GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: MHP GRUBU ÖNERİSİ
Yasama Yılı:2
Birleşim:63
Tarih:08.02.2012

HASAN AKGÖL (Hatay) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; MHP'nin çeltik üreticisinin sorunları hakkında verdiği grup önerisi üzerinde CHP Grubu adına söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Burada, sadece çeltik deyip olayı kısıtlamak çok doğru değil. Çeltikte yaşanan sıkıntıların aynısı tüm tarım sektöründe yaşanmaktadır. Dünyada buğdaydan sonra en fazla tüketilen ürün olan pirinç, bazı ülkelerde tüketimi yıllık 200 kilograma çıkmasına rağmen Türkiye'de bu oran 6 ile 7 kilogram arasındadır. Türkiye'nin temel besin maddesi olmasa da yemek kültüründe önemli bir yeri vardır çeltiğin. Üretimin yurt içinde yapılma potansiyeline sahip olduğumuz pirinçte ne yazık ki ithalatçı konumundayız. Şu anki ihtiyacımızın yüzde 20 ile 25 kadarını ithal etmek durumundayız ve bu ithal için yaklaşık 80 ile 100 milyon dolar arası döviz kaybımız bulunmaktadır.

Hükûmetler çeltik üretimini içeride geliştirmek yerine ithal etme politikalarını benimsemektedir. Bu politikalar çiftçilerin refah düzeyini ve üretim miktarını düşürmekte, aynı zamanda ülke ekonomisini zarara uğratmaktadır. Sorun acilen çözülmelidir.

Çeltikte birim alanı yani dönüme üretilen miktar son yıllarda artmaktadır. Ancak dönüme vurduğunuzda üretilen miktar her dönem artmasına rağmen ithal ettiğimiz çeltik miktarında düşüş olmamakta, bilakis artmakta. Bunun çeşitli sebepleri vardır.

Pirinç Türk insanının temel besin maddesi değildir. Türkiye'nin temel besin maddesi buğdaydır. Türkiye çeltik üretiminde kendine yeten bir ülkedir. Yalnız kendisine yeterlilik potansiyeline sahiptir.

Demin MHP'li konuşmacı arkadaşım belirtti, sadece çeltik değil, çeltikle birlikte tüm hububat ürünlerine dekar başına verilen destekleme miktarı çok düşüktür. Bu 7,5 TL civarında bir şeydir. Bu desteklerin yetersizliğinin yanında zamanında verilmemesi de ayrı bir konudur. Desteğin amacına ulaşması için zamanında verilmesi gerekmektedir. Çiftçinin dekar başına 600-700 kilogram ürün elde etmesine rağmen aldığı destek 60 ile 65 kuruş arasındadır ve son dört yıldır aldığı destek aynıdır. Maliyetlerin artmasına rağmen aldığı destek fiyatı kilogram başına 10 kuruştur. Kesintileri düşerseniz 8 kuruş civarındadır. Çeltik üreticisinin dekar başına yaptığı harcama 600'le 700 TL arasındadır. Yani maliyet üretimi, maliyet satışı karşılamamaktadır.

Sulama ayrı bir konu. Hâlihazırda çeltik üretimi yapan çiftçilerin daha fazla üretim yapmamasının nedenlerinden bir tanesi de sulama problemidir. Kamu yatırımlarının su teminine yönlendirilmemesi, kamunun suyu çeltikler yerine şirketlere devretmesi politikaları çeltik üretiminin geleceği için kuşkuyla bakılmaktadır. Hükûmetlerin üretimi geliştirmek yerine ithalatı çözüm olarak görmeleri çeltik üreticisinin refah seviyesini düşürmesinin yanında üretimin gelişmemesine de neden olmaktadır.

Arkadaşlar, girdiler pahalı; mazot pahalı, gübre pahalı, ilaç pahalı. Bu girdilerle çeltik ve diğer hububat ürünlerini üretmek son derece riskli. Hükûmetin destekleme fiyatlarını belirlerken girdi maliyetlerini göz önüne alması ve destekleme fiyatlarını buna göre belirlemesi gerekir.

Bakın, konumuz çeltik. Çeltiğin şu anki fiyatı 80 kuruş. Dört yıl önceki fiyatına bakın, yine 80 kuruş. Dört yıl önceki maliyetlere bakın şimdiki maliyetlere bakın. Siz kendinizi bu çiftçinin yerine koyun. Maliyetler 2 kat, 3 kat, 4 kat arttı, ürün fiyatı aynı. Nasıl kâr edeceksiniz? Bu ülke bir tarım ülkesi. Bu ülke tahıl ambarı. Bu ülke üreten ülke. Bu ülke tarımıyla övünen ülke. Bu ülke köylüsüyle övünen bir ülke. Siz gurur kaynağımız olan çiftçiyi bitirmeyi hedefleyemezsiniz.

