| Konu: | CHP GRUBU ÖNERİSİ |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 30 |
| Tarih: | 07.12.2011 |
AFİF DEMİRKIRAN (Siirt) - Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; gerçekten Manisalı arkadaşların arasına girme gibi bir niyetim yok, öyle bir niyetim yok.
Ancak, gerçekten ben Hasan Bey'in de, Recai Bey'in de "Aman ne kadar güzel. Böyle bir tesisi, böyle bir yatırımı biz Manisa'ya kazandıralım, bilakis destek verelim." demelerini beklerken, sanki kendilerini bilirkişinin yerine koydular, kendilerini Orman Bakanlığının yerine koydular, kendilerini Maden İşleri Genel Müdürlüğünün yerine koydular, kendilerini Enerji Bakanlığının yerine koydular. Bu işin uzmanı olarak buradan her şeyi, bütün ilmî çalışmaları altüst eder bir konuşma yaptılar.
Değerli arkadaşlar, şimdi, tabii öncelikle konuya, nikele gelmeden önce, bir defa Türkiye madencilikte nerede birkaç cümleyle müsaade ederseniz ona değineyim; ondan sonra Manisa'ya, Turgutlu'ya ve nikele geleyim, sülfürik asitle liç meselesine.
Değerli arkadaşlar, Türkiye maden açısından çeşitlilik, maden çeşitliliği açısından zengin bir ülkedir. 60 çeşit maden üretmekteyiz, 100 çeşit madenimiz var, 90 çeşit madenimiz var ve Türkiye maden çeşitliliği itibarıyla dünyanın 10'uncu ülkesi ama üretim değeri itibarıyla 28'inci ülke. Demek ki biz madenlerimizi yeteri kadar üretemiyoruz. Gayrisafi millî hasıla içindeki payına baktığımız zaman yüzde 1,5 civarında madenciliğin bir yeri var. Amerika Birleşik Devletleri'ne, Almanya'ya bakıyoruz, yüzde 4; Kanada'ya bakıyoruz, yüzde 7,5; Avustralya'ya bakıyoruz, yüzde 8,7. Demek ki biz, gerçekten var olan kaynaklarımızı yeterince değerlendiremiyoruz.
Peki, nedir madenciliğin önemi, bu kadar üzerinde duruyoruz? Çünkü madencilik ekonominin lokomotifidir, sanayinin lokomotifidir. Nereye bakarsan bak, mutlaka orada madenciliğin bir izi vardır ve ülkelerin gelişmesi, kalkınması, sürdürülebilir bir ekonomi için madenciliğin, maden kaynaklarının olması gerektiği şekilde değerlendirilmesi şarttır. Yeni maden kaynakları bulacaksınız, mevcut maden kaynaklarını da mutlaka ekonomiye bir an önce kazandıracaksınız. Bunun için ne yapmak lazım? Sondaj yapmak lazım, arama yapmak lazım. Bakın, 2002 yılında Türkiye'de özel sektör ve kamunun yapmış olduğu sondaj miktarı sadece 100 bin metredir ama 2010 yılına geldiğimizde 1 milyon 300 bin metre sondaj yapmışız. Teşekkür ediyorum hem özel sektöre ve hem kamu kurum, kuruluşlarına, özellikle MTA'ya. Bunun sonucunda birçok madenimizin rezervinde artış olmuştur.
Eğer dünyanın mermerinin yüzde 40'ı Türkiye'de ise bunu bizim üretip dünya pazarına satmamız lazım. Eğer dünya borunun yüzde 72'si Türkiye'de ise bunu biz üretip daha fazla katma değerle uç ürünlere kadar gidip dünyaya pazarlamamız lazım ve ihracatına baktığımız zaman, 700 milyon olan, 2002 yılında sadece 700 milyon dolar olan maden ihracatı bugün 3,7 milyar dolara çıkmış ise bu gerek mevzuattaki çalışmalar gerekse yapılan aramaların ve dünya pazarlarıyla yapılan irtibatların sonucunda olmuştur.
