Konu: | Siber Güvenlik Kanunu Teklifi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 3 |
Birleşim: | 64 |
Tarih: | 11.03.2025 |
SELÇUK ÖZDAĞ (Muğla) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Siber Güvenlik Yasası'nın ikinci bölümünün 14'üncü maddesi üzerine söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bir baskı, bir otoriterlik yasasıyla karşı karşıyayız. Daha önce İnternet Yasası çıkmıştı burada, İnternet Yasası'na ihtiyacımız var mıydı? Vardı İnternet Yasası'na ama bu elma şekerinin içerisine bir zehir zerk edildi. 29'uncu madde. Bu 29'uncu maddede "Yanıltıcı bilgi verenler bir ila üç yıl arasında hapis cezasına -çarptırılabilir- çarptırılır." diyordu ve bununla ilgili olarak ben bütün gazeteci cemiyetlerini ziyaret ettim. Türkiye'de ne kadar gazeteci cemiyetleri varsa uyarmaya çalıştım, siyasi partilerin yetkililerine ulaşmaya çalıştım ve çoğunluğuna da ulaştım, dedim ki: "Bu madde Türkiye'nin hürriyetini, özgürlükler alanını daraltır." Yanıltıcı bilgi verenler... Burada Komisyonda bu yasa görüşülürken Yargıtaydan bir üye çağrıldı ve Yargıtay üyesi dedi ki: "Bu, yargının yükünü ağırlaştırır." Ve aynı zamanda şunu söyledi, "Burada çoğu kişi de haksız yere ceza alır çünkü gri alan var, muğlak ifadeler var, yanıltıcı bilgi verenler var." ifadesini kullandı fakat buradan geçti.
Ardından ne geldi? Etki ajanlığı geldi, etki ajanlığını geri çektiniz; gelecek, kallavisi gelecek, daha ağırlaştırılmışını getireceksiniz.
Ardından Devlet Denetleme Kuruluyla ilgili bir kanun geldi. Bu Devlet Denetleme Kuruluyla ilgili kanunda şirketlere, derneklere ve vakıflara, buradaki daire başkanlığından yani Devlet Denetleme Kurulu Başkanlığından bir memur gelerek kayyum atama yetkisine sahip olabilecek ve aynı zamanda buralarda beş yıl boyunca istedikleri tasarrufta bulunabilecekler. Burada zarar ettikten sonra, beş yıl sonra o şahsa teslim edilmiş olsa bile asla o zarar tazmin edilmeyecek.
Ardından ne geldi? Siber Güvenlik Yasası geldi. Bu Siber Güvenlik Yasası'ndaki 6'ncı madde buradan geçti.
Ben buradan Adalet ve Kalkınma Partisi milletvekillerinin ve Milliyetçi Hareket Partisi milletvekillerinin dikkatini çekmek istiyorum. Bu 6'ncı maddede ne var? 6'ncı maddede, burada bir başkanlık var, bu başkanlık kurulmuş, kanun daha geçmeden bir başkanlık kurmuşlar. Evlerimizdeki "log" kayıtlarımız dâhil olmak üzere, verilerimiz, ne kadar dijital materyalimiz varsa erişim izni vermişiz ve buradan da geri çekmiş olacaklar; istedikleri bilgiye, 86 milyonun bilgisine sahip olacaklar.
8'inci maddede ne vardı? 8'inci maddede, evlerimize bu başkanlıktan birileri gelmiş olacak ve burada, bizim cep telefonlarımızı, bilgisayarlarımızı veyahut da laptoplarımızı almış olacaklardı. Buradaki görüşmeler sonucunda -yani muhalefet partisinin direnmesi, Adalet ve Kalkınma Partisinin de Komisyonda yapmadığını veya kanunu getirirken oraya maddesini koymadığını- burada bir düzenleme yapıldı, "Yargı kararıyla, hâkim kararıyla bunlar yapılabilir." dendi.
Bakın, 6'ncı maddede de söylüyorum: 6'ncı maddede de hâkim kararını getirin. Gelin, bir madde ihdasında bulunun; gelin, bir değişikliğe tabi tutun. Anayasa Mahkemesinden geçmeyecek bu, gelecek; tekrar, yeniden dönecek. Ha, zaman kazanmış olabilirsiniz; bu sırada 86 milyonun verilerine, log kayıtlarına çok rahat bir şekilde ulaşabilirsiniz.
