Konu: | Siber Güvenlik Kanunu Teklifi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 3 |
Birleşim: | 62 |
Tarih: | 04.03.2025 |
ALİ ÖZKAYA (Afyonkarahisar) - Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri, aziz milletimiz; yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
AK PARTİ'mizin hazırlamış olduğu, ilk imza sahiplerinden birisi olduğumuz Siber Güvenlik Kanunu Teklifi hakkında şahsım adına geneli üzerinde söz almış bulunuyorum.
Değerli arkadaşlar, bu kanunla ilgili muhalefet partilerimizin eleştirilerini dikkatle dinledim. Ben hem kanun hazırlama sürecindeki faaliyetlerimizle ilgili hem de kanunla ilgili yüce Meclisimizi bilgilendirmek ve bu konudaki görüşlerimizi sizlerle paylaşmak istiyorum.
Siber güvenlik, hakikaten dijitalleşmenin gelişmiş olduğu, dünyanın bu kadar yoğun bir dijitalleşmeye dönüştüğü noktada artık ülkeler için son derece önemlidir. 2025 yılının ilk aylarında Türkiye Büyük Millet Meclisinin Genel Kurulunda tarihî bir kanunu daha görüşmek üzere toplanmış bulunuyoruz. AK PARTİ'mizin hükûmetlerinin savunma sanayisinde büyük ve stratejik yatırımları akabinde Karabağ'dan Libya'ya, Suriye'den birçok gönül coğrafyamızda yapmış olduğu kazanımları, ciddi somut getirileri hep beraber gördük. Kara vatan, mavi vatan ve gök vatanda elde edilen bu somut kazanımlardan sonra şimdi de siber vatanda başta savunma sanayisi alanı olmak üzere geliştirilen birçok teknolojik sistemlerin korunması, sürdürülebilir hâlde kalabilmesi için, yeni tabirle "siber vatan" için bir kod kanun yazıyor ve kod kanunu hep birlikte görüşüyoruz.
Son yirmi yılda yapılan savunma sanayisi ve diğer teknolojik yatırımlarla gelişmiş ülkeler düzeyine çıkan ülkemizde mezkûr kanun teklifi bu gelişmişliğin bir tezahürü olarak Türkiye Büyük Millet Meclisinde konuşulur ve tartışılır hâle gelmiştir. İnşallah yarın görüşmelerini tamamlayarak bu kanun teklifini de kanunlaştırmış oluruz.
Değerli arkadaşlar, ülkemizde özellikle son yirmi yılda teknolojide yapılan atılım sonucu internet kullanıcıları sayısında mobil abone sayısı 93 milyon, mobil geniş bant abone sayısı 72 milyon, mobil sabit geniş bant kullanıcıları ise 19,9 milyona ulaşmıştır. Ülkemizde bu kadar çok kullanıcının olduğu bir ortamda, dijitalleşmenin hız kazandığı bir dünyada siber güvenlik kritik önceliklerden biri hâline gelmiştir.
Gelişmiş ülkelerde hem bireylerin hem de kurumların dijital varlıklarını koruma ihtiyacı stratejik öneme sahip olan siber güvenlik politikalarını ve teknolojik yatırımları beraberinde getirmiştir. Millî Teknoloji Hamlesi kapsamında ülkemizin yaşadığı teknolojik dönüşüm ve gelişim sürecinde siber güvenlik en temel gerekliliklerden biri hâline gelmiştir.
Çağımızda konvansiyonel savaşlar yerini hibrit ve asimetrik savaşlara bırakmış, devlet destekli siber saldırılar başta olmak üzere terör örgütleri, organize suç örgütleri ve bireysel motivasyonla hareket eden siber tehdit aktörleri tarafından devlet kurumları, enerji, finans, sağlık, haberleşme sistemleri ve kritik altyapılarda her türlü teknolojik cihazlar hedef alınmaya başlamıştır. Siber saldırıların devlet politikalarının bir aracı olarak kullanılmasındaki artış, savaş ve barış hâlleri arasında sınırı belirsizleştirmiş, ülkeler direkt askerî misillemeden kaçınmak için siber saldırıları, siyasi, ekonomik ve askerî hedeflere yönelik düşük maliyetli, yüksek etkili bir strateji hâline getirmiştir. Ayrıca, tedarik zincirlerine yönelik saldırılar sonucunda birçok sektörde kritik sistemler çökmüş ve kesintiler yaşanmıştır. Bir ülkenin siber güvenlik alanında ön plana çıkarak rol model olabilmesi, kapsamlı bir siber güvenlik çatı mevzuatının varlığı ve merkezi bir otoritenin etkin işleyişiyle doğrudan ilişkilidir. Çatı bir mevzuat ulusal düzeyde siber güvenlik politikalarının tutarlılığının sağlanmasında, kamu kurumları, özel sektör ve bireyler için bağlayıcı standartlar sunmaktadır. Ayrıca, uluslararası iş birliği ve karşılıklı tanınabilirlik açısından da temel bir çerçeve sağlayarak bir ülkenin küresel siber güvenlik ekosisteminin konumunu güçlendirmektedir. Malum, Siber Güvenlik Teşkilatımız 8 Ocak 2025 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanan 177 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'yle kurulmuş ve siber güvenlik faaliyeti Başkanlığa geçmiş tüzel kişiliği olarak faaliyete geçmiştir.