Metalik madenlerde dünyanın yüzde 0,5'i; endüstriyel ham maddelerde yüzde 1,5'i Türkiye'dedir. Dünya kömürünün yüzde 1'i Türkiye'dedir. Bu, istatistiklere geçen değer, ama baktığımız zaman 2002? Benim çocukluğumdan beri, üniversite çağlarımdan beri sadece -her zaman burada söylüyorum, bir daha söyleyeyim- 8 küsur milyar ton olarak öngörülen -hep öyle denirdi, eski kitaplara baktığımız zaman öyle görünüyor- kömür, linyit madeni bugün yüzde 50'nin üzerinde bir artışla 12,5 milyar tona çıkmıştır hem Elbistan'da hem başka sahalarda. Bu neyin sonucudur? Aramanın sonucudur, sondajın sonucudur, ilginin sonucudur, alakanın sonucudur. Çünkü gerçekten madencilik hem istihdam yaratıyor hem bölgesel kalkınmaya katkıda bulunuyor hem sanayinin gelişmesine yardımcı oluyor hem yan sanayinin, hizmet sektörünün gelişimine yardımcı oluyor ama bir şanssızlığı var madenciliğin, neredeyse orada yapmak mecburiyetindesiniz. Biraz önce Recai Bey söyledi, neredeyse maden, orada işletmek mecburiyetindesiniz, alıp taşıyamıyorsunuz çünkü maliyeti yüksek.
Şimdi, Manisa'ya baktığımız zaman, geçmişte hepimiz hatırlıyoruz, bakın, yıllarca Bergama'daki altın madeniyle ilgili Asteriksler, vesaire, birçok eylemler, efendim protestolar, demonstrasyonlar yapıldı. Sonra ne oldu? Birdenbire bıçak keser gibi kesildi. Bakın, değerli arkadaşlar, Türkiye'nin altın madeni vardır, aramalar devam edecekse işletme devam etmek mecburiyetindedir çünkü Türkiye, altın maden...
HASAN ÖREN (Manisa) - Yine Manisa'ya gelmedin. Kalmadı, süren kalmadı.
AFİF DEMİRKIRAN (Devamla) - Geleceğim, Manisa'ya da geleceğim. Örnek olarak şey ediyorum.
Evet, altın madenini de katma değer olarak ülkemize kazandıracağız. Şimdi nikele geldiğimizde. Dünyanın her yerinde...
HASAN ÖREN (Manisa) - Bir yerinde göster.
AFİF DEMİRKIRAN (Devamla) - ...işletme sistemi aynıdır ancak önemli olan burada nedir? ÇED raporu alabilmiş mi, alamamış mı?
HASAN ÖREN (Manisa) - ÇED raporu aldığı profesör danışmanlık yapıyor şirkette.
AFİF DEMİRKIRAN (Devamla) - Davalar açıldı, malumunuzdur, Danıştaya da gitti, temyize gitti, orada da yürütmeyi durdurmalar reddedildi ve bunun kararını biz değil, bilirkişi verecek. Ben değil, Hasan Bey siz değil, Recai Bey siz değil, bunu, bilirkişi kararını verecek çünkü onlardır işin ustası. Peki, kimdir bu bilirkişiler? İsmini söylemedi Recai Bey ben söyleyeyim. Efendim, Profesör Doktor Üner İpekoğlu, Maden Yüksek Mühendisi; Çevre Yüksek Mühendisi Profesör Doktor Ayşegül Pala, Jeoloji Yüksek Mühendisi Profesör Doktor Gültekin Tarcan. Bu 3 bilirkişi heyeti aynen şunu diyor: "Maden işletmesinin her aşaması ve işletme faaliyetinin sona ermesinden sonra da çevreye zarar vermeden gerçekleşmesi ve olumsuz olabilecek etkilerin en aza indirilmesi konusunda en son teknolojilerin ve uluslararası standartların gerektirdiği bütün tedbirlerin alınarak sağlanacağı belirtilerek hazırlanan ÇED raporu bilirkişi heyeti tarafından olumlu karşılanmıştır." Burada önemli olan, ÇED raporu almak ve önemli olan, en ileri teknolojiyi buraya uygulamak.
Şimdi, çevreyle ilgili hassasiyetler çok önemlidir, doğrudur ama sizin araştırma önergesinde söylediğiniz gibi, şu kadar milyon metrekarelik bir alanda liç yapılmıyor, sadece ve sadece 90 hektarlık bir alanda liç yapılıyor. 40 metre yüksekliğinde, 90 hektarlık...
HASAN ÖREN (Manisa) - Durmadan konuşuyorsun, bilmiyorsun, gerçekten bilmiyorsun. Sizi götürmek istiyorum oraya, görün istiyorum, benim talebim bu. Görseniz siz de bana hak vereceksiniz.