Ve 8'inci maddede düzenleme yapıldı; doğru yaptınız, Parlamentodaki buna katkıda bulunan tüm milletvekillerine teşekkür ediyorum ama bir 16'ncı madde var, bu 16'ncı maddede de ciddi problemler var. Nedir bu? Eğer bu daire başkanlığından memurlar evinize gelirse; sizin telefonlarınızı, laptoplarınızı, bilgisayarlarınızı almak isterlerse "Hayır!" diyemezsiniz; dediğiniz takdirde iki yıl ila beş yıl arasında hapis cezasına çarptırılır, beş yüz gün ila bin beş yüz gün arasında da adli para cezasına çarptırılırsınız. Bu da doğru değildi ve biz "Burada bir düzenleme yapın." dedik. Ne söyledik sizlere hatırlarsanız eğer değerli milletvekilleri? Burada, şunu söylemiştik... Şöyle bir madde var burada, 16'ncı maddenin (5)'inci fıkrasında: "Siber uzayda veri sızıntısı olmadığını bildiği hâlde..." kelimesini getirdik ve "bu maksatla" gibi bir kelime ekledik. Bunu şundan dolayı ekledik, bunu iktidar partisi de kabul etti yani bu yasayı getiren parti de kabul etti: Eğer bunu yapmazsanız yani "veri sızıntısı olmadığını bildiği hâlde" kelimesini eklemezseniz, "maksadıyla" kelimesini eklemezseniz kahvehanedeki vatandaşlarımız konuşurken çok rahat bir şekilde bir ila üç yıl arasında hapis cezasına çaptırılabilirler. Bu, Türkiye'nin alanını daraltıyor bu yasada.
Ve bir 12'nci madde var, bu 12'nci madde de geçti. Nedir bu 12'nci madde, bu Siber Güvenlik Kanunu'yla ilgili olarak? Burada çalışanlar eğer işten ayrılmışsa veyahut da Siber Güvenlik Kanunu'yla ilgili başkanlığın tasarrufuyla bu işten atılmışsa, ayrılmışsa bu şahıs -yani uzaklaştırılmışsa- iki yıl boyunca herhangi bir işte, Türkiye'de ve Türkiye'nin dışında, Bakanlıktan izin almadan çalışamayacak ve aynı zamanda bir şirket kuramayacak, bir şirkete ortak da olamayacak; bu, doğru bir şey değil. Aynen George Orwell'in 1984 romanında olduğu gibi "Big Brother" noktasının taşları döşeniyor. Bakın, bugün bunların farkına varmayabilirsiniz, iktidarsınız, bunları yapabilirsiniz; yarın bir başka iktidar geldiğinde onlar da bu kanundan istifade edecekleri için Türkiye'nin alanı her geçen gün daraltılmış olacak.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Özdağ, tamamlayın lütfen.
SELÇUK ÖZDAĞ (Devamla) - Tamamlıyorum Sayın Başkan.
Bu mahremiyet alanımıza yani harim-i ismetimize, evlerimize, aynı zamanda meskûn mahale tecavüzler var burada ve burada aynı zamanda bizim ifade hürriyetimize, fikir hürriyetimize, özel hayatımıza da müdahaleler var. O nedenle, gelin, bu kanundaki 6'ncı maddeyi özellikle değiştirin. 12'nci madde geçti buradan, 12'nci maddeyi bir daha düşünün. Ne yani? Şöyle söylüyorsunuz: "Devlet yetiştirdi." E, devlet yetiştirdi, siz hükûmetsiniz. Sonra diyorsunuz ki: "Ne yani, benim yetiştirdiğim adam başka ülkeye mi gidecek; başka ülkeye gidip veyahut da Türkiye'de başka şirketlere mi gidecek?" Gitsin, siz tazminat koyun buna. Aynen, Türkiye'de Millî Eğitim Bakanlığı Avrupa'ya, Amerika'ya gençleri gönderiyor, burs veriyor ve daha sonra "Amerika'da kalacaksan, Kanada'da kalacaksan şu kadar; 250 bin dolar, 300 bin dolar tazminat vereceksin." diyor, maddeyle sınırlayın. Ne yani, bu çocuk ne yapacak? İşten kovduğunuz zaman veya bu şahıs kendi iradesiyle işten ayrıldığı zaman ne yapacak bu çocuk? Ağaç kabuğu mu yiyecek? O nedenle, bunlar, aynı zamanda, teşebbüs hürriyetine de tecavüz demektir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
SELÇUK ÖZDAĞ (Devamla) - Bir yandan teşebbüs hürriyetine, bir yandan fikir hürriyetine, bir diğer yandan da inanç hürriyetine müdahaledir bu. Bu yasa teklifinin geri çekilmesi lazım.
Teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum. (YENİ YOL Partisi ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)