Fiyatlar maliyetlerin çok altında. Bu fiyatlarla üretim yapmak mümkün değil. Demin Arkadaşım tarım sigortasından bahsetti. Doğru, evet, şu anda Hükûmet yetkililerine mikrofonu verirsek diyecekler ki: "Sigortanın yüzde 50 bedelini devlet olarak biz karşılamaktayız." Peki, sorarım ben: Yüzde 50'sini devlet olarak karşılamaktasınız, çiftçinin cebinden çıkan miktar değişti mi? Değişmedi. Peki, siz neyi karşılıyorsunuz? Siz şirkete verdiğiniz peşkeş bedelini karşılıyorsunuz, sizin karşıladığınız başka bir şey yok. Çiftçinin cebinden çıkan para değişmedi. Siz çiftçinin cebine girecek ne katkıda bulundunuz? Pamuğa bakıyorsunuz, son üç dört senedir destekleme fiyatı aynı; pirince bakıyorsunuz, çeltiğe bakıyorsunuz, aynı; buğdaya bakıyorsunuz, aynı. Ürün fiyatlarına bakıyorsunuz, zeytin fiyatlarına bakıyorsunuz -ben zeytinci değilim ama bölgemde zeytin yetiştirilmekte- son beş yıldır zeytinyağının fiyatı aynı; son beş yıldır pamuk fiyatları ileri gideceğine geri gitmekte; son beş yıldır çeltik fiyatları ileri gideceğine geri gitmekte. Maliyetlerin 2 kat, 3 kat altında.

Peki, siz nasıl, çiftçiyi destekliyorsunuz? Siz çiftçiyi nasıl destekleyeceksiniz? Bakın arkadaşlar, şunu açık ve net söylüyorum: Çiftçinin koluna, hangi kolda çiftçilik yaptığına bakmadan -zeytincilik, pamukçuluk, çeltikçilik, buğdaycılık, hayvancılık, vesaire- tüm çiftçilerin acilen, bankalara olan kredi borçlarının, dağıtım şirketlerine olan enerji borçlarının, tarım kredi kooperatiflerine olan borçlarının çok acilen, en az bir yıl, iki yıl faizsiz olarak ertelenmesi gerekir. Çiftçi, zarar etmesi bir yana, bir sonraki ürünü ekemeyecek durumda. Lütfen, Hükûmetin bunu göz ardı etmemesi gerekir.

Biraz da bölgemdeki selden bahsetmek istiyorum. Arkadaşlar, Hatay kötü bir sel yaşadı. Hatay'daki ekim alanları sular altında kaldı. Hatay çiftçisi, bırakın zarar etmeyi, önümüzdeki ürünü ekemeyecek durumda, Hatay çiftçisi, bir sonraki ürünü ekemez durumda. Acilen bölgede Hükûmetin tespit yaptırıp çiftçinin zararını karşılaması gerekir. Suyun çekilmesi beklenemez arkadaşlar. Su çekildikten sonra yapılacak tespit ne kadar geçerli olur? Ben, İktidar Partisine mensup milletvekili arkadaşlardan, muhalefete mensup milletvekili arkadaşlardan Hatay'a sahip çıkmalarını özellikle istiyorum.

Bakın, arkadaşlar, eğer siz ÇKS belgelerine, siz çiftçi kayıt sistemlerine, siz tarım ilçe müdürlükleri kayıtlarına göre hasar tespiti yaparsanız çiftçiyi kaldıramazsınız. Çok acilen, yeri de istenirse bir saat içinde yapılır. Uydudan tespitle zarar gören alanların tespiti yapılır, maliyetleri çıkartılır ve çiftçinin mağduriyeti giderilir. Eğer çiftçi varsa bu ülkede hayatta, eğer çiftçi kazanırsa bu çark döner, eğer çiftçi kazanmazsa bu çarkın dönmesi mümkün değil. Çiftçiyi ayakta tutarsak esnaf ayakta kalır. O yüzden, çiftçi ve tarım politikasının tekrar tekrar gözden geçirilip çiftçiye sahip çıkılması gerekir diye düşüyorum. Bu konuda iktidar muhalefet ayrımı yapmadan herkesin sahip çıkmasını istiyorum.

Çok teşekkür ediyorum, sağ olun. (CHP ve MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Akgöl.