Konu: | Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 3 |
Birleşim: | 50 |
Tarih: | 29.01.2025 |
UĞUR BAYRAKTUTAN (Artvin) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 191 sıra sayılı Kanun Teklifi'nde 9 madde var; 2 tanesi yürürlük ve yürütme maddesi, 2 tanesi de daha değişik. Bir torba kanun sonuç olarak, çorba kanun diyorum ben buna. Ama 5 maddeye ilişkin olarak daha önceden sizin getirip Parlamentodan çektiğiniz, Anayasa Mahkemesi denetiminden geçmiş olan ilk 4 maddeye ilişkin olarak da hiç kelimesine, virgülüne dokunmadığınız ama benim konuştuğum maddede de sadece bu maddede bir düzenleme yaparak, başına sadece "kamu yararı" kavramını getirmiş olduğunuz bir düzenleme yapılıyor. Buradaki olay ne? Burada, değerli arkadaşlarım, Anayasa Mahkemesinin yargısal denetimi var, kanunlara uygunluğunun yargısal denetimini yapan bir kurum. Eğer Parlamento bir yanlış yapıyorsa, eğer kanunların Anayasa'ya uygunluğuyla ilişkili bir fiilî durum varsa bunu denetleyen bir organ var ve bunlara ilişkin bir denetim yapmış, sizler de demişsiniz ki: "Evet, bir iptal kararı çıkmış, daha önceden bu konuda 703 sayılı Kararname var." 703 sayılı Kararname'yle de bu kanunla yapılacak düzenlemelere ilişkin olarak tek adam rejiminin getirmiş olduğu garabet sisteminde "Bunu başka türlü yapalım, başka türlü bir düzenleme yapalım, kanuna gerek yok, Cumhurbaşkanı kararnameleriyle halledelim." dediğiniz hükmü iptal etmiş. Hükmü iptal ettikten sonra ne yapmışsınız? Biz Anayasa Mahkemesine Cumhuriyet Halk Partisi olarak götürmüşüz ve bugüne kadar yapmış olduğunuz birçok kanundaki düzenlemeleri Anayasa Mahkemesi iptal etmiş. Anayasa Mahkemesinin iptal gerekçelerinin hoşunuza gitmediğini biliyorum ama değerli arkadaşlarım, bakın, buradaki olay Devlet Denetleme Kuruluyla ilişkili. Burada bir değişiklik yapmışsınız. Yeni düzenleme getiriyorken "kamu yararı"nı başlığına koyunca dernek ve vakıfların sanki Anayasa Mahkemesinin iptal kararının gereğini yapmışsınız gibi bir fiilî durumla karşı karşıyayız. Gerçek öyle mi? Değil değerli arkadaşlarım. Bakın, Devlet Denetleme Kurulunun 108'inci maddede anayasal tarifleri var, "Devlet Denetleme Kurulu hangi kurumları denetler, neye ilişkin denetleme yapar?" diye birtakım ibareleri tek tek saymış. Siz burada getirdiğiniz düzenlemelerle, Devlet Denetleme Kurulunun tahdidî olarak Anayasa'da sayılmış olan bütün o hükümlerini bir kenara atmışsınız, bunun dışında başka bir şey getiriyorsunuz, diyorsunuz ki: "Diğer ortaklıklarda, kuruluşlarda da -daha açık ifade edeyim- buralarda da her türlü incelemeyi yapabilir, diğer iştiraklerde ve ortaklıklarda da idari soruşturma, inceleme, araştırma ve soruşturma yetkisini yapabilir." Değerli arkadaşlarım, bu ne demek biliyor musunuz? Anayasa'dan kaynaklanmayan, Devlet Denetleme Kurulunun tarifi, görevleri ve yetkilerini belirleyen 108'inci maddedeki düzenlemede olmayan bir yetki genişliği ilkesini getiriyorsunuz kanunla yapıyorsunuz. Bu ne demektir? Kâhin değilim, kehanette bulunmuyorum; Nostradamus'un kehaneti de değil bu. Muhtemelen bir anayasal yargı denetiminde yapılacak olan incelemede o an nasıl ki kamu yararına ilişkin iptal kararı var ya, burada da kanunla yapılan bir düzenlemenin anayasal dayanağı olmadığı için muhtemel bir iptal kararı olacaktır. Bu konuda niye ısrar ediyorsunuz? Düşündüm