GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu ile İlgili Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:59
Tarih:19.02.2025

HEVAL BOZDAĞ (Ağrı) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; son zamanlarda iktidarın toplumsal muhalefeti sindirmeye dönük saldırılarını artırdığını görüyoruz. 11 Şubatta "kent uzlaşısı" soruşturması kapsamında, içlerinde belediye başkan yardımcılarının ve belediye meclis üyelerinin olduğu 10 kişi tutuklandı. Başsavcılığın yaptığı açıklamada gözaltına alınanların Halkların Demokratik Kongresinde yer aldıkları ve yerel seçimlerde örgüt talimatıyla kent uzlaşısı kapsamında çalışma yürüttükleri iddia edildi. Burada, iktidarın emek sömürüsüne dayalı, sermaye yanlısı, talan, rant düzeninin; kimlikleri yok sayan, otoriter ve baskıcı politikalarının karşısında oluşturulan demokratik toplumsal birliğin yani kent uzlaşısının hedef alındığı çok açık yani aslında, tümden muhalefetin, demokratik kamuoyunun, işçilerin, emekçilerin, ezilen toplumsal kesimlerin bir arada, birlikte mücadeleleri hedef alınmıştır, kent uzlaşısı stratejisi yasa dışı bir faaliyetmiş gibi kriminalize edilmek istenmiştir. İstanbul gibi bir kentte kent uzlaşısı gibi bir formülle, demokratik muhalefetin, geniş toplum kesimlerinin yararına birlikte bir seçim stratejisi belirleyerek devletin tüm imkânlarını kendi hesabına kullanan iktidarınız karşısında seçimden başarılı çıkacağını görmesi kadar rasyonel ne olabilir? Bu çok açık ve anlaşılır olmakla birlikte bu gerçeklik açık bir farkla büyük bir başarı elde etmiştir. Müttefik siyasi partilerin bu stratejiyi belirleyen bir politik aklının olamayacağını düşünmek nasıl bir aymazlıktır ki her şeyde olduğu gibi bir seçim ittifakını bile getirip bu şekilde kriminalize edebiliyorsunuz?

Bunun devamı olarak sayabileceğimiz bir operasyon da dün sabah gerçekleşti. Aralarında parti yöneticileri, MYK üyelerimiz, gazeteciler, aydınlar ve sanatçıların bulunduğu 52 kişi gözaltına alındı. Bu da gösteriyor ki yargı eliyle kurulan bir kumpasla, demokratik bir mücadele alanı tasfiye edilmeye çalışılıyor. Peki, HDK neden hedefte? Çünkü HDK fikriyatı, tüzüğünde de belirtilmiş olduğu üzere, tüm ezilenlerin ve sömürülenlerin, dışlanan ve yok sayılan bütün halkların ve inanç topluluklarının, kadınların, işçilerin, emekçilerin, köylülerin, gençlerin, işsizlerin, emeklilerin, yaşlıların, engellilerin, LGBTİ+'ların, göçmenlerin, yaşam alanları tahrip edilenlerin, aydın, yazar, sanatçı ve bilim insanları ile bütün bu kesimlerle mücadele yürüten güçlerin her türden baskı, sömürü ve ayrımcılığı ortadan kaldırmak ve insan onuruna yaraşır bir yaşam kurmak üzere bir araya geldiği ortak bir dayanışma ve mücadele zeminidir. Yani hak mücadelelerinde üçüncü yolu, birleşik ortak bir mücadele zeminini işaret etmektedir.

Şöyle de söyleyebiliriz: İktidarınızın varlık sebebi olan, mesela ekolojik kırımın, doğa sömürüsünün tam karşısındadır. Bu durumda teşvik ve muafiyetlerle yandaşlarınıza iltimas geçtiğiniz altın madenleri, kömür madenleri, HES'ler, JES'ler gibi rant uğruna doğayı, canlılığı yok eden projelerinizin karşısındadır. Kapitalizmin, iktidarınızın sermayeyle kurduğu rant ortaklığı ve emek sömürüsünün karşısında işçinin, emekçinin yanındadır. FERNAS Maden işçilerinin, Polonez işçilerinin, Agrobay direnişinin, metal grevlerinin, yine, bugün, Antep'te Başpınar işçisinin yanındadır. HDK yok olma tehdidi altında olan dillerin, farklı inançların, kimliklerin yanında durur. Asimilasyon politikalarınızın, yok sayan, inkârcı, tekçi anlayışınızın tam da karşısında yani karşıtlıklardan beslenerek yürüttüğünüz tüm politikaların karşısında; mesela, dışlanan, ayrımcılığa uğrayan, yoksulluk, işsizlik ve barınma sorunu yaşayan, eşit yurttaşlık duygusundan ötekileştirdiğiniz Roman halkının yanındadır. Deprem günü ölüme terk ettiğiniz, bugünlerde ise rezerv alanı ilanıyla yaşam alanlarına, kültürlerine çökmeye çalıştığınız insanların mücadelelerin yanındadır. HDK, darbe yasalarıyla belediyelerine hukuksuzca kayyum atadığınız, seçme ve seçilme hakkını elinden alarak fiilî olarak yurttaşlıktan çıkarmaya çalıştığınız Kürt halkının yanındadır. Erkek egemen sistemin karşısında eşitlik ve özgürlük mücadelesi veren kadın mücadelesinin yanındadır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

HEVAL BOZDAĞ (Devamla) - HDK, savaşların insanlık için büyük bir yıkım getirdiğinin, savaşın karşısında kalıcı, sürdürülebilir bir barışın mümkün olduğunun mücadelesini yürütür. Ezcümle, HDK, sizin demokratik toplum karşıtı tüm politikalarınızı deşifre eder. HDK eşit ve özgür yaşamın geleceğidir, yeni bir yaşamın geleceğidir. İşte, geçen hafta kent uzlaşısı, dün sabah da şafak operasyonlarıyla kriminalize etmeye çalıştığınız HDK budur.

Bu hukuksuzluklara son verin ve arkadaşlarımızı serbest bırakın.

Saygılarımla. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)