GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Türkmenistan Hükümeti Arasında Ortak Türkmen-Türk Genel Eğitim Okuluna İlişkin Mutabakat Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:61
Tarih:26.02.2025

İYİ PARTİ GRUBU ADINA YÜKSEL SELÇUK TÜRKOĞLU (Bursa) - Sayın Başkan, muhterem milletvekilleri; geçtiğimiz hafta Ankara'da toplanan Millî Egemenlik Kongresi'nde tam anlamıyla bir manifesto niteliğinde yayınlanan bir sonuç bildirgesi vardı. Milletin vekili olmanın sorumluluğuyla yüce Türk milleti adına Gazi Meclisin bu kürsüsünden okumayı ben de tarihî bir görev addediyorum.

"Aşağıda imzası bulunan bizler, tarihin bu dönemecinde Türk milleti adına hareket edenleri uyarıyoruz!

Adaletin mahkûm ettiği katil bölücübaşı ve onun üzerinden terör örgütüyle, her ne şekilde olursa olsun müzakere ve pazarlık yapılamaz. Bu, Türkiye Cumhuriyeti ve Türk milletini küçük düşürmektir. Şehitlerimize, gazilerimize, tarihimize, bugünümüze ve yarınımıza ihanettir. Bundan derhâl vazgeçilmelidir. Türkiye Cumhuriyeti devletinin kurucusu ve tek sahibi olan Türk milletinin adı vatandaşlık tanımından ve Anayasa'dan -asla- çıkarılamaz. Devletimizin eşit ve şerefli üyeleri olan aziz vatandaşlarımız ırklara ve mezheplere ayrıştırılamaz. Türk milleti 'halkların bileşkesi' diye tanımlanamaz. Türk milletinin kesintisiz egemenliğini esas alan Büyük Atatürk'ün kurduğu millî ve üniter devlet yapısı ortadan kaldırılamaz. Millî ve üniter devlet tanımı değiştirilerek başka şekle dönüştürülemez. Adalet mülkün temelidir. Hukukun üstünlüğü esastır. İktidarın yargıyı bir sopa olarak kullanması ve âdeta meşru hukuk düzeni üzerinde bir üstünler hukukunu tesis etmesi devletimizi temellerinden sarsmaktadır. Yargı bağımsızlığı ve hukukun üstünlüğü bir an önce yeniden tesis edilmelidir. Devletimizi ve milletimizi Orta Doğu'nun mezhep, etnisite ve çeteler cehennemine sürükleyecek hiçbir pazarlık söz konusu edilemez. Bölgede izlenen etnik ve dinî merkezli maceraperest politika millî egemenliğimize büyük tehditler içermektedir. Yetki sahipleri bu yanlışlardan derhâl dönmelidir. Bilinmelidir ki Türk milleti tarihte olduğu gibi bugün de millî egemenliğine yönelen tehditleri bertaraf edecektir. Azim ve kararlılığı tamdır. Millî Egemenlik Kongresi/Ankara."

Sayın Başkan, muhterem milletvekilleri; geçtiğimiz hafta milletin bu kürsüsünden millet adına hak aramış, belediye olanaklarının, parasının, pulunun sadece kamu yararına kullanılması gereğini vurgulamıştım. Demiştim ki: "Belediyelerin bütçesi o şehirde yaşayan her yurttaşın hakkıdır; bu para o kentin yollarına, altyapısına, sosyal hizmetlere, sağlığa, çocuklara, gençlere, öğrencilere, evsizlere barksızlara, kadınlara, kızlara, büyük, küçük, yaşlı herkese hizmet olarak harcanmalıdır." Ancak geçtiğimiz dönem Alinur Aktaş yönetimindeki Bursa Büyükşehir Belediyesi kaynaklarının AKP'nin nasıl emrine amade edildiğine de kapı gibi belgelerle örnekler vermiştim, bu konuda tam bir skandal niteliğindeki ifşalara da devam edeceğimi söylemiştim. İşte, yine doğruluğunu teyit ettiğim belgelerle karşınızdayım.

Efendim, müsaade buyurur ve şuraya dikkat eder misiniz: Burada bir ilan var, bir fatura var ve faturanın detayı var. Burada bir davet var. Bu, 2022 yılındaydı; 2024'te aynısını yapmadılar. AK PARTİ Gemlik İlçe Başkanlığının iftara davetiyesini okuyorum, diyor ki: "İftara davet: Bursa Büyükşehir Belediyemizin katkılarıyla ilçe teşkilatımızla birlikte düzenleyeceğimiz iftar programına tüm halkımız davetlidir." Logoyu da basmış buraya yani hem Büyükşehrin logosunu hem AK PARTİ'nin logosunu basarak iftara davet etmişti. Bununla alakalı orada, Bursa'da da defaaten ifşaatlarda bulunduk. Peki, bu seçimlerde ne yaptılar, biliyor musunuz? Bunun adını "teşkilat iftarları" diye değiştirdiler ve bir faturayı -o fatura da burada- yiyecek-içecek kaleminden "Gemlik ilçe muhtelif törenlerde ikram bedeli" adı altında tamı tamına 584 bin liralık bir Gemlik AK PARTİ iftarını Bursa Büyükşehir Belediyesine ödettiler. Bu kadar net. Ben buradan bir kez daha savcılara, Sayıştaya, İçişleri Bakanlığına bir çağrıda bulunuyorum: Alenen, alenen burada bir suistimal var, beytülmale el uzatma var, kamu malından parti iftarı verme var.

Şimdi, başka ilçeler de var, başka konular da var, onları da defaaten buradan açıklayacağım. Gelin, görün ki burada, biraz da şaşırdığımız ve garibimize giden şey şu: Burada sadece iftar bedeli yok; mesela sahne var, LED ekranlar var, ses düzeni var, başka hizmetler var. Geçen hafta, burada, benim ifşalardan sonra Sayın Varank bas bas bağırıyordu. Tabii, şöyle oluyor: Belediyenin parasından binlerce gariban vatandaşı iftara toplayıp orada nutuk atmak kolay. Öyle değil mi? Belediyenin parasıyla bu işler kolay. Hâlbuki ne yasasında var ne ödeme kaleminde var ne de böyle bir hak var.

Şimdi, bir soruyu da... Sait Hocam çıkmış, çıkmasaydı ona diyecektim ki: "Diyarbakır Ulu Camisi'nde yıllarca imamlık yaptın. Allah için söyle: Kamunun parasıyla parti iftarı helal midir, haram mıdır?" Bir başka soruyu da Diyanet İşleri Başkanlığına ve fetva makamına soracağım, oraya yazılı soracağım: Beytülmalin parasıyla, kamunun parasıyla verilen iftarlarda açılan oruçları tekrar etmek gerekir mi? Çünkü haram olduğu ortaya çıktı net bir şekilde. İşte böyle bir zihniyetle samimiyetle mücadele ediyoruz. O nedenle ben buradan ve bir kez daha, mübarek ramazan yaklaşırken uyarıyorum: Ramazanın ruhuna aykırıdır, inanca aykırıdır, ahlaka aykırıdır, etik değerlere aykırıdır, birazcık Hak inancınız varsa ona aykırıdır. Kamunun parasıyla yemek yenir mi ya!

O nedenle, mübarek ramazan yaklaşırken bütün kamu görevlilerini bir kez daha bu konuda dikkatli olmaya davet ederken Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı olmak üzere Sayıştayı, İçişleri Bakanlığını buradan göreve davet ediyorum.

Heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti ve YENİ YOL sıralarından alkışlar)