GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: DEM PARTİ Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:61
Tarih:26.02.2025

DEM PARTİ GRUBU ADINA ZÜLKÜF UÇAR (Van) - Sayın Başkan, teşekkür ederim. Ben öncelikle Değerli Genel Kurulu ve değerli halklarımızı saygıyla selamlıyorum.

Sayın Genel Kurul, sandıkta kaybedenler gasp ve hileyle halkın iradesine darbe yapmaya devam ediyor. Halkın arasına çıkmaya dahi cesareti olamayanlar halkın belediyesine şiddetle, baskıyla çökmeye devam ediyor. Van halkının iradesi gasbedildikten sonra en son Kağızman halkının iradesine bir darbe daha yapıldı.

Kayyım uygulamasının Kürt karşıtı bir politikaya dayandığını birçok göstergeyle ifade edebiliriz. Kayyımın gösterdiği ilk şey, iradesi gasbedilen halkın yurttaşlık statüsünden çıkarıldığıdır. Siyasi iradesini tanımadığınız bir halkın yurttaş olduğunu iddia edebilir misiniz? Eğer dürüstlüğün zerresini taşıyorsanız kesinlikle bu iddiada bulunamazsınız. Kağızman Belediyesine kayyım atayanlar Kağızman halkına şunu da ilan etmiş oluyor: "Siz bu ülkenin yurttaşı değilsiniz, sizi bu statüden dışlıyoruz." Van halkına da daha birkaç gün önce aynı şekilde yapıldı ve aynı sözler ilan edildi.

O zaman şunu tespit edebilmemiz gerekiyor ve eğer çözümden bahsediyorsak bu gerçekliği herkesin görmesi ve bunu başlangıç noktası olarak kabul etmesi gerekiyor: Kürt halkının bu ülkenin eşit bir yurttaşı olduğu iddiası, Türkiye siyasetinin en hastalıklı ve en büyük yalanıdır. Kayyım uygulaması; hırsızlıktır, ahlaktan yoksunluktur, kumpastır, meşru değildir, bir sömürge uygulamasıdır. Sömürge siyasetinde bütün memurlar özel bir misyonla görevlendirilir; amaçları, halkın dili ve kültürü başta olmak üzere bütün varlığını asimile etmek ve kimlik kaybı yaratmaktır. Görevlendirilen memurların halkla hiçbir bağı yoktur.

Bakın, son olarak atanan Kağızman kayyımının Kars kimliğiyle, serhat kimliğiyle, Kağızman kimliğiyle hiçbir bağı yoktur; halkla bağ kurabileceği hiçbir ortaklığı da yoktur. Bu kayyım, sömürge memuru değilse nedir? Kağızman halkına sadece inkâr, sadece talan getirebilir. Demokratik yönetim mantığı da bu tarzı kesinkes reddeder çünkü kimliğini bilmediğin, kültürünü bilmediğin, hafızası ve beklentilerini bilmediğin bir halkın temsilcisi ya da yöneticisi olamazsın; halka çözüm olamaz yalnızca yeni bir soruna dönüşürsün. Sömürge memurunun algısında halkın dili ve kültürü; aşağılanacak, hor görülecek, inkâr edilecek ve nihai olarak yok edilecek bir düşmanlık unsurudur. Bu yüzden ısrarla kimliğe ve dile saldırıp dururlar. İşte, geçtiğimiz dokuz yıl boyunca kayyımların Kürt dil ve kültürüne yönelik saldırıları da bunun kanıtıdır. Bakın, 31 Marttan sonra Bahçesaray'a atanan kayyımın ilk görevi Kürtçeyi tabelalardan kaldırmak oldu. Batman'a atanan kayyım da aynı şekilde spor kompleksinin Kürtçe olan ismini Türkçeleştirerek devam etti. Yetmedi, Batman kayyımı, halkın iradesini gasbeden, halkın iradesine çöken Batman kayyımı, Belediyenin sosyal medya hesaplarından Kürtçeyi kaldırarak devam etti. Halfeti kayyımı "Ben bunlardan aşağı kalamam." dedi, o da atanır atanmaz Belediyenin sosyal medya hesaplarından Kürtçeyi kaldırarak icraatına başladı. Peki, soruyoruz: Bu, açık bir Kürt düşmanlığı, Kürt diline yönelik bir saldırı değil de nedir? Bunu artık bizler defalarca anlattık, anlatmaya devam edeceğiz. Bunlar sadece birkaç örnek. Demek ki gerçek olan şudur: Kayyımlar, Kürt halkının, Kürt kimliğine saldırmakla yetkilendirilmiş özel görevli sömürge memurlarıdır; kürdistan coğrafyasına girdikleri anda mevcut siyaset, akıl ve sağduyudan yoksunlaşıyor, sadece kumpaslar ve pusular için kurnaz bir akla dönüşüyor. Bu akıl, yüz yıllık inkârcı ezberleri 2016 yılından bu yana kayyım gömleğiyle devam ettiriyor. Peki, bu ezberlerden kimin ne faydası var? Biz bunu dokuz senelik kayyım pratiğinde defalarca yaşadık ve anlattık. Burada öncelikle Kürt düşmanlığı var ama bunun hemen yanında gasp var, talan var, hırsızlık var, yolsuzluk var.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Uçar, lütfen tamamlayın.

ZÜLKÜF UÇAR (Devamla) - İşte, bu yüzden biz yıllardır kayyım siyasetini Kürt halkına karşı kumpas siyaseti, halkın kaynaklarına karşı gasp ve talan siyaseti olarak tanımladık. İşin gerçeği de budur ve kayyımla Kürt halkının siyasi taleplerini bastırmayı düşünüyorsanız bilin ki başaramadınız, başaramayacaksınız. Kürt halkının özgürlük ve eşitlik ısrarını yenmeyi amaçlıyorsanız bilin ki yenemediniz, yenemeyeceksiniz. İşte, bu fotoğraf da yenemediğinizin açık bir kanıtıdır. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)

Elbette Van halkının onurlu direnişi ve Van halkının mücadelesi, iradesine sahip çıkışı da sizin kayyımlarınıza, size en büyük cevaptır. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar) Size düşen; saldırmak, gasbetmek, talan etmek değil onurlu barışa sahip çıkmak, iradeye saygı duymaktır.

Teşekkür ederim. (DEM PARTİ ve CHP sıralarından alkışlar)