| Konu: | Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 51 |
| Tarih: | 30.01.2025 |
SİNAN ÇİFTYÜREK (Van) - Sayın Başkan, sayın vekiller; sizi saygıyla selamlıyorum.
Ben 2858 esas numaralı bu torba yasayla ilgili konuşacağım fakat malum yine kayyum meselesi gündeme geldi. Ya, bu kayyum politikası, AK PARTİ iktidarının son sekiz yıldır sürdürdüğü kayyum politikası gitgide bir Çin işkencesine dönüşmeye başladı; belli aralıklarla belli zaman dilimlerinde kayyum politikasını gündeme getiriyor. Asıl konuya dönmek için uzatmayacağım, sadece mütedeyyin AK PARTİ'li vekillere, sayın vekillere sormak istiyorum: Sloganınız "Söz milletindir." propagandanız "Sandıktan çıkan irade bizimdir, tanıyoruz, saygı duyuyoruz." fakat uygulamanız, sandıktan çıkan iradeyi beğenmiyorsanız kayyum atıyorsunuz. Siz, gerçekten hukuken, vicdanen, ahlaken, feraseten bu uygulamayı sindirebiliyor musunuz? Siyaset dışı soruyorum, bunu sindiriyor musunuz? Yani sandıktan çıkıyor, siz kayyum atıyorsunuz.
İkincisi, bir şey daha söyleyeyim: Eğer içeride kayyum devam ederse, sınır ötesinde de Kürtlerin kazanımı olan özerk Rojava'ya dolaylı ya da direkt saldırılar sürerse son aylarda sürdürülen iş birliğimizi, barışımızı, kardeşliğimizi, birliğimizi güçlendirelim çağrıları beklenen karşılığı bulmayacaktır.
Şimdi adı "İşsizlik Sigortası Fonu" olan pratiği ise işveren sigortası fonuna dönüşen işverene asgari ücret desteğiyle ilgili birkaç şey söylemek istiyorum. Bu uygulamayla pratikte yüzleştiğimiz sorun şudur: Fon'da 359 milyar para birikmiş, 2024 yılında bu paranın 45 milyarı hak sahibi olan yani güvencesiz işsizlere ödenmiş, 71 milyarı ise "asgari ücret desteği" adı altında işverene ödenmiş. Hani bu işsizlerin sigortasıydı, hani işsiz olan, işten atılanların güvencesiydi. Siz işverene peşkeş çekiyorsunuz. Şimdi, bunu okuyunca aklıma... Biliyorsunuz, bir deyim vardır: Kurtla oturursun kuzuyu yersin, sonra da dönersin çobanla ağlarsın. Yani sermayeyle birlikte oturuyorsunuz, işsizlerin kaynağını sermaye veriyorsunuz, sonra da dönüyorsunuz "Eyvah, işçi kardeşim!" diye onlarla oturup ağlıyorsunuz.
Şimdi, sermayeye aktarılan kaynak bu asgari ücret desteğiyle sınırlı değil, başka yönlerde de aktarılıyor. Vergi kayırması var, teşvik var, borçların silinmesi var, var da var. Ancak bunlardan bir tanesi, son yıllarda gitgide bir mülkiyet hırsızlığına ya da kanun ve devlet zoruyla el konulan, adı Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu olan ama fiilen bir kayyum aracına dönüşen bir uygulamayla yüz yüzeyiz.
Yine, zaman dar, sadece bir veri aktarayım ben size. Adı üstünde Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu, değil mi? Bu tasarruf mevduatını güvenceye alması lazım fakat son aylarda 40 ili fazla kapsayan 681 şirket, beğenilmeyen ya da işte, hedef alınan şirket ne yapılmış? El konulmuş. Bunlar kayyumlanarak TMSF'ye devredilmiş, üstelik beş yıl süreyle. Yani deniliyor ki kayyum aracına dönüşen, kayyum kurumuna dönüşen Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'na "Beş yıl süreyle, siz bu 681 şirketi istediğiniz gibi kullanabilirsiniz, istediğinize satabilirsiniz, istediğinize peşkeş çekebilirsiniz."
Bu emeklilere gelince, emeklilik meselesine gelince, bir insanı öldürürsün, silahla öldürürsün, anlık acı çeker, problem değildir o; tabii, büyük acıdır ama anlıktır, bıçaklarsın anlıktır ama bir insanı aç bırakmak, açlıkla terbiye etmek, günlük sosyal yaşamında ailesiyle, çocuklarıyla yaşanmaz hâlde bırakmak bu süreğen ölümdür, sosyal ölümdür. Türkiye, dünyada "çalışan emekliler ülkesi" olarak anılıyor, çalışan emekliler ülkesi. Bu, dünyada Türkiye'ye özgüdür; çalışıyor fakat geçinemediği için ne yapıyor?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
SİNAN ÇİFTYÜREK (Devamla) - Geçinemediği için çalışmak zorunda kalıyor.
Biliyorsunuz, Avrupa ortalaması yani merkez Avrupa ülkelerinin emekliliğinden Türkiye emekliliği 6 kat fazla, Almanya'nın 6 ya da 7 katı. Bu nedenle, emekliler meselesi aslında iktidarın değil, emeklilerindir, işçilerindir. Ben hatırlıyorum, Kadıköy'de bir ciddi emek direnişi olmuştu, bir işveren çıkmış, demişti ki: "Eğer biz, bu gelir uçurumunu, dağılımını düzeltmezsek, bu baldırı çıplaklar bir gün gelecek bizim sırça köşklerimizi başımıza yıkacaklar." İşsizler örgütsüz, emekliler örgütsüz, mesele bundan kaynaklanıyor.
Zamanım doldu. Esasında, bu orta vadeli program üzerine bir iki şey söylemek istiyordum. Bu, hem içeride hem dışarıda siyasi risklerle yüz yüze yani enflasyon ile faiz kıskacına sıkışmış olan orta vadeli program aynı zamanda bölgesel olduğu kadar küresel planda da ciddi siyasi risklerle yüz yüze, başta Orta Doğu'daki gelişmeler olmak üzere.
Sağ olun. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)