| Konu: | TÜRKİYE DEMİRYOLU ULAŞTIRMASININ SERBESTLEŞTİRİLMESİ HAKKINDA KANUN TASARISI SS441 |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 96 |
| Tarih: | 24.04.2013 |
MUSA ÇAM (İzmir) - Sayın Başkan, Türkiye Büyük Millet Meclisinin saygıdeğer üyeleri; 441 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın 10'uncu maddesinin 5'inci geçici maddesi üzerinde söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Yüz elli altı yıllık şerefli geçmişi olan Demiryollarımızın kaderini ve geleceğini tayin edecek olan bir yasal düzenlemeyi görüşüyoruz. Ulaşım, ekonominin, üretimin ve ülke kalkınmasının motor gücüdür. Bu nedenle, yüz elli altı yıllık tarihî geçmişi, tecrübe ve birikimi, kültürel altyapısının yüklendiği misyon ve vizyonu üzerinde yapılacak her türlü değişikliğin aslında özelleştirme olduğunu bilmekteyiz.
Bu düzenlemeyle, küresel sermayenin öngördüğü neoliberal politikalar gereğince demir yollarındaki devlet tekelinin kaldırılması öngörülmektedir. TCDD'nin hizmet bütünlüğü içinde yer alan liman işletmeciliğiyle, banliyö hizmetleriyle ilgili başlatılan özelleştirme sürecinin yapılan düzenlemeyle hız kazanacağı, 2012 yılı sonu itibarıyla yük taşımacılığı oranı yüzde 4,5 olan TCDD'de bugün yüzde 35'inin özel şahıs vagonlarıyla yapıldığı düşünüldüğünde TCDD'nin nasıl bir kuşatma altında olduğu ortadadır.
Bu düzenlemeyle, TCDD çok uluslu şirketlerin eline geçecek ve yüksek fiyatlarla yapılacak taşımacılıkta, hem millî ekonomimize darbe vurulacak hem de demir yolu hizmetinden yararlanan halkımız cezalandırılacaktır.
Dünyada örneğine rastlamadığımız bir biçimde özel sektörün altyapı ve tren işletmecisi olarak rol alması öngörülüyor. İngiltere, yıllar önce başlattığı benzeri uygulamayı kaldırmak için altyapıyı yeniden devlet tekeline sokmaya çalışmaktadır.
140 KİT kuruluşundan sonra Demiryolları ve PTT gibi millî, stratejik, köklü devlet kuruluşlarının özelleşmesi sermayenin kamuda ucuz iş gücü yaratılması arzusundan ve özel sektör eliyle tekel oluşturma arzusundan kaynaklanmaktadır. Bu uygulamalar, çalışanları sınıflara ayırarak kölelik düzenini yeniden hortlatmanın planıdır. Bu tasarıyla, uzmanlaşmış personelin emekli olmaları için getirilen teşvikler, bir ölçüde tecrübeli ve uzmanlaşmış demir yolcuların önemli bir kısmını tasfiye etmektir.
Tasarıda yer alan "yaptırır ve işletir" ifadeleri de gizli niyetleri ortaya çıkaran ifadelerdir. Taşeronlaşmanın daha yaygın hâlâ getirilmesini amaçlamaktadır. Yüzde 80'i tek hat olan TCDD'nin altyapısı üzerine farklı işletmelerin faaliyet göstermesi demek istenmeyen nahoş olaylarla birlikte tren kazanlarının artmasına, demir yolu güvenliğinin riskli hâle getirilmesi anlamını taşımaktadır. Sosyal devlet anlayışından hızla uzaklaşan iktidar, kamuda çalışanların aldığı üç kuruşa göz dikmiş gözükmektedir. Düşük ücretli ve güvencesiz iş gücü elde edilmeye çalışılmaktadır. Oysa bir zamanlar yaklaşık 80 bin işçi ve memur ile hizmet veren TCDD, geliri giderini karşılama oranı yüzde 2'ler seviyesinde iken, bugün toplam 32 bin çalışanıyla elde edilen sonuç geliri giderinin yüzde 26'sını karşılayabilmektedir. Bu sonuç çalışanlardan kaynaklı bir durum değildir, onların günahı değildir.
Bu kanun tasarısı TCDD'nin, kamu iktisadi kuruluşu (KİK) statüsünü, iktisadi devlet teşekkülü olarak değiştirmektedir. Ticari şartlara göre yapılandırmayı öngörmektedir. İktisadi devlet teşekkülüne dönüştürmenin ardından. Daha önce KİK olan kurumlarda çalışanlar, TCDD çalışanı da bundan sonra esnek çalışmak biçiminde kalacaktır.
Ekonomimizin motor gücü olan, ülke ulaşımına şimdilik katkı sağlayan iktisadi kalelerin göz göre göre birer birer elden çıkarılması yalnız bizleri değil ülkemizin geleceğini risk eden planlardır.
Sayın Bakan, 24 Martta İzmir'de Atatürk Stadı'nın bahçesinde, Bordo Yeşil Restoran'da Konak ilçemizin 113 muhtarından 40'ıyla toplantı yaptınız. Muhtarların sorunlarını ve dertlerini dinlediniz. Dinledikten sonra da şunu söylediniz: "Bu sorunları konuşuyor olmaktan ve böyle bir şehrin milletvekili olmaktan hicap duyuyorum." dediniz. Hicap duymanıza gerek yok Sayın Bakan. Siz İzmirli değilsiniz, dışarıdan geldiniz ve çakma İzmirlisiniz. Ayrıca İzmirli olmaktan da hicap duymanız gerekmiyor. Şimdi, sizi İzmir'e getirsek, AKP İl Başkanlığının önüne bıraksak, Valiliğin önüne bıraksak, Cumhuriyet Mahallesi'ne bıraksak arabanın anahtarını versek Manavkuyu'ya git, Naldöken'e git, Cumhuriyet Mahallesi'ne git, Mimar Sinan Mahallesi'ne git, Kahramanlar'a git desek, bulamazsınız orayı.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Kaybolur, kaybolur.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Postaneye gidip mektup atamaz, mektup.
MUSA ÇAM (Devamla) - Siz burada Meclis taksiye binip buradan Ulus'a gidebilirsiniz ama İzmir'in sokaklarını bilemezsiniz. İzmirli olmaktan, İzmir'in milletvekili olmaktan hicap duymanız gerekmiyor. Bunu size yakıştırmadığımı söylemek istiyorum ve bu özelleştirmeye karşı Demiryolu işçisi şunları yürüyerek söyledi:
"Çal, çal, çal
AKP, yasanı al başına çal.
Çal, çal, çal
AKP, yasanı al başına çal." diye sokaklarda yürüdü ve bu sloganları söyledi.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MUSA ÇAM (Devamla) - Bunu buradan söylemek de benim görevimdir diyor, hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)