GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türkiye Adalet Akademisi Kanunu Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:57
Tarih:13.02.2025

SİBEL SUİÇMEZ (Trabzon) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; "Yaparsa AKP yapar." Yapar da nasıl yapar? 1985'te kurulan Hâkim ve Savcı Adayları Eğitim Merkezini kapatır, yerine 2003'te Türkiye Adalet Akademisini kurar; yetmez, 2018'de bir Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle bunu kapatıp Hâkim ve Savcı Eğitim Merkezini açar ama bu da yetmez; 2019'da 34 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'yle Türkiye Adalet Akademisini tekrar kurar. Kurar da ne olur? Partimizin başvurusu üzerine 28 Aralık 2023'te Anayasa Mahkemesi 34 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'ni iptal eder. İptal gerekçesi sizce nedir? Münhasıran kanunla düzenlenmesi gereken konuların Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle düzenlenemeyeceğidir. Bu gerekçe size tanıdık gelmiyor mu? Soruyorum: Sizce Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu çıkardıkları Cumhurbaşkanlığı kararnamesinin Anayasa'ya aykırı olduğunu bilmez mi, iptal edileceğini bilmez mi? Bilir tabii, bilir de o zaman neden yasama yetkisini gasbeden kararnameleri çıkarmaya devam eder? Çünkü bu sistemde yani idare hukukunda tanımı olmayan "denge denetleme sistemi" bulunmadığı için dünyada eşi benzeri bulunmayan Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminde bilinçli olarak yasama organı işlevsizleştirilmekte, itibarsızlaştırılmaktadır. Nitekim, Türkiye Cumhuriyeti son yirmi iki yılda hukuk devletinin temelini oluşturan kuvvetler ayrılığı ve denge denetleme ilkesi yerle bir edilerek hukuk devleti olmaktan çıkarılmıştır. Artık "Anayasayı bir kez delmekle bir şey olmaz." zihniyetinden "Anayasa yok sayılsın." zihniyetine geçilmiştir. Durum o kadar vahimdir ki Meclis Başkanlığı, Anayasa Mahkemesi kararını uygulamamakta, Can Atalay'ın milletvekili olduğuna ilişkin açıklamayı yapmamakta, bizlerse milletvekili olarak ettiğimiz yemini çiğneyerek Anayasa'yı ihlal etmekteyiz. Ülkemiz, Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi nedeniyle Hukukun Üstünlüğü Endeksi'nde 142 ülke arasında 117'nci sıradadır. Kamu Başdenetçisi 2024 yılında şikâyet başvurularında yüzde 18,68 oranla Adalet Bakanlığının yarışı 1'inci bitirdiğini söylemiştir. Biliyorum, işinize gelmediğinde bu endekslere kızıyorsunuz. O zaman şimdi size söylüyorum: Evinize gittiğinizde eşinize, çocuklarınıza "Ülkemizde adalet var mıdır? Adli sisteme, adalete güveniyor musunuz?" diye sorun. (CHP sıralarından alkışlar) "Hayır, güvenmiyoruz." diye cevap almazsanız ben tüm söylediklerimi geri alacağım.

On altı yılda 4 tane yargı reformu strateji belgesi, 2 tane insan hakları eylem planı oluşturmanıza rağmen adalet sistemimizin çökmesinin nedeni, iktidarınızın yargıyı siyasallaştırması ve siyaseti dizayn etmek için araçsallaştırmasıdır. Öyle ki Sayın Cumhurbaşkanı "Terazide adalet olacaktır." diyeceğine, "Turpların büyükleri heybededir." diyerek adalet terazisi ile pazar terazisini karıştırmakta ve açıkça yargıya müdahale etmektedir. Öyle ki Sayın Adalet Bakanı her açılan soruşturma veya açıklamaya ilişkin konuşarak yargıyı açıkça etkilemektedir. Sayın İmamoğlu'na açılan davalar hakkında, gazetecilere yapılan gözaltılar hakkında ve tutuklanan belediye başkanları hakkında görüş bildirmektedir. Bugün ise TÜSİAD Başkanına "Türkiye artık eski Türkiye değildir!" diyerek fırça atmıştır. Siz kurban olun eski Türkiye'ye; mumla arar hâle getirdiniz, mumla arar hâle getirdiniz!

Adalet Akademisinde yetiştirdiğiniz hâkim ve savcılar, hukukçuların yüzünü kızartacak, utandıracak kararlara imza atmaktadırlar. Acaba niye? Demokrasiyi amaç değil araç olarak gören bir iktidarın, Anayasa Mahkemesi kararlarını tanımayan bir iktidarın, bağımsız, tarafsız ve nitelikli bir yargı hizmeti verecek adalet sistemini oluşturması mümkün müdür? 24.716 hâkim ve savcıyı Akademi aracılığıyla eğitmişsiniz ancak bu nasıl bir eğitimdir ki hâkim ve savcılar hukukun temel ilkelerine ve evrensel hukuk normlarına aykırı kararları fütursuzca vermektedir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Suiçmez, tamamlayın lütfen.

SİBEL SUİÇMEZ (Devamla) - CMK ve Ceza Kanunu hükümlerini ters düz etmekte ve hatta çıkarmadığımız kanuna dayanarak gözaltı kararları vermektedirler. Sormamız gereken soru şudur: Bir hukukçu olarak yüzümüzü kızartan, hukuka aykırı gözaltı ve tutuklama kararlarını veren, Türkiye'yi açık cezaevi hâline getiren kararları alan hâkim ve savcılar hangi hukuk fakültelerinden mezun oluyorlar ve Adalet Akademisinde eğitiliyorlar?

İktidarınızın yargı aracılığıyla görmeyen, duymayan, konuşmayan bir toplum yaratma gayretinde olduğunu görüyoruz ama bilin ki korkmayacağız, susmayacağız ve asla size biat etmeyeceğiz.

Saygılarımla. (CHP sıralarından alkışlar)