taşındım "Neden ısrarlı olabilirler?" diye. Değerli arkadaşlarım, bakın, burada şöyle bir olay var -Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek burada, Sayın Hükûmet yetkilileri, milletvekili arkadaşlarımız da burada- dışarıdan bir yatırımcının ülkeye yatırım yapmasına ilişkin her türlü işlemi yapıyorlar; gidiyorlar, diyorlar ki: "Gelin, yapın." filan ama bunun yanında, Devlet Denetleme Kurulunun bu şekildeki bir yetki sınırını aşarak bu şekildeki ortaklıklarda inceleme yapmasındaki amaç nedir? Hangi hür sermaye gelip de bu koşullar varken, Türkiye'de hukuk güvenliği yokken, mülkiyet hakkına ilişkin bu şekildeki bir tecavüz varken Türkiye'de yatırım yapabilir? Sizlere soruyorum. Buradaki düzenleme nedir, bu konudaki inat nedir değerli arkadaşlarım? Cumhuriyet Halk Partisinin Anayasal denetime ilişkin yapmış olduğu Anayasa Mahkemesi başvurusundan sonra, onun başına "kamu yararı"nı koyarak hülle yoluyla bunu engellemeniz, bunu Parlamentodan geçirmeniz belki mümkün olabilir ama eğer Anayasa Mahkemesi veya Ankara'da yargıçlar varsa muhtemelen bir iptal kararı gelecektir arkasından. Bu konuda biraz sonra yapılacak oylamada oylarınızla bu madde geçecektir ama biz tarihe not düşmesi açısından, anayasal, yargısal denetim açısından yapılacak olan bir incelemede şerh düşülmesi açısından bu itirazımızı da burada ileri sürüyoruz değerli arkadaşlarım. Anayasa'dan kaynaklanmayan, Anayasa'da tarif edilmeyen, görev ve yetkileri tahdidi olarak sayılmayan bir konuda Anayasa'yı aşarak, normlar hiyerarşisini çöpe atarak, kanunla yapılan bir düzenlemeyle Anayasa'ya aykırı bir işlem tesis edemezsiniz. Bize hukuk fakültelerinde böyle öğretmediler. Kanunlar Anayasa'ya aykırı olamaz. Normlar hiyerarşisinde bir şekil vardır, şart vardır. Açık bir şekilde de ifade ettik. Siz bu konuda da çekince içerisinde olduğunuz için bundan önce yapmış olduğunuz düzenlemelerde buna ilişkin kanunları geri çektiniz.
Bakın, 5 tane yasa var bu 191 sayılı Kanun Teklifi'nin içerisinde, sadece buna ilişkin olarak, kamu yararına ilişkin bir hüküm koydunuz. Kanunu değiştirdiğinizi zannettiniz. Hülle yoluyla -bakın, açık ifade ediyorum, bunu demem çok doğru değil- kanuna karşı yapılan hile yoluyla yeni bir düzenleme yapıyorsunuz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
UĞUR BAYRAKTUTAN (Devamla) - Teşekkür ediyorum Başkanım.
Ben, uygulamada, avukatken inceleme yapıyorken şöyle zannederdim: Kanun koyucuyu ulaşılamaz bir tabu, bir kavram zannederdim. Kanun koyucu, görülüyor ki el altından film çevirmekle her türlü kanunu yapıyor değerli arkadaşlar; böyle kanun olur mu? Anayasa Mahkemesinin bariyer koyduğu, "Yaptığın yanlıştır." demiş olduğu bir düzenlemeye karşı kalkıp da arkadan dolanarak, hile yoluyla, muvazaayla bu şekilde bir işlem yapabilir misiniz? Bu işlemin yapıldığı yerde -Türkiye'de- yatırım olabilir mi, bu işlemin yapıldığı yerde hukuk güvencesi olabilir mi, bu işlemin yapıldığı yerde mülkiyet hakkına saygı olabilir mi değerli arkadaşlarım? O nedenle, buradan bir kere daha uyarıyoruz: Bu yanlıştan dönün. Parlamentoda belki bu durdurulamaz ama bu ülkede bütün bu olumsuzluklara rağmen çölde vaha gibi yargıçlar var. Aynı, Bağdat'tan yanlış döner gibi Anayasa Mahkemesinden de yanlış dönecektir diyor, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)