Bugüne kadar siber güvenlikle ilgili birçok kanunda Ulaştırma Bakanlığı, BTK'de, Cumhurbaşkanlığı Dijital Ofiste, internet ortamında işlenen suçlarda ciddi manada mevzuat var ancak bu mevzuatın ayrı ayrı, değişik yerlerde olması kendi içinde sıkıntılara sebebiyet vermekte, bunların tek bir çatı mevzuatta bir kod kanun olarak düzenlenmesini zorunlu kılmaktadır.
Kanunun Komisyon çalışmalarında, Millî Savunma Komisyonu çalışmalarında bütün sayın grup temsilcileri, sayın milletvekilleri böyle bir kurumun kurulması gerektiğini hatta birçoğu geç bile kalınmış olduğunu söylemişlerdi. Bundan dolayı da gerçekten memnuniyetimizi ifade etmek isterim.
Değerli milletvekillerimiz, bu teklifle birlikte, ülkemizin siber güvenlikle ilgili politika ve stratejilerini belirlemek üzere bir Siber Güvenlik Kurulu kuruluyor. Az önce söylediler "Efendim, kritik altyapıları da Başkan belirleyecek, şunu da Başkan belirleyecek." Hayır, kritik altyapıları belirleme yetkisi Sayın Cumhurbaşkanı Başkanlığındaki 9 kişilik kuruldan; 6'sı bakan ve diğer başkanlardan oluşan kuruldan müteşekkil kurul tarafından belirlenecek, hangi alanlar olduğu belirlenecektir. Avrupa Birliği tüzüğünde buna benzer "Hangileri kritik altyapıdır?" diye belirlemiş, onlar ikiye ayırmışlar yüksek kritik ve kritik olarak. Diyor ki: "Enerji, ulaştırma, bankacılık, finansal piyasa altyapıları, sağlık, su temini, dijital altyapılar ve çevrim içi pazar yerleri, çevrim içi arama motorları, bulut servisleri, dijital servislere ek olarak atık su, gıda, bilişim servisleri yönetimi, medikal sektörü, ulaşım ekipmanları, sosyal medya servis sağlayıcıları, araştırma merkezleri kapsama alınmıştır." Dolayısıyla kritik altyapılarla ilgili "Efendim, bunlar hayalidir, birçok kişinin özel alanlarına girilecektir, bunlarla ilgili mahremiyete dokunulacaktır." hususları gerçek ve doğru değil. Bütün sistemin, uluslararası mevzuattakinin benzerinin Türkiye'de düzenlenmesidir. Ülkemize has, özgü alanlar da bu kanun teklifiyle kapsam alanına alınmaktadır. Birçok eleştirilerden biri, kanun teklifinin 8'inci maddesinin (5)'inci fıkrasındaki yetki, arama ve el koymayla ilgili, Başkanlığa verilen yetkiyle ilgili hususlar dile getirildi. Tabii, bunlar Meclis Genel Kurulunun takdirindedir ancak Anayasa Mahkemesinin vermiş olduğu kararda; orada Rekabet Kuruluyla bireysel başvuruda yetkinin Kurula verildiğini, Anayasa’nın 21, 22, 23'üncü maddelerine göre kanunla belirlenen bir kurum olduğunu ancak öncesinde veya sonrasında hâkim izninin olmadığını ve münhasıran acele hâllerle sınırlandırılmadığını, bu nedenle bireysel başvuru açısından bir hak ihlaline karar vermiştir. Bu hususu düzenlemek Meclis Genel Kurulunun yetkileri dâhilindedir.
