Konu: | Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Pakistan İslam Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Hükümlülerin Nakli Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 3 |
Birleşim: | 57 |
Tarih: | 13.02.2025 |
YENİ YOL GRUBU ADINA NECMETTİN ÇALIŞKAN (Hatay) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Bu gece, mübarek Berat Gecesi. Bilindiği gibi beraat aftır, ramazan ayına girerken inananların bağışlanmış olarak girmesidir. Gönül isterdi ki bu teheccüd vakti şafak sökerken bu Genel Kurulda, bu toplantı esnasında beraatin anlamına uygun şekilde bir genel af çıksın; cezaevlerinde bekleyen, KHK'lerle mağdur olmuş, mağduriyetten kalan herkes bu beraatin gerçek anlamına uygun bir sevinç yaşasın ama heyhat, önce Adalet Akademisi, şimdi de uluslararası sözleşme.
Değerli milletvekilleri, Pakistan, ülkemizin kadim dostu, tarihî bağlarımız olan bir ülke. Komisyondan geçerken, 2019 yılında gerekçelendirirken iş birliği vurgusunda iki ülkenin birbiriyle ticaret ilişkisine vurgu yapılmış, az olduğu söylenmiş. FETÖ desteğinden bahsedilmiş, FETÖ'ye bağlı okulların Maarif Vakfına devredildiğinden övgüyle söz edilmiş. Doğrusu, uluslararası sözleşmelerin, iki ülke arasındaki gelişmelerin iç politik, kısır siyasi çekişmelere alet edilmesi doğru değildir. Belki Pakistan da geçmişte AK PARTİ yöneticilerinin yanıldığı, kandırıldığı gibi gerçeği bilememiş, farklı davranmış olabilir. Nitekim, belki onlar da geçmiş dönemde destek verdiler. Bugün, burada, şöyle bir soru ortaya çıkar: Bunlar acaba FETÖ'yle ilgili hususta net tavır ortaya koymasaydı Pakistan dost ülkeler kategorisine giremeyecek miydi?
Burada esas olan şey, gönül isterdi ki Pakistan'la ilişkilerimizden bahsederken Kurtuluş Savaşı'na vurgu yapılsın; komşuluk ilişkilerimize, tarihî bağımıza vurgu yapılsın; yakın tarih açısından ise rahmetli Başbakanımız Profesör Necmettin Erbakan önderliğinde kurulan D8 iş birliği ülkeleri arasında yer almasına, önemli bir partnerimiz olmasına vurgu yapılsın. Gerçekten, bizim, Pakistan'la çok önemli bir bağ olarak D8 iş birliğimizin bugün yaşadığımız süreçte çok daha önemli olduğu ortaya çıkıyor. Yaşadığımız dünyada bugünleri hepimiz görerek yaşıyoruz. Artık küresel hukuk, küresel sistem iflas etti. İsrail bir terör devleti, Amerikan Başkanı Trump da bu devletin bodyguardlığına soyundu, haydutluk peşinde. Biz, Trump'ın açıklamalarından korkmuyoruz ama korkumuz, İslam ülkelerinin sessizliğinden, kör, sağır, dilsiz rolü oynamalarından. Şu kadar gün geçmesine rağmen "Cumartesi Gazze'yi cehenneme çevireceğim." demesine rağmen yetkililerin ağzından bir tek cümle çıkmamasından ürküyoruz. Dünya turuna çıkarak, sağa sola kaçarak gerçeklerle yüzleşmekten kaçmak mümkün değildir.
Bugün, pekâlâ, elimizdeki bu D8 iş birliğiyle gerçekten mazlumların hamisi olabilirdik ama biz maalesef zalimlerin figüranlığını tercih ettik. Hamasetle, algıyla, internetten verilen mesajlarla, bunlarla hiçbir yere varılamaz; gerçeğin ne olduğunu herkes görüyor. Şu Gazze'de yaşanan soykırımdaki vebalimiz... Yaşanan süreci hepimiz maalesef gördük.
İşte, burada esasen D8 üzerine vurgu yapılması gerekir. İktidar adına konuşup da Pakistan'la ilişkileri kimse anlatmadığı için de bu hususun altını çizmek gerekiyor. Bugün D8, ülkemiz açısından, İslam dünyası açısından küresel emperyalist sisteme karşı önemli bir alternatifti. Bu medeniyet yürüyüşü içerisinde ülkemizin de öncü rolde olduğu şekilde bütün Müslüman ülkelere, bölge coğrafyasına sahip çıkabilirdik ama sembolik olarak otel lobilerindeki toplantılarda verilen mesajlarla D8 yürüyüp gidiyor, oysa D8'in bundan çok daha önemli bir durumu olmalıydı.
