlardan, vergilerden faydalanan bu vakıfların, derneklerin çoğu da zaten AKP-MHP'nin dümen suyunda gidiyor. Geri kalanlar için ise Vakıflar Genel Müdürlüğünün denetim yetkisi varken bu yetkiyi Devlet Denetleme Kuruluna vermenin tek bir amacı var, toplumsal muhalefet edebilecek sivil toplum örgütlerini, sivil hak savunucularını iktidar, kendi elinde, kontrolünde tutmak istiyor, hoşuna gitmeyen dernekleri, vakıfları soruşturma tehdidiyle bastırmak istiyor. Yetmedi mi? Bir de bunların mallarına çökmek istiyor. Devlet Denetleme Kurulu soruşturma açacak, TMSF'den kayyum atayacak, cezalar yağdıracak ya da kapatacak.

Bakın, bu kanun tam da örgütlenme özgürlüğünü hedef almakta. Bugünün tarihini not alın, bakın, ne yapacak bunlar? Örnek vereceğim bununla ilgili size. Bugün, bu yasa geçerse eğer, yarın Hrant Dink Vakfında bir açıklama yapılsa veya Türkiye İnsan Hakları Vakfı hak savunuculuğu alanında bir çalışma yapsa veya Tahir Elçi Vakfından adalet için girişimde bulunsalar; Devlet Denetleme Kurulu ertesi gün bu kanunu bahane ederek kapılarında bitecek, yetmeyecek, oralara da kayyum atayacak. Bugün bu yasa geçerse, yine bir derneğin açtığı şirket, kadınların bir araya gelip kurduğu kooperatifler, Devlet Denetleme Kurulu tarafından sudan sebeplerle soruşturmalara maruz bırakılacak. Bu yasa açık ve net olarak kayyum zihniyetinin, öteki olanın haklarını gasbetme politikasının toplumun tüm kesimlerine, en kılcal damarlarına kadar yayılmasının bir göstergesidir. Devlet Denetleme Kurulu, Anayasa'ya aykırı olan bu hâliyle görev ve faaliyet yürüttüğü müddetçe, partili Cumhurbaşkanına tam bağlı bir kurum olarak iktidarın menfaat ve çıkarlarına hizmet etmekten başka bir anlama gelmeyecektir. Asgari ücret yoksulluk sınırının altında, emekliler her gün yarı aç yarı tok yatıyor, işsizler ordusu gün geçtikçe çığ gibi büyüyor fakat siz gelmişsiniz "Sermayeyi, patronları nasıl mutlu ederiz, nasıl gönüllerini yaparız, nasıl özel kurumları, özel şirketleri, vakıfları, birlikleri denetleriz, mallarına el koyarız?" diye hesap kitapla bu yasaları getiriyorsunuz. Elinsaf diyoruz size! Dönün ya, dönün, şu halkı dinleyin artık, yüzünüzü halka dönün! Sizden beklemiyoruz ama belki ezkaza yaparsınız bunu.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın.

DİLAN KUNT AYAN (Devamla) - Halkın size verdiği gücü sonsuz, sınırsız saymaktan vazgeçin. Halk canlarını, mallarını, özgürlüklerini koruyun diye beklerken işsizlik fonlarını işverenlere peşkeş çekmek, TMSF eliyle canınızın istediği şirkete kayyum atamak, Denetleme Kuruluyla özgürlükleri budamak derdindesiniz sizler. Hukuk elinizde mızrak olmuş, Cumhurbaşkanlığı sistemi ise çuval ama bu mızrak bu çuvala sığmıyor artık. Sizin yeriniz patronların, yandaşların, kompradorların, iktidarların gücüyle halkın mallarına çökenlerin yanıysa bizim yerimiz ise işçilerin, emekçilerin, emeklilerin yanıdır. Bu kanun maddesine onay vermeyeceğiz, derhâl çekilmesi gerektiğini bir kez daha ifade ediyoruz. (DEM PARTİ ve CHP sıralarından alkışlar)