Konu: | Türkiye Adalet Akademisi Kanunu Teklifi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 3 |
Birleşim: | 57 |
Tarih: | 13.02.2025 |
NECMETTİN ÇALIŞKAN (Hatay) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Bir adalet yasa teklifini görüşüyoruz. Konuştuğum madde ücretlendirmeyle ilgili. Ne adalet aşkıdır, ne akademi aşkıdır anlamak mümkün değil. Memlekette adaletin esamesinin bile okunmadığı bir dönemde döne döne ısrarla bu yasanın getirilmeye çalışılmasını anlamak mümkün değil. Bu yasa teklifindeki Adalet Akademisinin adalete katkısı belki de Adalet ve Kalkınma Partisinin ismindeki "adalet"in adaleti kadar olsa gerek.
Bugün maalesef ki iktidardaki arkadaşlar kafasını kuma gömmüş, ülkede yaşanan hiçbir sorunla ilgili değiller. Daha dün Kamu Başdenetçisi açıkladı, Türkiye'de en güvenilmez kurum Adalet Bakanlığı.
Bugün cezaevlerinde işkence, çıplak arama, şiddet iddiaları ayyuka çıkmış durumda. Bugün cezaevlerinde mahkûmlar kan ağlıyor; engelliler, hasta, yaşlı ve kronik hastaların tahliyesine izin verilmiyor; Adli Tıp raporları kale alınmıyor; denetimli serbestlik uygulaması keyfî biçimde, siyasi görüşe göre uygulanıyor. Tabii, ceza almış hükümlüler de kendileriyle beraber bir de ailelerini mahkûm etmek üzere Türkiye'nin bir ucundan başka bir ucuna gönderiliyor ki aile de bu sıkıntıları çeksin. Ceza indirimi, yine, iktidara yandaş; daha doğrusu, kendi tabanı da değil, bir şekilde illegal ilişkileri sürdürenlerin elde ettiği bir uygulama olarak karşımızda maalesef ki.
Cezaevleri böyle, sokaklardaki durum çok daha vahim: Gasp, cinayet, hırsızlık, uyuşturucu; aklınıza ne gelirse. Bütün bunlar niye rahatça işleniyor? Çünkü suçlu biliyor ki suçun karşılığı yok ve mağdur insanlar da haklarını kendi elleriyle aramak durumunda kalıyorlar çünkü adalete güven yok. Ama adalet tamamen de başıboş değil; eğer siz Hükûmetin İsrail'e gönderdiği gemilerin listesini yayınlarsanız, gazeteci de olsanız sizi yakalayamazlarsa hesaplar kapatılıyor. İnsan utanır! İnsan utanır! Eğer sosyal medya hesabında gemi listesi ifşa ediyor diye bir gazetecinin hesabı kapatılıyorsa; bir gece yarısı gazeteciler tutuklanıyor, gözaltına alınıyor, birkaç gün sonra sırf baskı olsun diye, gözdağı vermek üzere tutuklanıyorsa artık ülkede söyleyecek fazla söz kalmamıştır.
Adaletten bahsederken; Covid mağdurları, öğrenci affı, milyonlarca ehliyet mağduru şoför esnafı, hepsi ama hepsi adalet bekliyor. KHK'liler, haksızca ihraç edilenler, mahkemeden beraat alanlar, hiçbirisi umurlarında değil ama bir gazeteci eğer bu ikiyüzlü tavırlarını gün yüzüne çıkarır ise o vatan haini gibi maalesef muamele görüyor ve şunu net söylemek gerekir ki değerli AK PARTİ'li arkadaşlar, bu dönemde insanlar âdeta darbe dönemlerini mumla arar hâle geldi. Kendi iç dünyanızdan, fanusun içerisinden gerçek yaşananları görmüyorsunuz ama bugün, darbecilerin bile uygulamadığı hukuk uygulanıyor; hukuk diye bir şeyin olmadığı bir gündeyiz.
Bir taraftan da net olarak ortada ki bugüne kadar neyi eleştirmişseniz eleştirdiğiniz şeyden daha kötü hâle geldiniz. Çok vahim bir tablo ama öyle bir kısır döngü içerisindeyiz ki sizi hangi odalara, ikna odalarına alıp da bu yaşananları görmenize engel oluyorlar; bunu da şahsen anlayabilmiş değiliz.
Bugün büyük bir vahim tabloyla karşı karşıyayız. Ülkede cezaevlerinin içi de kötü, dışı da kötü.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Çalışkan, tamamlayın lütfen.
NECMETTİN ÇALIŞKAN (Devamla) - Bu açıdan da evet, adalete ihtiyacımız var ama adaletin akademisine değil gerçek anlamda adaletin tesisine. Daha az önce bir AK PARTİ'li sayın milletvekili ülkede dev cezaevlerinin yapıldığından övgüyle bahsetti. Ya, insan utanır be, utanır! Siz bu ülkenin geleceğine vizyon olarak cezaevlerini mi görüyorsunuz? Fabrika yapsanız, istihdam alanı, iş alanı oluştursanız anlamı var ama gelecek vaadiniz, gelecek senaryonuz yeni yeni cezaevleri yapmak. İşte onun için de herkes ama herkes büyük mağduriyet içerisinde, yaşananlardan rahatsız ama şu az lafa bile tahammülünüz yok. Sizin karşınızda suspus olan, her şeyi alkışlayan, oldubitti geçen sözlerden başkasını söyleyenin bir anlamı maalesef yok.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
NECMETTİN ÇALIŞKAN (Devamla) - Bu vesileyle, mübarek Berat Kandili'nin ülkemize, İslam âlemine inşallah hayırlar getirmesini diliyor; aziz milletimizi, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (YENİ YOL sıralarından alkışlar)