AFİF DEMİRKIRAN (Devamla) - Gidelim inşallah gidelim.
...bir alanda liç yapılıyor ve ondan sonra da bunun ömrü sonunda üstü kapatılarak, gerekli şevler yapılarak tekrar doğaya kazandırılıyor ve bu süreç içinde, etkilenen orman sahasının -ne kadar misli size söyleyeyim- etkilenen orman sahasının 30 katı ağaçlandırma yapılacak ve fakat 100 katı, yani 15 milyon adet fidan dikilecek.
Siz "200 bin" demişsiniz ya araştırma önergenizde, demek ki doğru, 150 bin tane ağaç kesiliyor on beş yıllık süre boyunca?
HASAN ÖREN (Manisa) - Kürsüden gözükmüyor orası, sizi götürmemiz lazım.
AFİF DEMİRKIRAN (Devamla) - ?bunun yerine 15 milyon adet, yanlış duymadınız, 15 milyon adet ağaç dikiliyor.
HASAN ÖREN (Manisa) - Kim yapacak bunu? Şirket yine başkasına devredildi. Kim yapacak bunu? Karşılığında Bakanlık ne almış?
AFİF DEMİRKIRAN (Devamla) - Müsaade edin.
Şu anda bir defa;
Bir: Ormana bir bedel ödüyorsunuz,
İki: Ormana bir proje veriyorsunuz. O proje de verilmiş Orman Genel Müdürlüğüne ve onaylanmış. İşletmenin ikinci yılından itibaren zarar gören sahaların ağaçlandırılması başlayacak.
HASAN ÖREN (Manisa) - Sekizinci yılı, bir tane ağaç yok.
AFİF DEMİRKIRAN (Devamla) - Ve bu Maden Kanunu'nda da böyledir, Çevre Kanunu'nda da bu şekildedir. Yani bunları biz yazmıyoruz. Amerika'yı yeniden keşfetmenin bir anlamı yok.
HASAN ÖREN (Manisa) - Sayın Vekilim, görelim diyorum. Sekizinci yılı, bir tane ağaç yok, gidip görelim bir.
AFİF DEMİRKIRAN (Devamla) - Şimdi gelelim şeye. Biraz önce söylediğim o liç sahası? 36 milyon ton bir maden var. Senede 1.850 bin ton maden üretilecek. Demek ki yirmi yıllık bir işletme ömrü. Zaten ruhsat da bu şekilde verilmiş. Katma değeri nedir? Bu yirmi yıllık süre içinde?
HASAN ÖREN (Manisa) - On beş yıl.
AFİF DEMİRKIRAN (Devamla) - ?bu faaliyetten elde edilecek olan gelir 40 milyon TL'dir ve bu 40 milyon TL'den 3 küsur milyon TL'si, 3,5 milyon TL'si devlet hakkı olarak devlete ödeniyor, 18 milyon TL'si de Kurumlar Vergisi olarak ödeniyor. E şimdi bu kadar bir getirisi varken, 400 tane istihdam oluşturacakken ve işin sosyal ve ekonomik, diğer boyutlarını, göçü tersine? Keşke bu maden Siirt'te olsaydı da, ben o arkadaşları bağrıma bassaydım da "Buyurun, bir an önce bu yatırımı yapın." deseydim.
HASAN ÖREN (Manisa) - Milletvekiliniz sizin gibi niye savunmuyor? Orada yaşıyor, biliyor, görüyor o, sizin gibi savunmuyor bak. Sözünüzde dediniz ki? Her ikimize söylediniz. İkimiz de savunmayız onu biz. Ama gelin size gösterelim orada bir.
AFİF DEMİRKIRAN (Devamla) - Dolayısıyla, değerli arkadaşlar, bu önerge? Tabii ki madencilik faaliyetlerini ülkemizde yapacağız, tabii ki çevreye uyumlu yapacağız. Hiçbir şeyi çevreyle değiştirmiyoruz bir defa. Çevreyle ilgili her türlü tedbiri almak kaydıyla Türkiye'de madencilik faaliyetlerini geliştireceğiz. Bu meyanda burada da gerek Enerji Bakanlığımız gerek Çevre Bakanlığımızın gözü bütün -sadece bunun değil- işletmelerin üzerinde olmak kaydıyla ben de bu araştırma önergesine şu safhada ihtiyaç olmadığını ifade eder, hepinizi saygıyla selamlarım. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.