| Konu: | Cumhuriyet Halk Partisi 4'üncü Genel Başkanı Deniz Baykal'ın ölüm yıl dönümüne, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Malezya ziyaretinde yaptığı konuşmaya, Türkiye'de adalet ve denetim sorunu olduğuna, RTÜK Başkanı ile Diyanet İşleri Başkanının yaptıkları açıklamalara ve Malatya'nın Yeşilyurt ilçesine bağlı İkizce Mahallesi'ndeki kamulaştırmasız el atmaya ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 55 |
| Tarih: | 11.02.2025 |
ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; "Biz, Sevr'i yapanları değil Lozan'ı yapanların, Sevr'i yırtıp atanların partisiyiz." diyen, 1 Mart tezkeresinde Türkiye Cumhuriyeti'ni büyük bir felaketten kurtaran 4'üncü Genel Başkanımız Sayın Deniz Baykal'ın ölüm yıl dönümünde kendisini saygıyla, rahmetle, özlemle bir kez daha anıyoruz.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Cumhurbaşkanı Erdoğan, adaletin timsali, adalet savaşçısı, Malezya'daydı. Konuşmasının bir bölümünü dikkatle not aldım, Malezya için adalet istiyor, "Adaletin olmadığı, adaletin vahşi çıkarlar uğruna rafa kaldırıldığı bir yerde insanlık adına barış, huzur ve kalkınma olmaz." diyor. Nerede söylüyor? Malezya'da söylüyor. Peki, bunu söyleyen, Malezya'da söyleyen Cumhurbaşkanının yönettiği ülkeye bir bakalım. Malezya'ya adalet istiyor ya, "üçüncü dünya ülkesi" dediğimiz Malezya, Hukukun Üstünlüğü Endeksi'ne göre 55'inci sırada. Peki, Türkiye Cumhuriyeti? 115'inci sırada arkadaşlar. Basın özgürlüğünde adalet istiyor beyefendi Malezya'ya; 73'üncü sırada, Türkiye Cumhuriyeti 165'inci sırada arkadaşlar. Adalet istiyor Malezya'ya; ekonomik özgürlükte Malezya 42'nci sırada, Türkiye 104'üncü sırada. Şimdi, Sayın Cumhurbaşkanı adalet terazisini almış dünyayı geziyor, ülkesinde kelepçeyle geziyor. Baksın şu ülkenin bir hâline; milletvekili cezaevinde, belediye başkanı cezaevinde, gazeteciler cezaevinde, konuşan, tartışan herkes cezaevinde. RTÜK, basını, gazetelerin hepsini kıskaç altına almış, ceza yağmuruna tutuyor. "Malezya'da adalet istiyoruz." Sen önce kendi ülkene adaleti getir, sen önce bu ülkeye adaleti getir, ülke yarı açık cezaevine geldi. Yine, sabah altıda ziller çalıyor, insanlar gözaltına alınıyor; Esenyurt'ta başladı, Beşiktaş'ta devam etti, Türkiye nüfusunun yüzde 20'sini yöneten İstanbul Belediye Başkanına soruşturma yağmuru, bugün Meclis üyeleri, belediye başkan yardımcıları alınıyor. Neyle ilişkilendiriliyor? Terör. Ya, biri veterinerlikten sorumlu, biri kültür işlerinden; Allah size akıl versin. "Malezya'da adalet..." Bir kez daha söylüyorum: Malezya'ya adalet isteme, sen kendi ülkende adil bir düzeni yarat, sen bu ülkede adil bir düzeni yarat. (CHP sıralarından alkışlar)
Değerli arkadaşlar, bakın, iş o noktaya geldi ki 31 Martın 1'inci partisi Cumhuriyet Halk Partisini bir savcı yargılayacakmış. Hangi usule göre arkadaşlar? Ya, bunu Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı yapar, Anayasa Mahkemesi yapar ama bu savcılara öyle yetkiler verdiniz, yeni Zekeriya Özler yarattınız ki adam bu Meclisi de gelir yargılar yarın hiç izne falan gerek kalmaksızın; bunun bir sonu yok. Bundan hepimiz rahatsız olmalıyız, hepimiz utanmalıyız. Öyle üçüncü dünya ülkelerine gidip adalet istersen senin gözüne Hukukun Üstünlüğü Endeksi'nde o ülkenin 55'inci sırada, Türkiye'nin 117'nci sırada olduğunu vuruverirler.
Değerli arkadaşlar, Türkiye'de bir adalet sorunu var, hem de bugün gelinen noktada artık hiçbirimiz güvende değiliz; ne yürütme güvende ne de yasama güvende. Yargı da güvende değil, artık hiç kimsenin bu yargıya güveni yok. Hayatında bir gün bile savcılık yapmamış bir adamı İstanbul gibi bir şehre başsavcı yapacaksın, eline kılıcı vereceksin, hakkında konuşanları doğrayacak ve bundan rahatsız olmayan bir Adalet Bakanı, bir iktidar var.
