| Konu: | İYİ Parti Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 55 |
| Tarih: | 11.02.2025 |
İYİ PARTİ GRUBU ADINA SELCAN TAŞCI (Tekirdağ) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle 2001 yılında Gara'da PKK terör örgütü tarafından şehit edilen Uzman Çavuş Hüseyin Sarı ve bütün görev şehitlerimizi rahmet, saygı ve hürmetle anıyor, bütün şehit ailelerimizi saygılarımla selamlıyorum. Sizleri unutmadık, unutmayacağız, unutturmayacağız.
Tekirdağ'ın Malkara ilçesinde 2 yaşında tecavüze uğrayan, şiddet gören ve el kadar bedeni bunca eziyete dayanamayarak can veren Sıla bebeğin canilerinin yargılandığı dava geçtiğimiz hafta sona erdi. Bu olayın bizatihi insanlık dışılığından sonra en çok kaygı duymamız gereken yanı mağdur, maktul gibi faillerinden ikisinin de çocuk olmasıydı. Sıla bebek katliamı, çocukları sapıklardan, sapkınlardan, katillerden, canilerden koruyamadığımız gibi, sapık olmaktan, sapkınlaşmaktan, katil olmaktan, cani olmaktan da koruyamadığımızın vesikasıydı.
TÜİK verilerine göre 2010 yılında Türkiye'de 83.393 çocuk suça karıştı. 2023 yılında ise bu sayı tam 178.834'e ulaştı, yüzde 100'den fazla artmış suça sürüklenen çocuk sayısı. Aralarında aç olduğu için yiyecek çalan da var, annesini öldüren, öz kardeşine tecavüz eden, uyuşturucu satan, öğretmenini yaralayan ve hatta öldüren de var yani aslında bizim görmezden gelinemeyecek kadar büyük, toplumsal bir tehdide dönüşen bir çocuk suçlular sorunumuz var. Ne yapacağız peki? "Katil doğanlar" deyip bir kenara mı çekileceğiz? "Sapkın doğanlar" mı diyeceğiz? "Hırsız doğanlar, cani doğanlar" deyip kendimizi sıyıracak mıyız bu işin içinden? Peki, nereye kadar? Günün birinde, biz suçlu olarak karşımıza çıktıklarında mesela, silahları bize doğrulmuş olarak, ellerindeki bıçağın ucu şah damarımıza dayanmışken o zaman da sıyırabilecek miyiz kendimizi? Bakın, Sıla'nın kanı ellerine ulaşan o 2 suça sürüklenen çocuktan biri on dört, diğeri yedi yıl ceza aldı. Yine, Tekirdağ'da yakın zamanda Süleymanpaşa Belediye Meclis Üyesi Mustafa Can Ekiciler'i katleden, suça sürüklenen çocuk on üç yıl ceza aldı. Çok kısa zaman sonra yeniden aramızda olacak hepsi. Peki sonra? Çocuk eğitimevlerine hapsedilen, 18 yaşından sonra cezaevine nakledilen bu çocuklardan kaçı yeniden suça karışmayacak, kaçı cezaevinden daha azılı bir suçlu olarak çıkmayacak? Bu katilleşen çocuklardan herhangi birini tahliyelerinden sonra karşımızda yeniden bir katil adayı olarak görme ihtimalimiz mi daha fazla, görmeme ihtimalimiz mi? Akademik verilere göre, çocukları suça sürükleyen temel faktörler yoksulluk, ailenin suçla ilişkisi, madde bağımlılığı, ebeveynsiz büyümek ve şimdi, bir de özellikle pandemiden sonra etkisi yüzde 1.000'den fazla artış gösteren dijital içerikler. Ben geçtiğimiz hafta konuyla ilgili 3 ayrı bakanlığa 3 ayrı soru önergesi verdim: Kim bu çocuklar? Nasıl ailelerden geliyorlar? Eğitim durumları ne? Ne kadarı madde bağımlısı? Ne kadarının evi var veya yok? Devlet korumasında olup da suça sürüklenen çocuk var mı? Varsa oranı ne? Evlat edinilmiş olan veya koruyucu aile gözetimindeyken suça sürüklenen çocukların oranı ne? Akran zorbalığının suça meyil göstergesi olup olmadığı; bunlara benzer onlarca soru sordum. Cevapları aldım diyelim, ne olacak? Toplumsal tehdidin çapıyla yüzleşmiş olacağım ben sadece. Oysa biz hep beraber daha fazlasını yapmak zorundayız. Sılaları öldürülmekten, potansiyel on binlerce çocuğu da Sılaları öldüren katillere, Sılalara tecavüz eden sapıklara, canilere dönüşmekten kurtarmak zorundayız geç olmadan.
Şimdi, kimi gaspçı, kimi katil, kimi tecavüzcü, kimi torbacı olan bu çocukların annelerini, babalarını, içinde doğdukları ortamı değiştiremeyiz belki ama büyüyecekleri, karakterlerinin şekilleneceği ortamı değiştirebiliriz. Onlara kötülükten başka seçeneklerinin de olacağı yeni yollar açabilir ve düşmesinler diye o yolları yürürken ellerinden tutabiliriz. Biliyorsunuz, Türkiye Büyük Millet Meclisinde çocuğa şiddeti araştırmak üzere kurulmuş bir komisyon var. Gelin, tamamlayıcı nitelikte bir de çocukların suça sürüklenmesini önlemek üzere bir komisyon kuralım ve hep birlikte aslında geleceğimizi kurtaralım.
Teşekkür ediyorum.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)