GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Siber Güvenlik Kanunu Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:63
Tarih:05.03.2025

SİNAN ÇİFTYÜREK (Van) - Sayın Başkan, sayın vekiller; sizleri tekrardan saygıyla selamlıyorum.

Öncelikle Avrupa Birliğine başvurunun yüksek sesle dile getirildiği bir süreçte on beş yıl önce "Hînker" adında Kürtçe eğitim kitabının 3 yazarının gözaltına alınmasını şiddetle kınıyorum, ki bu kitap birçok devlet üniversitesinde Kürtçe öğretmenin kaynağı olarak kullanılmış, anlamak mümkün değil yani.

Bugün esas itibarıyla siber saldırı üzerine konuşacaktım fakat yine Sayın Öcalan'ın açıklaması üzerine sorumsuz açıklamalar, tahrik edici hatta provokatif söylemler dile getirilince bununla ilgili birkaç şeyi sizinle paylaşmak istiyorum. Sayın Öcalan bir çağrı yaptı, silahların bırakılması için PKK'ye bir çağrıda bulundu; PKK de çok geçmeden bu çağrıya uyacağına ve gereklerini yerine getireceğine dair kamuoyuna yönelik olarak bir beyanda bulundu. Dileriz ve temenni ederiz ki bu çağrı yüz yetmiş yıllık Kürt meselesinin barışçıl, demokratik çözümünün yolunu açsın.

Ve herkesi, buradaki ve buranın dışındaki bütün herkesi bu meselenin barışçıl, demokratik çözümü için çaba harcamaya, elini taşın altına koymaya çağırıyoruz.

Bu çağrı sadece PKK'ye yapılmamıştır, esas itibarıyla devlete de yapılmıştır bu çağrı, denilmiştir ki: "Silahlar sustu. Siz diyordunuz ya 'Silahların basıncı altında, silahların gölgesinde ben Kürt meselesine dair adım atamam.' diye, tamam, silahların bırakılması çağrısı yapılmıştır." Kürt meselesi bütün çıplaklığıyla devletin, Cumhur İttifakı’nın önündedir; buyursun, barışçıl, demokratik zeminde adım atsın.

Burada bir şey daha vurgulamak istiyorum. Devlete çağrımız: On yıllardır Kürt meselesinin kendisiyle uğraşmak yerine, meselenin kendisinin ürettiği araçlarla uğraşmıştır. Araçlarla uğraşmak sorunu çözmedi; bugüne kadar çözmedi, bundan sonra da çözmez. Değişen koşullarda, değişen sosyolojide Kürt meselesi çözülmediği müddetçe sürekli olarak farklı mücadele araçlarını yaratır; bugüne kadar da yaratma devam etmiştir. Hükûmete, devlete, devlet aklına çağrımız, Kürt meselesinin kendisini çözmeye yönelmesidir. Eğer İran-İsrail savaşının Orta Doğu'da yol açtığı ucu açık gelişmelerden hareketle tehdit algılanmışsa, bu tehdit esasında Kürt meselesi, kürdistan meselesi üzerinden algılanmışsa o zaman devlet aklını Kürt meselesini barışçıl, demokratik yollarla çözmeye çağırıyoruz.

Şimdi, burada, barışçıl, demokratik çözüm açısından hukuki ve demokratik adımların atılması son derece önemlidir. Sadece Kürt meselesi için değil, sadece Kürt toplumu için değil, genel olarak Türkiye halkları, Türkiye toplumu için de hakikaten hukukun üstünlüğü, demokratik adımların atılması son derece önemlidir. Ama yani bu adımlar atıldı diye Kürt meselesinin otomatikman çözülmeyeceği de bilinmelidir. Bunun en çıplak örneği, az çok bunca demokrasinin yaşanmış olduğu İngiltere'dir, Kuzey İrlanda örneğidir.

Sonuç olarak bir çağrıda bulunmak istiyorum: Demin dedim ya, yüz yetmiş yıllık mesele var yani Mir Bedirhan'dan, Şeyh Ubeydullah Nehri'den bugüne kadar yaşanan yüz yetmiş yılda, Osmanlı'nın 1850'li yıllarından bugüne kadar önce Osmanlı, sonra Türkiye Cumhuriyeti bir Kürt meselesi, kürdistan meselesiyle özleşmiştir. Bu meselenin barışçıl, demokratik çözümü için bütün doneler ortadadır. Çağrımız şudur; Cumhuriyet Halk Partisi de sıkça dile getiriyor, diyor ki: "Bu meselenin biz Türkiye Büyük Millet Meclisinin çatısı altında çözümlenmesini istiyoruz." Önemlidir o çağrı. Bizim de yetkililerimiz çağrıda bulunmuşlardı defalarca kez "Bu meseleyi Meclise getirin, Mecliste enine boyuna konuşalım" diye.

Dolayısıyla, yüz yetmiş yıldır devam eden bu Kürt meselesi nedir, altında ne yatıyor, hangi saikler yatıyor, çözümü nedir, ne değildir? Üstelik hem yeni bir anayasanın gündemde olduğu, tartışıldığı bir süreçte, eşit vatandaşlık meselesinin gündemde olduğu bir süreçte, dolayısıyla Kürt meselesinin barışçıl, demokratik bir zeminde çözümü için sorunun bütün boyutlarıyla Meclise taşınmasından yanayız.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Çiftyürek, lütfen tamamlayın.

SİNAN ÇİFTYÜREK (Devamla) - Tekrardan çağrımız şudur bizim sayın vekillere, bütün gruplara: Bu meseleyle ilgili tahrik edici söylemler, provokatif söylemler hiçbir şeye hizmet etmeyecek ne Kürt toplumuna ne Türkiye halklarına.

Sağ olun, var olun. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)