Tabii, kanun teklifiyle ilgili sektörden de birçok dönütler geldi, buna yönelik grubumuzda çalışmalar yapıldı; teklifimiz, bunların belki önemli bir kısmı karşılanarak, ihtiyaçlara daha uygun, sektörün beklediği amaçlara uygun olarak düzenlenmesini temin edecek. Burada en önemli husus, siber güvenlikte standartların belirlenmesi, sertifikalandırma yapılmasıdır. Hangi şirketler, kurumlar, guruplar bir siber güvenlik ürünü üretiyorsa bu kurum onlara sertifika verecek, standartları belirleyecek. Belirlenen standartlarda bilhassa devletin kritik altyapılarında kullandığı bilişim sistemleri, yazılımların tamamının mutlak surette bu sertifika almış kurumlar ve ürünler olmasını önemsiyoruz.
Yine, sektörden gelen talepler doğrultusunda yeni ürünlerin satılmasında, sertifika verilmiş kurumların ürünlerinin satılmasında bildirim hususu talebi vardı; bununla ilgili de, ümit ediyorum ki, kanun maddelerinin görüşülmesi sırasında Genel Kurulumuzun takdiri olacak ve buna yönelik düzenlemeler olacaktır.
Az önce bir sayın milletvekili kanunla ilgili o kadar ilginç, o kadar ağır sözler söyledi ki doğrusu, bu kanunun hazırlık aşamasında bulunan birisi olarak teessüfle karşıladım kendisinin bu beyanlarını. Sanki bütün Meclis, AK PARTİ Grubu her şeyi bırakmış, o sayın milletvekilimizin söylediği şekilde bireysel alanlara müdahale etme... Asla böyle bir talep yok; hukuk devletinden geri adım atan, hukuk devletini yok sayan bir düşünce yok. Dünyanın geliştiği, siber güvenliğin son derece önemli olduğu, bir anda bankacılık sisteminden finansal sisteme kadar, enerji ulaşımından sağlık sistemine kadar yapılan saldırılara hızlı, etkin, doğru bir çözümle müdahale edilmesi ve bunların geri kazanılması esas alınmıştır.
Efendim, "SOME'ler yok. Nereden çıktı bunlar, belirli değil..." SOME'lerle ilgili husus mevcut Elektronik Haberleşme Kanunu'nda var ve bugün bile bunlar uygulanıyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Özkaya, lütfen tamamlayın.
ALİ ÖZKAYA (Devamla) - Geçici maddede oradaki yetkiler ve çalışanlar bu Kuruma aktarılacak ve bu Kurumda bu kişiler belirlenecek. Kurumun personel çalıştırmasıyla ilgili açık hüküm var. Bu Kurumdaki personelin nitelikleri, verimliliği ve personelin vasıfları son derece belirlenmiş, bir kısmı da ikincil mevzuatlarla düzenlenecek.
Değerli milletvekilleri, değerli arkadaşlar; hakikaten bu kanun önemli. Bu kanun, milletimiz için, siber güvenliğimiz için gerekli. Daha önceki birçok sosyal medya kanununda da söylediğim gibi, bu kanunlar ifade özgürlüğünü kısmak değil, tam tersi, onlara doğru bir şekilde çerçeve çizmek ve onları teminat altına almak için hazırlanan, milletimizin, devletimizin altyapısını koruyan, bu altyapıyı güçlendiren, bu altyapıda uluslararası saldırılara karşı hepimizi koruyan sistemdir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Özkaya, bir dakika da uzattım efendim.
ALİ ÖZKAYA (Devamla) - Efendim...
BAŞKAN - Süreniz doldu, bir dakika da uzattım.
ALİ ÖZKAYA (Devamla) - Çok az Sayın Başkanım.
BAŞKAN - Efendim, teşekkür edin.
ALİ ÖZKAYA (Devamla) - Çok az... Önemli bir konu.
BAŞKAN - Herkese eşit Sayın Özkaya, size mahsus değil.
MEHMET EMİN EKMEN (Mersin) - Teklif sahibi olarak bir dakika verebilirsiniz efendim.
BAŞKAN - Efendim, teşekkür ediyorum Sayın Özkaya, sağ olun.
ALİ ÖZKAYA (Devamla) - Sayın Başkan diyor ki: "Bu kadar."
Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum, teşekkür ediyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)