GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Gözaltına alınan gazetecilerin tutuklanmasına ve Çankırı Milletvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu’nun yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:3
Birleşim:70
Tarih:25.03.2025

MURAT EMİR (Ankara) - Sayın Başkan, demokrasimize ağır bir saldırı olabilecek, halkımızın haber alma hakkına ve dolayısıyla demokrasimize ağır bir saldırı haberi aldık. Gözaltına alınan gazetecilerin tamamının tutuklandığı bilgisi geldi şimdi, 11 gazetecimiz tutuklanmış. Suçları ne? Suçları gazetecilik yapmak. Hatta bunların bir kısmı foto muhabiri, kameraman yani ellerinde mikrofon dahi yok. Ama niye yapılıyor bunlar? Çünkü alanlardaki, meydanlardaki tepkinin, milletin diğer kalan bölümünden, diğer halkın gözünden kaçırılması gerekiyor; A Haber'de, Sabah'ta ve buna benzer yandaş medyada bunların duyulmaması lazım, görülmemesi lazım. Orayı sansürlüyorlar ama sosyal medyada, muhalif sayılabilecek tek tük medyada bile görüntülere razı değiller.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun tamamlayın.

MURAT EMİR (Ankara) - Bunun için sansür uyguluyorlar. Gazetecileri, foto muhabirlerini bile gözaltına alıp tutuklayacak kadar korkuyorlar. Halkın haber alma hürriyetini kaldırıyorlar ortadan, sonra da "Hukuk devletiyiz, bağımsız yargı." diyorlar.

Sayın Akbaşoğlu'nun ben Türkiye'de yaşayıp yaşamadığından bile emin değilim anlattıklarını dinleyince. Tek tek anlatalım.

Bir defa, Sayın Başkan, Dilek İmamoğlu hakkında, başta Melih Gökçek olmak üzere size yakın trollerin ifadeleri oldu. Onlarla ilgili bir söz dahi söylememişken... Siz tutarsızsınız, ikiyüzlüsünüz ve anneler arasında ayırım yapıyorsunuz demek ki. (CHP sıralarından alkışlar) Anneleri yarıştırmayın. Kalkın, delikanlı gibi, biz Cumhurbaşkanımızın annesi için ne dediysek aynısını, hiç olmazsa aynısını söyleyin ama yapamıyorsunuz çünkü ikiyüzlüsünüz, çünkü ikiyüzlüsünüz. (CHP sıralarından alkışlar)

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın Sayın Emir.

MURAT EMİR (Ankara) - Sayın Akbaşoğlu, sözünüzü sürekli Cumhurbaşkanına getiriyorsunuz ve sizin nerede olduğunuzu anlatıyorsunuz. Ne gerek var bunlara? Ne gerek var? "Ben de oradaydım. İki defa cezaevine gittim falan..." Hayırdır, grup seçimleri mi yaklaştı; ne oluyoruz ne oluyoruz?

SEDA GÖREN BÖLÜK (İstanbul) - O işler sizde öyle oluyor, bizde öyle olmuyor.

MURAT EMİR (Ankara) - Artı, geçmişe bu kadar gitme meraklısısınız ya...

SEDA GÖREN BÖLÜK (İstanbul) - O işler sizde oluyor öyle. Sizin seçimleriniz bütün ülkeyi karıştırıyor, bizde bir şey olmuyor.

GAMZE TAŞCIER (Ankara) - Doğru, sizde seçim olmuyor. Doğru, sizde seçim olmuyor, atama oluyor.

MURAT EMİR (Ankara) - ...Cumhurbaşkanı bu yolculuğa bir yüzükle çıkmamış mıydı? Bir yüzükle çıktı Cumhurbaşkanı, bir yüzükle.

GAMZE TAŞCIER (Ankara) - Sizde seçim olmadığı için, doğru.

MURAT EMİR (Ankara) - Şimdi, nerelerde? Hadi araştıralım, var mı cesaretiniz? Yapamazsınız çünkü yolsuzluğu siz yaparsınız ama sürekli suçlarsınız ve sürekli millî iradeye, halkın iradesine saldırırsınız.

HALUK İPEK (Amasya) - Kendinizi anlattınız.

MEHMET DEMİR (Kütahya) - Kişi bilir kendisi gibi.

MURAT EMİR (Ankara) - Bakın, Zehra Taşkesenlioğlu, herkes gördü, itirafları var, ifadesi alınmadı.

SEDA GÖREN BÖLÜK (İstanbul) - Önce "coin"lerle delegeleri bir anlatın burada ya! Delegelerle "coin"leri bir anlatın önce.

MURAT EMİR (Ankara) - İfadesi dahi alınmadı, 213 suç duyurusunun hiçbiri dikkate alınmadı ve hiçbir şey olmamış gibi yapılıyor ve siz sonra dönüyorsunuz "bağımsız yargı" "hukuk devleti" falan diyorsunuz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Emir, toparlayalım buyurun.

MURAT EMİR (Ankara) - Toparlıyorum Sayın Başkan.

Sayın Başkan, sabrınızı zorlamayacağım. Bakın, Türkiye şu anda fiilen OHAL rejimine tabidir, OHAL! Neden? Gazetecileri haber yaptı diye tutukluyorsunuz, kameramanı görüntü çekti diye tutukluyorsunuz; halkın ifade alma özgürlüğünü sınırlıyorsunuz ve RTÜK Başkanı bir ön sansür uyguluyor. RTÜK Başkanı yasadan kaynaklanmayan bir yetkiyi kullanıyor ve tehdit ediyor, "Kapatacağım sizi, yayın yapmayacaksınız." diyor. Açık yayınlar yani açıkça deklare ettiği bir şey. OHAL'de miyiz?

ŞENGÜL KARSLI (İstanbul) - Siz tehdit ediyorsunuz insanları boykot yapacağız diye. Tehdidi yapan sizsiniz.

GAMZE TAŞCIER (Ankara) - Biz tüketimden gelen hakkımızı kullanıyoruz.

MURAT EMİR (Ankara) - Vali diyor ki: "Şehre giriş çıkışları sınırladım." OHAL'de miyiz? Ve baktığınız zaman seyahat özgürlüğü kalkmış, toplantı ve gösteri yürüyüşü askıya alınmış. "Vandallar" diye suçluyorsunuz. Ya, siz Türkiye' de yaşamıyor musunuz? Bir kişinin daha burnu kanamadı şükür ki. Bir kişinin burnu kanamadı.

HALUK İPEK (Amasya) - O kadar polis...

SEDA GÖREN BÖLÜK (İstanbul) - Polis kişi değil mi ya? Polis kişi değil mi, insan değil mi polis ya? Adamın bacağı yandı.

MÜZEYYEN ŞEVKİN (Adana) - Polis de bizim evladımız.

SEDA GÖREN BÖLÜK (İstanbul) - Görüyoruz, görüyoruz, nasıl yönlendirdiğinizi görüyoruz insanları.

MURAT EMİR (Ankara) - Ortada bir şey yok. Siz yaptırmazsanız bir şey olmayacak, hiç merak etmeyin. Halk demokratik hakkını kullanıyor, demokratik hakkını. Alışacaksınız bunlara. Türkiye'yi OHAL rejimine, sıkı yönetime savuramayacaksınız.