GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Siber Güvenlik Kanunu Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:63
Tarih:05.03.2025

İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi sevgiyle saygıyla selamlıyorum.

Aslında gecenin bu saatinde konuşulması gereken konu emeklilerin sorunları olması lazımdı. Mübarek ramazan ayındayız. 7'nci Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu'nun 2015'te, Ramazan ve Kurban Bayramlarında birer maaş ikramiye sözü vardı. Siz öncelikle "Olmaz." demiştiniz ama pabuç pahalı geldi, kasım ayındaki seçimlerde gördünüz ki sıkıntı var, ondan sonra "Biz de vereceğiz." dediniz, sonra geldiniz 1.000 lirayla başladınız, 2021'de 1.100 lira, 2023 yılına geldik 2000 lira derken, geçen yıl 3.000 lira, şimdi ise cüzi bir rakam konuşuluyor. Ben sizlerden, değerli milletvekillerinden emekliler için, bizim şu anda koltuklarda oturmamızı sağlayan o dönem Türkiye'deki çalışanların hakkını savunmamız için, gelin, birer maaş ikramiye sözünü tutalım, gelin, hep beraber bu ülkenin bekası için mücadele veren işçinin, emeklinin, memurun hakkını burada beraber savunalım, onlara birer maaş ikramiyeyi burada hep beraber verelim. Ben bu kanunu beklerken, kucağımızda yine otoriterleşmenin bir kanununu görüyoruz; Siber Güvenlik Kanunu'ymuş. Arkadaşlar, ya artık yetmedi mi, bu kadar yetki kime verilir? Bir kişiyi otoriterleştiriyoruz, demokrasiyi katlettik, artık demokrasiye dönmemiz lazım ve ayarlarımızı bozdunuz, cumhuriyetin ayarlarını bozdunuz, ayarlara geri dönmemiz lazım. Orada emekli, işçi sefalet içerisinde biz bir kişiye bütün yetkileri bağlıyoruz. Ya, hukuku bırakmıştınız... En güzel ne oldu bu akşam? Uzlaşıldı 8'inci maddede; artık yargıya sunulacak, yargı eğer karar verirse Siber Güvenlik Daire Başkanı karar alacak. Ya, bu kadar yetkiyi nasıl verirsiniz bir kişiye? İşte, burada bulduk, bakın, demek ki ortak akıl olursa... Sarayda pişiriyorsunuz... O imza atan arkadaşlarımızın hiçbirinin bir haberi yok aslında, birçok kanun teklifinde bunu biz gördük, burada da aynı şekilde. İşte, muhalefet burada etkin bir muhalefet yaptı ve buradaki yanlıştan döndürdü. İnşallah 16'ncı maddede de uzlaşı yaparız, ortak akılla hep beraber yolu çizeriz.

Değerli arkadaşlar, muhalefetle beraber iktidarın kanun yapması çok mu zor? Ama maalesef iktidar diyor ki: "Ben iktidarım, güçlüyüm." Ya, arkadaşlar, iktidardan düştüğünüz zaman bu çıkardığınız kanunlarla sizin başınıza ne geleceğini düşünebiliyor musunuz? İşte, önemli olan bunu görebilmek, algılayabilmek ama siz bir kişiye bütün yetkiyi veriyorsunuz, ondan sonra da oradaki siber güçle beraber, onun yapacağı kararlarla bütün insanlarımızı şüpheli durumdan yargılayacaksınız. Ya, vazgeçin bu sevdadan arkadaşlar, biraz da ülkenin bekasını, ülkenin vatandaşlarını düşünün. Mübarek ramazan ayında o iftar çadırlarına vatandaşlarımız neden gidiyor onu sorgulayalım. O insanlarımızın imkânlarını artıracağımıza biz saraydaki bir kişinin hakkını burada artırmaya çalışıyoruz. Yeter artık ya, yeter! Bir kere de vatandaşınız için gelin, 86 milyon için gelin buraya ama siz bir kişiyi padişah yapmak için geliyorsunuz. (CHP sıralarından alkışlar) Doymadınız mı, gözünüz doymadı mı? Ben soruyorum. Bak, mübarek aydayız, mübarek ramazan ayındayız; millet sefalet içerisinde, vatandaşımız pazara giriyor akşam saatinde, esnafın bıraktığı, dökülmüş sebzeleri topluyor, meyveleri topluyor ama siz burada ne yapıyorsunuz? "Sarayı güçlendireceğiz." Ya, bir kere de vatandaşınız için bir şey yapın arkadaşlar.

Bakınız, bu kanun teklifini bir an evvel, yol yakınken çekin ve önümüzdeki haftaya getirin, emekliliğe bir maaş ikramiyeyi topyekûn, hep beraber yirmi dakikada geçirelim, 20 dakikada geçirelim. (CHP sıralarından alkışlar) Bir kere de vatandaş için bir şey yapın. Ama siz nerede... İşte, köylüyü perişan ettiniz, köylü ekemez hâle geldi. Dün de YENİ YOL Grubunun önerisi vardı, Büyükşehir Yasası'nı getirdiniz, vatandaşı perişan ettiniz. Ya, bir kere de aklıselimle hareket edin, ortak akılla hareket edin, bilime, sanata önem verin ama sizin bilimle, sanatla alakanız yok, siz tamamen bir kişiye yönelmişsiniz. Ya, Kuzey Kore'yi mi çok istiyorsunuz, Çin'i mi istiyorsunuz, Rusya'yı mı istiyorsunuz? Bu sevdadan vazgeçin; demokrasiye gelin, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün kurduğu cumhuriyete gelin. Ama nerede, nerede! (CHP sıralarından alkışlar)

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Aygun, lütfen tamamlayın.

İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Devamla) - Bitiriyorum Başkanım.

Sayın Başkanım, bugün ramazanın 5'inci günüydü, 29 Marta kadar zamanımız var daha; gelin, bu bayramda emeklilerimizi sevindirelim. Emeklilerimizi, o anne-baba, dede ve ninelerimizi torunlarından kaçar hâle getirdiler. Yirmi üç yılda o dedelerimiz, ninelerimiz torunlarından kaçar hâle geldi. Gelin, dedelerimizin, ninelerimizin yüzünü güldürelim, birer maaş ikramiye verelim, bayramda torunlarını alıp marketten alışverişlerini yapsınlar, hediyelerini alsınlar. Bu kadar zor mu? Soruyorum: Bu kadar zor mu arkadaşlar?

Gecenin on ikisine gelmiş, biz bir kişiyi otoriterleştirmek için kanunu tartışıyoruz ama yazıktır, günahtır. Bu insanlara, 86 milyona yazık günah diyorum; bir an evvel, gelin ülkenin gerçek sorunlarını tartışalım, konuşalım, bu ülkenin yararına olan kanunları çıkaralım diyorum.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum, teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)