GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: CHP Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:58
Tarih:18.02.2025

CHP GRUBU ADINA MURAT ÇAN (Samsun) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, Cumhuriyet Halk Partisi Grubumuzun sağlık alanında yaşanan şiddet olaylarının sebeplerinin tüm yönleriyle araştırılması amacıyla vermiş olduğu önerge üzerine söz aldım. Genel Kurulu ve ekranları başında bizi izleyen vatandaşlarımızı saygıyla selamlıyorum.

Hafta sonu iktidar partisine mensup bir milletvekili yaptığı konuşmada öyle talihsiz ifadeler kullandı ki o sözlerin yarattığı infial, kaygı, endişe dilediği özürle giderilemeyecek hâldeydi. Kullanılan o ifadeler, sağlık çalışanlarına karşı halkı kin ve düşmanlığa sevk eder mahiyetteydi. Bu, Ceza Kanunu'nda açıkça suç olarak tanımlanmıştır ve biz de Cumhuriyet Halk Partisi olarak yarın bu konuyu yargıya taşıyacağız, suç duyurusunda bulunacağız. Muhalefet yöneticilerine, milletvekillerine, belediye başkanlarına daha kürsüde konuşması bitmeden fezleke düzenleyenlerin bu konudaki reflekslerini, hukuka bağlılıklarını da görmüş olacağız.

Değerli milletvekilleri, siyasetçi her şeyden önce topluma karşı sorumlu olduğunu bilecek, bilmiyorsa bu koltukları işgal etmeyecek, meşgul etmeyecek. (CHP sıralarından alkışlar) Partiyi devlet, devleti parti görerek vatandaşa ve sağlık çalışanlarına ahkâm kesmeyecek. "Biz yapılması gereken ne varsa yaptık. Daha da sorun yaşarsanız gidin, muhatapların gırtlağını sıkın!" demek aymazlıktır, utanmazlıktır. Ama bu kürsüde bir Meclis Başkan Vekili yıllar önce sizlerin utanmazlığınızın alındığını sizlerin yüzünüze söylemişti. Bir kişiden başka hiçbir şeyden korkmuyorsunuz. "Biz, her şeyi yaptık." diyor vekil. Hayır kardeşim, yapılması gereken hiçbir şeyi yapmadınız. Koruyucu sağlık hizmetleri çöpe atıldı. Vatandaş hasta olsun, tedavi edelim, para kazanalım, para kazandıralım sistemi inşa edildi. Sermaye sahipleri, özel sağlık kuruluşu işletmecileri Bakan yapıldı, servetlerine servet, hastanelerine hastane katıldı. Sonuç, sevk zinciri, randevu sistemi çöktü. Şehir hastaneleri vatandaştan önce beton lobilerine şifa oldu. Tıbbi cihazda, ilaç endüstrisinde ithalata bağlılık yüzde 80'lerin üzerinde. Başta hekimler olmak üzere bütün sağlık emekçileri fiziksel, sözlü, psikolojik, ekonomik şiddetin hedefi durumunda artık. Çeteler yeni doğan bebeklerimizi canice katlediyor. Ne bugünkü Bakan ne de dünkü Bakan çıkıp sorumluluklarıyla ilgili hiçbir şey söylemiyor Komisyonda. Gelinen noktada sıkacak gırtlak arayanlar, önce gitsin yeni doğan bebeklerimiz katledilirken o tarihte il sağlık müdürlüğü koltuğunda, şimdi Bakan koltuğunda oturan kişinin yakasına yapışsın, gırtlağına yapışsın. Sıkacak gırtlak arayanlar, cinayet şebekesine hastanesinin kapılarını açan eski Bakanın yakasına yapışsın. Sıkacak gırtlak arayanlar, 78 vatandaşımızın ölümünü engelleyemeyen Turizm Bakanının, yanına şirketinden getirdiği Genel Müdürün gırtlağına yapışsın. O 78 kişinin içinde ölenlerden bir tanesi tıp fakültesi öğrencisi; kurtulduktan sonra da can kurtarmak için tekrar o alevlerin içine daldı -bir üniversite öğrencisi- arkadaşıyla birlikte ve hayatını kaybetti. Hiçbir şeyden utanmıyorsanız bundan utanacaksınız. (CHP sıralarından alkışlar)

İnsan canına değer vermeyen bir sistemin mimarlarından sağlıkçının canını korumasını beklemiyoruz, bunun bilincindeyiz. O yüzden de sağlıkçıyı hedef gösteren, ona yönelecek şiddeti meşrulaştıran, teşvik eden, tahrik eden beyanlara asla şaşırmıyoruz. Bu vekilin sarf ettiği o sözlerin sokaktaki yansıması nedir biliyor musunuz? "Şu an doktorları beğenmiyorsak dövebiliyoruz. AK PARTİ bize bunu sağladı." diyen insanlar var 2023 seçimlerinde. İktidara duyduğu minneti bu sözlerle dile getiriyor. Vekil çıkıp kürsüden bunu söylerse, vatandaşı şiddete teşvik ederse vatandaş da gider, doktor dövebilmeyi marifet sayar.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

MURAT ÇAN (Devamla) - Kışkırtılmış şiddet yüzünden sadece ben, seçim bölgem Samsun'da iki arkadaşımı -hem de altı ay içinde- on yıl önce toprağa verdim. Onlarca hekim ve sağlık çalışanımız sağlıkta şiddet yüzünden canından oldu, sağlığından oldu; hiçbiri görev şehidi dahi sayılmadı, hiçbir hakları verilmedi. Yüzlercesi, binlercesi mesleğinden, hatta ülkelerinden uzaklaşmak zorunda bırakıldı. Pandemide ve depremde ilk müracaat edilenler sağlıkçılar oldu; bunu unutmayın, bundan da utanın.

Artan şiddet vakaları ve şiddeti teşvik eden beyan ve davranışların devam etmesi şunu da ortaya koymaktadır: Sağlık alanındaki şiddeti önleyeceği iddiasıyla yıllar içinde yapılan yasal düzenlemeler ve idari alanda atılan adımlar hiçbir çözüm üretmemiştir. Çözüm, bu zihniyetin değişmesi; çözüm, iktidarın değişmesi. Hekimin, sağlık emekçisinin can güvenliği için, vatandaşımızın gasbedilen sağlık haklarını yeniden iade etmek için "Hemen seçim, derhâl seçim." diyoruz.

Saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)