GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Siber Güvenlik Kanunu Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:65
Tarih:12.03.2025

NECMETTİN ÇALIŞKAN (Hatay) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

17'nci maddeye geçtik. 16'ncı madde neydi? Cezai müeyyide. Aslında, bu ramazan iklimi içerisinde gerçekten mehabete uygun, nazik konuşmamız gerekiyor ama şu yasanın içeriğini görünce de insan kendinden geçiyor. Buradaki arkadaşların canhıraş... İnsanların iftar sofrasında "Acaba bir iftar çadırı bulabilir miyim? Acaba çocuğumu iftara davet edebilir miyim?" diye geçim sıkıntısı yaşadığı bir dönemde şu yasanın çıkarılması da gerçekten ilginç.

Aziz milletimiz, baştan söyleyelim ki maalesef, aylardan beri burada çıkarılan hiçbir yasa senin derdine derman değil, hiçbir yasa yarana merhem olmak üzere çıkarılmıyor; bütün yasalar, Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine geçtik, Anayasa Mahkemesi iptal etti, uyum yasası veya bürokrasinin elinin tıkandığı yerlerde önünü açmak...

Şimdi görüştüğümüz yasa Siber Güvenlik Yasası, siber veriyi koruma yasası; yasanın maddesi ceza maddesi, hapis cezası. Kimler ne yaparsa? Yetki kötüye kullanılırsa dört ile sekiz yıl arası hapis cezası, yükümlülük yerine getirilmezse bir ile üç yıl arası hapis cezası, algı yapana iki ile beş yıl arası hapis cezası.

Bir yasada olabilecek en kötü durumlardan biri yoruma açık olması, ikincisi ise halk diliyle yazılması. "Algı" nerede yapılacak; basın yoluyla mı, sosyal medya aracılığıyla mı? Ayrıca, kahvedeki iki kişi kendi arasında bir iddiada bulunsa bu algıya giriyor, bununla ilgili hiçbir düzenleme maalesef yapılmamış.

Burada şunu hatırlatmak gerekir ki ülkemizde yarım milyona yakın insan cezaevlerinde, cezaevleri tıka basa dolu; insanlar münavebeli, sırayla yatıyor. Böyle bir dönemde hâlen bir daha hapis cezasını anlamak gerçekten şaşırtıcı. Değerli milletvekilleri, bugün hapis cezası meselesinin ne kadar kötü, acı olduğunu görüyoruz. Herhangi bir sivil toplum örgütü yöneticisi, basın mensubu ya da bir sosyal medya kullanıcısı herhangi bir ifadesinden dolayı şafak operasyonuyla direkt gözaltına alınıyor, tutuklanıyor, hapsediliyor; o açıdan da bunun bu kadar hoyratça kullanılması asla kabul edilemez.

Değerli milletvekilleri, bu yasanın en anormal yönü nedir derseniz, bu yasa Türkiye'nin en büyük kayyum yasası. Belediyelere, şirketlere TMSF üzerinden kayyum atandığına şahit olduk ama bugünkü bu Siber Güvenlik Yasası devlete kayyum atama yasası. Yasadan maddeler çıkarılmıyorsa hiç olmazsa "Siber Güvenlik Başkanı bizzat Sayın Cumhurbaşkanı olacaktır." diye madde koysanız inanın ki biraz daha hafifletici olur. Yargı kararı olmaksızın Siber Güvenlik Başkanının talimatıyla evlere baskın, iş yerlerine baskın; cep telefonlarına, bilgisayara, dijital veriye, her şeye el koyma yetkisi veriliyor bu kanunla. Onun için bu kanunun adı "Siber Güvenlik Kanunu" değil, bu kanunun adı "Devlete kayyum atama kanunu"dur, böyle düzeltmek gerekir. Bu yasayla beraber ciddi bir düşünce suçunun oluşturulduğu, özgürlüklerin kısıtlandığı, tam olarak sansürün uygulandığı bir pozisyondayız. Bu açıdan da şunu net ifade etmek gerekir ki bir yasa ancak bu kadar kötü olabilir diyeceğim ama hiç şaşırtmıyorsunuz, her yasa bir öncekini aratıyor. Dezenformasyon çıktığında aynı şeyi söyledik, TMSF'nin yasası çıktığında aynı şeyi söyledik, Devlet Denetleme Kuruluna verilen yasada aynı şeyi söyledik. Şu iktidar mensuplarının Genel Kurulu bile toplayamadığı bir dönemde, aziz mübarek günde, insanımız iftar sofralarından sonra teravi sırası beklerken, alelacele, apar topar insanları toplayıp "Ne yapıp edip mutlaka bu gece yarısı bu yasayı geçireceğiz." demeyi, bunu anlamak mümkün değil.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın lütfen Sayın Çalışkan.

NECMETTİN ÇALIŞKAN (Devamla) - İnsan merak ediyor, acaba gerçekten sizi zorlayan, size dayatan birileri mi var? Gönül arzu ediyor ki tek bir defa, şuraya çıkalım "Elhak, iktidar mensubu arkadaşlar, çok doğru bir iş yapıyorsunuz, mükemmel bir yasa çıkarmışsınız, biz bu defa sizi takdir ediyoruz." diyelim, bunu demeyi çok arzu ediyoruz ama bu fırsatı bize hiç vermiyorsunuz. Her yasada sadece yasaların adları güzel. "Siber" deyince, evet, insanların güvenlik ihtiyacı var ama "üstü şişhane, altı meyhane" denildiği gibi, sadece ismi cafcaflı, sadece ismi hoş ama altına bakıldığında baştan sona kadar, olabilecek bütün kötülükler bir yasaya nasıl sıkıştırılır onu görüyoruz. Gerçekten çok iğrenç. Hele şu arkadaşların bunu savunması da başka bir âlem. Evet, bazı kimseler görevini yerine getiriyor olabilir ama bu yasaya "evet" oyu vermek bu ülkeye yapılabilecek en büyük kötülüklerden biridir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

NECMETTİN ÇALIŞKAN (Devamla) - Bu açıdan, bu Siber Güvenlik Kanunu Teklifi'ni tekrar gözden geçirelim, şu aziz mübarek günü milletimize zehir etmeyelim diyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (YENİ YOL ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)