Değerli milletvekilleri, Amerika Başkanı Trump'ın açıklamasını duyduk, hâlen ülkemizden yeterli ses verilmedi. Bilelim ki bu açıklama gerçekten akıl dışı, insaf dışı bir açıklama. Bu açıklamayı dünyanın herhangi bir yerinde, herhangi bir vatandaş ya da sivil toplum örgütü yapmış olsaydı direkt küresel terörist ilan edilirdi, sorguya çekilirdi, INTERPOL üzerinden arama kararları alınırdı ama işin ucunda Amerika Başkanı olduğu için suspus olunuyor. Bu nedenle de önerimiz şudur ki hiç olmazsa Berat Gecesi'nde, şu anda Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak uluslararası sözleşmeleri görüştüğümüz bir anda bir adım atalım, Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak bu cesaretle ortak bildiriye imza atıp Amerika'nın bu tavrını kınayalım. Bugün muhalefet partilerinin bu noktadaki tavrının ne olduğunu biliyoruz, iktidardan da bu noktada bir adım bekliyoruz.
Değerli milletvekilleri, bölgemizde yaşanan olayları hepimiz görüyoruz. Türkiye, Pakistan, İran ve Mısır'ın birbirleriyle ortak adım atmasının ne büyük yararlar getireceğini hepimiz tahmin edebiliyoruz. Bugün de eğer bugüne kadar olduğu gibi, mezhep çatışmalarıyla, etnik kimlik tartışmalarıyla eğer bugünleri de geçiştirmeye çalışırsak gelecek günlerde çok daha büyük tehditlerle karşı karşıya oluruz. Gazze'ye uygulanan soykırım boyunca, bir buçuk yıl süreyle bütün İslam dünyası olup biteni sadece seyretti, kınadı, lanet okudu, bildiri yayınladı, daha sert kınadı ama bunun ötesine geçemedi; ateşkes de İsrailli esirlerin, rehinelerin serbest bırakılması sebebiyle gerçekleşti. Mademki bu ateşkesin olmasına katkımız olmadı, biz bugün, şu anda burada bu Trump'ın açıklamalarına sessiz kalarak yeni bir katliamın yeniden başlamasına asla göz yumamayız; bu, çok büyük bir vebal olur. Bundan sonrası için bu yaşanacak hadiseler gerçek anlamda bir zillettir. Bundan sonra eğer Gazze biterse bütün bölge ateş altında... Eğer Gazze'de bu ateşkes durur, savaş yeniden başlarsa soracağımız soru ancak "Sıra bize ne zaman gelecek?" sorusudur. Böyle bir şeye fırsat vermeme açısından bu olay asla geçiştirilemez, geçiştirilmemelidir.
Tabii ki Pakistan'la ilişkilerimize vurgu yaparken burada belki rutin bir anlaşmanın hızlıca okunup geçirilmesi -sembolik- partiler, gruplar adına söz alıp geçirilmesi istendi; oysa bizim arzumuz, Pakistan'la her alanda iş birliklerimizi artırmak olmalıdır. Hele de hangi ülkeyle ilgili olursa olsun, burada yapılan uluslararası sözleşmelerde noter vazifesi görürcesine sembolik, gelen tezkereyi oylayıp "Zaten göndereceğiz."den öte içeriğini net olarak görmek, geleceğe yönelik projeksiyon çizilmesini beklemek de bu Meclisin tabii hakkıdır, görevidir.
Bu vesileyle, Pakistan ile ilişkilerin geliştirilmesi gerekliliğine inandığımızı tekrar belirtmek isteriz. D8'in aktif hâle getirilmesi gerektiğini...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun Sayın Çalışkan, tamamlayın lütfen.
NECMETTİN ÇALIŞKAN (Devamla) - Bütün bunların sonucunda da -Gazze'deki soykırıma- ihmallerimiz bir tarafa, hiç olmazsa bundan sonrası için öyle "Duymadım." diyerek sorumluluktan kurtulamayız. Bu Meclisten en azından bir karar çıkmalı, bir adım atılmalı. Bu Trump'ın hukuk tanımaz, bodyguard tavrına karşı Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak da tavrımızı ortaya koymalıyız. Hiç olmazsa bundan sonra şu İsrail'e gönderilen gemilerle ilgili hususta da artık sakin kafayla tekrar düşünmeli. Yeni politika üretmenin zamanı geldi diyor, aziz milletimizin Berat Kandili'ni tekrar tebrik ediyor, genel af beklentisiyle ramazana da af içerisinde girme temennisiyle hepinizi saygıyla selamlıyorum. (YENİ YOL ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)