| Konu: | Gaziantep'teki işçilerin direnişine, İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun 11 Nisandaki davalarına, Bolu Kartalkaya'daki yangınla ilgili hazırlanan soruşturma önergesine ve sarayın yemekhanesinden atılan çöpe ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 57 |
| Tarih: | 13.02.2025 |
ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ben de Gaziantep'teki işçilerimizin direnişiyle başlamak istiyorum. 2 bin işçi, 2 fabrikada, maaşları yetersiz olduğu için grev yapıyor, haklı bir direnişleri var. Peki, bu fabrikanın sahibi kim? AKP Gaziantep Milletvekili. Vali bir karar alıyor, on beş gün süreyle bu direnişi durduruyor, çadırları, her şeyi topluyor, işçileri oradan uzaklaştırıyor.
Bu ülkenin Cumhurbaşkanı asgari ücret belirlenirken "Niye bu kadar düşük belirlediniz?" dediğimizde "Ya, bu asgari ücret zaten en düşük ücret. Patronlar da fazlasını versin." dedi. Doğru mu? Şimdi, bir patron, bir milletvekili var AKP Grubunda, asgari ücretin hemen üzerinde zam yapmış, işçiler de "Hayır." diyor. Buna, Vali, devletin Valisi izin vermiyor. Olmaz arkadaşlar, olmaz, bu olacak iş değil. Bu ülkede vali, AKP milletvekilinin fabrikasının valisi mi, Gaziantep halkının Valisi mi? Sen kimin Valisisin? Grev anayasal bir hak, her yerde yapabileceksin, Gaziantep'te yapamayacaksın! Niye? O fabrika milletvekilinin. Kınıyoruz!
Değerli milletvekilleri, bu ülkenin en temel iki sorunu: Bir, ekonomi; iki, adalet, adaletsizlik.
Şimdi, 11 Nisan nasıl bir gün, nasıl bir gündür, nasıl bir gün olacak merak ediyorum. Şimdi, AKP Grup Başkan Vekiline de sormak isterim. Ben bunu matematik profesörlerine sabahtan beri soruyorum, öğrencilere soruyorum, matematik öğretmenlerine soruyorum. 11 Nisanda İstanbul Belediye Başkanımız Sayın Ekrem İmamoğlu; İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesinde, 10. Asliye Ceza Mahkemesinde, 59. Asliye Ceza Mahkemesinde aynı gün ve farklı mahkemelerde yargılanacak. Böyle bir olasılık hesabı yok. Şimdi, ben bunu matematik sorusu olarak üniversite sınavında gerçekten sorsam bunu çözebilecek bir öğrencimiz yok bence ama adalet bakanı Akın Gürlek bunu çözmüş. Bu nasıl bir tesadüf arkadaşlar? (CHP sıralarından alkışlar) Bakın, bitmiyor; şimdi öyle tuhaflıklar var ki 11 Nisanda 14. Ağır Ceza Mahkemesinde Başkan Ferhat Şahin. Kim bu Ferhat Şahin? DİAYDER davasında Yavuz Saltık hakkında beraat kararı verilirken tek muhalefet şerhi veren, "Ceza alsın." diyen hâkim. Bu Ferhat Şahin ve Akın Gürlek -muhteşem ikili bunlar; bakın, Ferhat Şahin ve Akın Gürlek muhteşem ikili- 26. Ağır Ceza Mahkemesinde Başkan ve üye olarak görev yapmışlar; tesadüf. 37. Ağır Ceza Mahkemesinde Başkan ve üye olarak görev yapmışlar; tesadüf. 14. Ağır Ceza Mahkemesinde Başkan ve üye olarak görev yapmışlar; tesadüf. Bu nasıl tesadüf? Bunu hangi matematik hesabına koyuyoruz? Akın Gürlek ve Ferhat Şahin muhteşem ikili, Super Mario kardeşler; acayip, bakın verdikleri kararlara: Barış akademisyenlerinin davalarına baktılar. Çağdaş Hukukçular Derneğinin üyesi olan avukatlara yüz elli dokuz yıl ceza verdiler. Sözcü yazarlarına örgüte yardımdan mahkûmiyet kararı verdiler. Eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ı dört yıl sekiz ay hapis cezasına mahkûm ettiler. Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul İl Başkanımız Canan Kaftancıoğlu'na dokuz yıl sekiz ay ceza verdiler. Eski Cumhuriyet Muhabiri Canan Coşkun'a yine iki yıl üç ay ceza verdiler. Türk Tabipleri Birliğini yargıladılar ve Enis Berberoğlu Milletvekilimizin kararına, Anayasa Mahkemesinin kararına direndiler. Şimdi, 11 Nisandan ne bekleyelim biz? Yahu, adaleti bu hâle getirdiniz, utanç verici bir olay. Bu nasıl bir gün? Üç yüz altmış beş gün var, hafta sonlarını çıkaralım, 3 mahkeme aynı güne düşüyor; böyle bir olasılık hesabını Einstein falan hesaplayamaz ama Bakanlık hesaplıyor. Beyefendi savcı iddianameyi hazırlıyor, üyesi yargılamayı yapıyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun Sayın Başarır.
ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Kararı verdikten sonra da bunlar eminim Yargıtaya gider onaylamak için. Ya, nereye geldik? Birisi çıksın, bunu söylesin. Bir kurumu, yargıyı bu hâle getirebilir miyiz? Yargı esaret altında arkadaşlar, yargı dizayn ediliyor; üyeler, hâkimler, savcılar dizayn ediliyor; mahkeme günleri dizayn ediliyor; ceza veren hâkim ve savcılar aynı yerde buluşturuluyor. Bu ülkede siyaset kurumu, bu ülkede gazeteler, televizyonlar susturulmak isteniyor. Sonra "Yargı eliyle darbe yapılıyor." dediğimizde de kızıyorlar; gelin, buna bir cevap verin. Ben tek bir şey istiyorum Özlem Hanım'dan: Gerçekten, bu olasılık, bu ihtimaller size normal geliyor mu? Bana bunu söyleyin çünkü dün uzun yıllar avukatlık yaptığınızı söylediniz, adalet ve hak arayıcısı olduğunuzu söylediniz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Bitireceğim.
BAŞKAN - Buyurun Sayın Başarır.
ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Eğer mesleğinizde bunlar müvekkilinizin başına gelseydi isyan eder miydiniz, etmez miydiniz göreceğiz.
Şimdi, efendim, bugün uluslararası anlaşmaları görüşeceğiz ama Bolu Kartalkaya'da 78 yurttaşımız öldü. Gruplar olarak değil milletvekilleri olarak yaklaşık 260 imza bulduk, 301'e ihtiyacımız var çünkü o bakanlar soruşturulmalı, yargılanmalı. Gensoru kaldırıldı, bakanın yargılanması, soruşturulması çok zorlaştı. O yüzden, biz de bugünkü uluslararası anlaşmada milletvekillerimize, Parlamentoya sesleneceğiz, ülkeye sesleneceğiz hep beraber. Salt gruplar olarak değil grubu olan olmayan bağımsız milletvekilleri olarak -yaklaşık 40 imzaya ihtiyacımız var- bunu haykıracağız.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Son olarak da israf...
BAŞKAN - Tamamlayın lütfen Sayın Başarır.
Buyurun.
ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Ne dedik? Beyefendi 3 uçakla yurt dışına gitti; birinde ailesi, birinde bürokratları, birinde araç. Burada kullandığı limuzin, trilyonluk arabası, milyarlar edecek arabası uçakla oraya gitti, her yurt dışına gidiyor çünkü başka arabaya binemiyoruz biz, limuzin olacak, özel araba olacak. Ama bir şey daha var: Saraydaki israf, giderler; hep konuştuk. Ne ilginçtir ki sarayın yemekhanesinden günde 6 ton çöp atılıyor oysa bir aile ancak günde 4 kilo çöp üretebiliyor yani saray -6 ton çöp- günde 1.500 ailenin çöpünü üretiyor. Ben merak ediyorum, ne yiyorsunuz ne içiyorsunuz? Bu ülkede insanlar çöpten ekmek topluyor; insanlar pazarın sonunu bekliyor, domates, sebze topluyor; kırık yumurtalar bir yere ayrılıyor pazarda, insanlar 1 liraya onu almak istiyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Son cümlem...
BAŞKAN - Son cümlenizi alalım lütfen.
Buyurun.
ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - İnsanlar bayat ekmek kuyruğunda ama uçaklar, karada havada konvoylar, özel makam arabaları binlerce kilometre uzağa gidiyor beyefendimiz rahat etsin diye. Bir de günde 6 bin kilo çöp atıyoruz. Bu yemekhaneden bu çöpleri 3 belediye ancak toplayabiliyor, toplamak için 50 konteyner var. "Nereden buldun?" diye sorar. Her konteyner ancak 120 kilo taşıyabiliyor, bununla ilgili çalışılmış. Ben bunu da 86 milyonun takdirlerine bırakıyorum.
Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)