Konu: | 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü'ne ilişkin gündem dışı konuşması |
Yasama Yılı: | 3 |
Birleşim: | 65 |
Tarih: | 12.03.2025 |
ELVAN IŞIK GEZMİŞ (Giresun) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, bizleri ekranları başında izleyen kıymetli yurttaşlarımız; sizleri Ulu Önder'imiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün, Ata'mın Meclisinden sevgi ve saygıyla selamlıyorum.
Bugün, Dünya Emekçi Kadınlar Günü vesilesiyle söz almış bulunuyorum ve ilk önce dünyada ve ülkemizde kadın mücadelesine emek veren tüm kadınlara sonsuz saygılarımı iletiyorum. Cumhuriyetin ilk yıllarında Ulu Önder'imiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk Avrupa'daki pek çok ülkeden önce kadınlara seçme ve seçilme hakkını vermenin yanı sıra eğitimde, ailede, siyasal hayatta ve sosyal alanda eşit hakları vermiştir. Her biri birer cumhuriyet kadını olan Sabiha Gökçen, Süreyya Ağaoğlu, Safiye Ali, Halide Edip Adıvar gibi değerli isimler öncü oldu, yol açtı gelecek nesillere. Bundan yüz yıl önce pek çok hakka sahip olan Türk kadını maalesef bugün 2024 Küresel Cinsiyet Eşitsizliği Raporu'na göre 146 ülke arasında 126'ncı sırada. AKP iktidarında yirmi üç yılda 8 bin kadın katledildi. Kadınlar, bırakın hak mücadelesi bir yana, can mücadelesi vermeye başladı. Bir gecede çıktığınız İstanbul Sözleşmesi'nden bu yana 1.226 kadın katledildi.
Şimdi sizinle Adalet Bakanlığından alınmış bazı verileri paylaşmak istiyorum: Son altı yılda mağduru kız çocuğu olan cinsel istismar vakalarının sonuçları var bu tabloda. Cezalandırma oranları yüzde 45, onda da ne ceza aldıkları belli değil; faili ceza almamış davalar ise yüzde 55 oranında. Sonuç: Kız çocuklarımız istismara uğruyor, istismarcılar ceza almıyor, yarıdan fazlasına ceza verilmemiş. Emin olun ki tacize uğrayıp mahkemeye gidemeyen kız çocuğu sayısı bunun en az 3 katıdır. Gidenlere de deniliyor ki: "Mağdur değilsiniz." Sizin aklınız alıyor mu bunu sayın milletvekilleri? Unutulmaması gerekir ki cezasızlık cesaretlendirir. Biz bu yüce Meclisin çatısı altındaysak önce kız çocuklarımıza sahip çıkmak zorundayız.
Sayın milletvekilleri, aslında pek çok şey yolunda gitmiyor, her şey bir baskı aracına dönüştü. On iki yıl önceki Gezi bahane edilerek sanat camiasına, belediyeler üzerinden muhalefete peş peşe operasyonlar düzenleniyor, soruşturmalar gerçekleştiriliyor. Türkiye'de gazeteciler yazdıkları veya söyledikleri şeyler nedeniyle cezaevinde tutuluyor. İktidarın çıkarlarına uymayan her haber, her köşe yazısı, her televizyon programı baskıyla susturuluyor, susturulmak isteniyor. Sosyal medyada ülke gidişatındaki sıkıntılara dikkat çekmek ağır cesaret gerektiren bir eyleme dönüşmüş durumda yani muhalif olan her şeye topyekûn bir savaş hâli var.
İnsani Özgürlük Endeksi'ne gelirsek Türkiye 165 ülke arasında 128'inci sırada; Haiti, Zambiya, Uganda gibi ülkelerden geri kalmış durumdayız. Endeks diyor ki: Hukukun üstünlüğü, ifade özgürlüğü ve bilgi alma kategorilerinde Türkiye'de istikrarlı bir düşüş var. Bakın, gördüğünüz gri çizgi dünyayı gösteriyor. Dünyada istikrarlı kalırken 2000'li yılların başında yükseliş gösteren özgürlük seviyesi Türkiye'de 2013 sonrası keskin bir düşüşe geçmiş, 2021 yılında dip seviyeye ulaşmıştır.
Sayın milletvekilleri, gençlerden bahsediyoruz ve bahsedeceğiz. Bu ülkede "Mustafa Kemal'in askerleriyiz!" diyen teğmenler disiplinsizlik gerekçesine dayanılarak ordudan ihraç edildi. Sizi rahatsız eden neden belli ki "Mustafa Kemal'in askerleriyiz!" demeleriydi. Şunu biliniz ki biz cumhuriyetin evlatları hepimiz Mustafa Kemal'in askerleriyiz ve Mustafa Kemal Atatürk'ün ilke ve inkılaplarından asla vazgeçmeyeceğiz. (CHP sıralarından alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Işık Gezmiş, tamamlayın lütfen.
ELVAN IŞIK GEZMİŞ (Devamla) - Hukuksuzlukla, zorbalıkla bu ülke yönetilemez. Unutmayınız ki gecenin en karanlık anı şafağa en yakın andır diyerek saygılarımı sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)