Ya, soruyorum... Sayıştayda, KİT raporlarında, bakanlık müfettişlerinde AKP'li belediyelerin yüzlerce, binlerce usulsüzlükleri var, bir tek iddianame yok ya! Ya, neden yok arkadaşlar, neden! Niye hep bizi buluyor? Neden hep muhalefeti buluyor? Allah hiçbirimizi ayrıcalıklı yaratmadı.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun Sayın Başarır.
ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Neden? Bir tek soruşturma çıkarın gösterin ya. Niye hep sabah saat altıda bizim kapılarımız çalınıyor? Utanç duyuyorum.
Yine, ne yazık ki bizim ülkemizde hayat pahalı ama ölüm bedava. Daha çok yakın bir zamanda, Bolu'da 78 yurttaşımızı kaybettik ihmal yüzünden. Yine, son üç haftada Ankara ve İstanbul'da sahte içkiden 104 insanımız öldü. Ne yapıyor bu Meclis? Bir, denetim sorunu var. İki, iktidara geldiğinizden beri insanların özel hayatına, yaşam biçimine müdahale ediyorsunuz. Eğer Türkiye'de her üretilen ürüne aynı oranda vergi geliyorsa sözüm yok.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun Sayın Başarır.
ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Ama bakın, 2010'da 1 litre alkolde ÖTV oranı 51 lirayken, bugün 1.365 lira olmuş; yüzde 2.553 artmış. Neden arkadaşlar? Evet, alkol sağlığa zararlı, sigara sağlığa zararlı, bunu her yerde söylüyoruz, çocuklarımıza söylüyoruz ama insanların tercihlerine ilişkin yapılan bu zamlar ölümleri getiriyor. Neden ya, neden bu kadar zam yapar bir iktidar? Alkol haram ama alkol alan bir alkole para ödüyor, iki size, devlete para ödüyor; bunu alırız, ona haram yok. Yani bunu ciddi bir şekilde bu Meclis araştırmalı; 104 insan ölmüş, denetim sorunu var, cezalarda eksiklik var ve bu vergiler maalesef ki insanları kaçak alkol tüketmeye itiyor. Bunu bu Meclis demokratik olarak çözmeli.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Başarır, buyurun.
ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Şimdi, Sayın Başkanım, -bakın, adalet diyoruz, adaletle başladım- RTÜK Başkanı çıkmış, bu ülkede, haber bültenlerinde vatandaşları karamsarlığa düşürmek istenildiğini, ülkede olumlu olaylar yaşanılmadığı algısının yaratıldığını savunduğu için televizyonlara, radyolara ayar veriyor.
Be kardeşim, bu ülkede olumlu ne oluyor? Ben AKP grubuna söyleyeceğim: Emeklinin durumu olumlu mu, memurun durumu olumlu mu, işçinin durumu olumlu mu? Bir ülkede çalışan milyonlarca emekli ve işçi açlık sınırının altında maaş alıyorsa o gazeteler ne yapsın, soruyorum. RTÜK Başkanı tehdit ediyor. Türkiye'de her şey bir felaket; açlık, sefalet, yoksulluk var. TRT 3'ten konuşuyorum; haydi, kapat bakalım. TRT 3 canlı veriyor şimdi.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Bitireceğim Başkanım.
BAŞKAN - Selamlayın lütfen Sayın Başarır.
ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - TRT 3'ten konuşuyorum. Ha, RTÜK her şeyi bıraktı, bu ülkede insanları karamsarlığa itiyormuşuz, çok aydınlık bir ülke yarattınız(!) Memurumuz, emeklimiz, işçimiz açlık, yoksulluk sınırının üstünde maaş alıyor da biz size iftira atıyoruz(!) Bakın, RTÜK de bir yargı organı sayılır, RTÜK de bu ülkede maalesef ki gazetelere, basına ayar veriyor.
Son olarak RTÜK bunu söylerken bu ülkede Diyanet İşleri Başkanı "Fitrenizi asgari ücret alana, emekliye verin." diyor. Şimdi bunu haber yapmayacak, bunu haber yapıp eleştirmeyecek öyle mi? Gerçekten ülkenin her noktası bir felakete gidiyor. Ülkede çok büyük sıkıntılar var.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun Sayın Başarır.
Son kez açıyorum, tamamlayın lütfen.
ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Tamamlıyorum.
Bunların hepsini konuşmalıyız.
Şimdi, son olarak Malatya'yla ilgili, deprem bölgesiyle ilgili önemli bir konuya temas edip bitireceğim Başkanım. Haksız, hukuksuz uygulamalar devam ediyor. Malatya Yeşilyurt ilçesi İkizce köylülerinin kendileri adına kayıtlı taşınmazlara maalesef kamulaştırmasız el atma yapılmıştır, insanlar mağdur edilmiştir. Şimdi, TOKİ'nin o kadar arazi varken gerçekten depremde mağdur olan o insanların -özel olarak bunu bana attılar, özel olarak bunu konuşmamı istediler; Sayın Veli Ağbaba da yanımda- gidip taşınmazlarına el atması, mağdur etmesi kabul edilemez. Deprem bölgesi zaten bir felaket, insanların evi barkı yok. Buna çözüm bulunmasını istiyoruz.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyor. (CHP sıralarından alkışlar)