Konu: | Mardin'in yerel sorunlarına ilişkin gündem dışı konuşması |
Yasama Yılı: | 3 |
Birleşim: | 51 |
Tarih: | 30.01.2025 |
SALİHE AYDENİZ (Mardin) - Teşekkürler Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; televizyonları başında bizi izleyen halklarımızı saygıyla selamlıyorum.
(Uğultular)
SALİHE AYDENİZ (Devamla) - Başkanım, uğultu çok fazla ya.
Sayın Başkan... Sayın Başkan... Başkan da duymuyor beni. Başkanım, uğultu çok fazla.
BAŞKAN - Hayhay, baştan alalım.
Değerli milletvekilleri, gerçekten çok ciddi uğultu var, sayın milletvekilimizi dinleyelim lütfen.
Buyurun Sayın Aydeniz.
SALİHE AYDENİZ (Devamla) - Teşekkürler Sayın Başkan.
Evet, her bir sokağı tarih kokan, her köşesi binlerce yıllık hikâyelerle dolu Mardin şehri Mezopotamya'nın kalbi, barışın ve kardeşliğin sembolüdür. Mardin tarih boyunca farklı inançları, farklı dilleri, farklı halkları aynı sofrada bir araya getirmiş, hoşgörünün şehri olarak dünyaya örnek olan bir şehirdir. Ne var ki iktidarın her konuşmasında benzer cümlelerle andığı Mardin'e yaklaşımının ne olduğuna, halkların neyle karşılaştığına, neye maruz kaldığına bakmak gerekiyor.
Mardin'in sağlık sorunlarıyla ilgili bir sağlık raporunu geçen haftalarda Sağlık Bakanlığına sunduk ve orada da görüldü ki Mardin'in ve ilçelerinin bütün hastanelerinin sorunları neredeyse aynı. Doktor ve hemşire sayısında ciddi yetersizlikler, birçok branşta yeterince uzman doktorun olmaması; eski, yetersiz ve geçici yapılar; hijyen ve yemek sorunları, ana dilinde sağlık hizmetinin olmaması, acil hizmetlerdeki yetersizlik, sağlık çalışanlarının kötü çalışma koşulları; yine hastanelerde ciddi ekipman ve klinik eksiklikleri maalesef had safhada. Mesela, Mardin büyükşehir olmasına rağmen hâlâ bir yanık ünitesi yok. Bütün bu yetersizlikler halkı ve sağlık çalışanlarını karşı karşıya getiriyor. Bakın, sadece iki hafta içerisinde 5 sağlık çalışanı şiddetle karşı karşıya kaldı. Bütün bu sorunlar yaşanırken verdiğimiz sağlık raporuna ilişkin de henüz bir geri dönüş olmadı.
Ayrıca, ilaç fiyat kararnamelerinin güncellenmemesi nedeniyle eczacıların artan maliyet karşısında çok zorluk yaşadıkları, yine eczanedeki ilaçların yeterince olmamasından kaynaklı hem sağlık çalışanlarının hem de halkın bu konuda zorlanmaları had safhada. Neredeyse tüm eczanelerde veresiye defteriyle ilaç verilmek zorunda.
Daha önce Mazıdağı'nda ve bağlı köylerinde maden patlamalarına ilişkin ilgili Bakanlığa soru sormuştuk ve Bakanlık tarafımıza şöyle bir cevap vermişti: 18/10/2024 tarihindeki patlama sırasında yapılan denetimde titreşimin hissedilmediği, bir hasar oluşmadığı, ayrıca bu durumlarda kurumların faaliyetlerinin süreli veya süresiz durdurulduğu tarafımıza genel bir cevap olarak iletildi ama biz o gün de söyledik, bugün de tekrardan söylüyoruz: Bu tür denetimlerin kurumların haberdar edilerek yapıldığını ve patlama şiddetinin denetim sırasında düşük gerçekleştiğini ifade etmiştik. Buradan tekrarlıyoruz: Bu kurumlara denetimlerin daha sık ve haber verilmeden yapılması gerektiğini söylüyoruz. Ayrıca, faaliyetlerin durdurulduğuna ilişkin de çelişkili bir cevap var çünkü oradaki bölge halkına verilen bilgide patlamaların hava koşullarından dolayı durdurulduğu ifade edilmiştir. Biz buradan tekrar söyleyelim: Maden arama faaliyetlerinin neden olduğu toz ve atıklar, yaşamı, doğayı ve canlıları hâlâ etkiliyor, etkilemeye de devam ediyor.
Yine, Dargeçit'in birçok köyünün yolu olan Kısmetli köy yolu 2016'dan beri kapalı ve bu yolun kapalı olmasının nedenini hiçbir resmî kurum da henüz açıklayamadı. İlçenin en çok kullanılan yollarından biri olan Kısmetli köy yolu hem hastaneye gidiş için hem ambulansların kullanımı açısından kritik önemde bir yol. 31 Mart yerel seçimlerinde o dönemin AKP'li Belediye Başkanı ve aynı zamanda adayı seçim vaadi olarak bu yolu trafiğe açtı ama seçimden sonra burayı kaybedince tekrardan kapattırdı yani halkın DEM PARTİ'yi seçmesi açıkça bir cezalandırma politikasına dönüştürüldü.
Buradan soruyoruz: Devlet partiye göre mi halka hizmet ediyor? Türkiye'de çevre yolu olmayan tek büyükşehir Mardin. Daha önce Derik ve Kızıltepe'de 90 trafo söküldü. İnsanlar kazandıkları mahkeme kararları ellerinde olmasına rağmen karanlığa mahkûm bırakıldılar. Tarım yaptırmama politikasının yanında, Mardinlilerin kendi topraklarında doyması engelleniyor yani halk nanın topraklarında nansız bırakılıyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
SALİHE AYDENİZ (Devamla) - Yine, bununla beraber, Artuklu'ya bağlı Dara ve Ambar kırsal mahallelerinde de trafolar söküldü. İnsanlıktan uzak bir yaklaşım sergileyen DEDAŞ itibarsızlaştırmanın yöntemi olarak kaçak elektrik algısı yaratıyor ve borç bahanesiyle jandarma eşliğinde işlem yapıyor. Herkes de biliyor, DEDAŞ da çok iyi biliyor ki bu borçların çoğu sayaçlar okunmadan keyfî bir şekilde yazılmıştır. Yurttaşların emekleriyle satın aldıkları trafoların sökülmesini kabul etmiyoruz.
Bir de 3'üncü kez Mardin halkına kayyum olarak atanan kayyum zulmü var. Çiftçinin emeğine tarlada el koyanlar belediyede emekçilerin emeğine el koyuyor. İşte bununla yetinmiyor, belediyede kadınların nasıl konuşacağını, nasıl giyineceğini dizayn etmenin derdinde. Yangında görünür olmayan valinin...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Bir dakikadan fazla söz vermiyorum.
SALİHE AYDENİZ (Devamla) - Teşekkür ediyorum. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)