GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:51
Tarih:30.01.2025

SALİHE AYDENİZ (Mardin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; halklarımızı saygıyla selamlıyorum.

Evet, Türkiye, kuruluş kodları gereği hiçbir zaman demokratik olmadı ve olamadı. Bizler ülkenin demokratikleşmesi için mücadele etmekten ve en ağır bedelleri ödemekten vazgeçmedik, siz de ülkeyi demokrasi mezarlığına çevirmekten vazgeçmediniz.

2024 yerel seçimlerinin üzerinden henüz bir yıl geçmemişken halkların iradesiyle, halkın iradesiyle seçilmiş belediyelere kayyum atamaları devam ediyor. Mardin, Hakkâri, Batman, Dersim, Esenyurt, Halfeti, Ovacık, Bahçesaray, Akdeniz, ardından dün sabah itibarıyla, her zaman olduğu gibi bir gece yarısı mala çökme yöntemiyle Siirt'e de kayyum atayarak halkın seçimlerde verdiği oyları ve demokrasiyi bir kez daha görmezden geldiniz.

Özellikle eş başkanlık sistemimizle yönetilen belediyelere atanan kayyumlar demokrasiye darbe olduğu gibi, kadın iradesine de saldırıdır. Merak ediyoruz; MGK'nin "kırmızı kitap" denilen gizli anayasasında Kürtleri vatandaşlıktan çıkarma kararı aldınız da biz mi bilmiyoruz?

Ve yine öğreniyoruz ki utanılması gereken ve derhâl vazgeçilmesi gereken kayyum rejimi artık sadece belediyelerle sınırlı kalmıyor. İşte, 7'nci maddeyle birlikte bu rejim, ekonomi üzerindeki tahakkümü derinleştiriyor ve kurumsallaştırıyor. Bu madde, TMSF'yi kayyum olarak yetkilendirerek şirketlerin ve ekonomik varlıkların mahkeme kararı olmadan devlet kontrolü altına alınmasını sağlayacak bir sistemi inşa ediyor. Muğlak ve keyfî tanımlar üzerinden hukuki bir karar beklenmeden şirketlere el konulabilecek, şirketler satılabilecek ve tasfiye edilebilecek. 30 Eylül 2021 tarihi itibarıyla TMSF'nin "web" sitesinde yer alan ve en son verilere göre kayyum olarak atandığı şirketlerin toplam aktif büyüklüğü 76 milyar 250 milyon liradır. Yani TMSF, kayyum olarak devasa bir iktisadi büyüklüğü yönetiyor. Görüldüğü üzere söz konusu değişiklik, sermayeyi yandaşlara aktarmanın, tüm ekonomik varlıkları iktidarın kontrolüne vermenin hukuki hazırlığıdır yani TMSF holdinge dönüştürülüyor.

Kayyum sisteminin nasıl işlediğini belediyelerden çok iyi biliyoruz. Halkın iradesi gasbedilirken belediyelerin kaynaklarının yandaşlara peşkeş çekildiğini, kayyum atanan belediyelerin borç batağına sürüklendiğini, kamu kaynaklarının şeffaf olmayan bir şekilde kullanıldığını Sayıştay raporlarında hepimiz gördük. Aynı modelin şirketler için de devreye sokulması; ekonominin siyasallaştırılmasının derinleşmesi, bağımsız iş insanlarının ve şirketlerin iktidar baskısına maruz kalması demektir çünkü hepimizin vicdanlarını da derinden yaralayan yenidoğan çetesiyle patlak veren kayyum skandalı bunun en güncel örneğiydi. Bakın, eski Bakan Müezzinoğlu'nun hastanesi de dâhil 12 sağlık kuruluşuna kayyum atanması gerekirken TMSF ancak soruşturmanın en zayıf halkası olan 2 hastaneye kayyum atadı. TMSF bünyesinde şirketler kamu malı olarak görülmüyor, aksine yeni bir rant sahası olarak görülüyor. Bu şirketler üzerinden yandaşlara büyük iltimaslar sağlanıyor. TMSF'nin bünyesine alınan şirketlerde yapılan yolsuzluk ve yağmalar bunun kanıtıdır. İşte, Erciyes Anadolu Holdinge atanan kayyumun başındaki Ertunç Laçinel 20 milyon avroyla kayıplara karıştı. Bu ve benzeri örnekler bize iktidarın, TMSF'nin bünyesinde yer alan şirketleri belli bir çevrenin kullanımına sunulmuş bir mülk gibi gördüğünü gösteriyor. İktidar, kayyumu bir hukuk mekanizması olarak değil, siyasi ve ekonomik bir baskı aracı olarak kullanıyor. Bu yasa teklifi yalnızca hukukun önünde eşit olması gereken bireylerin haklarını değil, Türkiye'nin ekonomik istikrarını da tehdit eden bir darbe hamlesidir. Bugün, TMSF eliyle şirketlere kayyum atanmasını, mallara el konulmasını yasallaştıran bu madde iktidara tamamen bağımlı bir ekonomik sistem yaratacaktır. Bu, hukukun geldiği nokta gibi ekonominin de siyasallaştırılmasını sağlayacaktır. Bugün, halkın iradesini hiçe sayan, kayyum uygulamalarını meşrulaştıran değişikliklere hayır deme sorumluluğumuz vardır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın.

SALİHE AYDENİZ (Devamla) - Halkın seçtiği belediyelerin gasbedilmesine de bağımsız şirketlerin keyfî uygulamalarla iktidarın kontrolüne geçmesine de kesinlikle hayır diyoruz.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)