Konu: | Gençlik ve Spor Hizmetleri Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 3 |
Birleşim: | 71 |
Tarih: | 26.03.2025 |
AYSU BANKOĞLU (Bartın) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Aslında, başka bir şeyler söyleyecektim ama ODTÜ'de öğrencilere copla, mermiyle, plastik mermiyle, kalkanlarla saldırıyorsunuz; öğrencileri bastırmaya, onların sesini kısmaya çalışıyorsunuz. Ne yaptı bu çocuklar size? Ne yaptı bu gençler size? Ya, belki aranızdan birinizin de çocuğu gitti. Hiçbir üniversiteli öğrencinin gösteri ve yürüyüş yapma hakkı yok mu yani? Bu gençlerin suçu ne? Acaba hiçbiriniz yanlarına gidip de "Ne derdiniz var? Ne istiyorsunuz?" diye sordunuz mu? Hayır, sormazsınız ama ne yaptınız? Ne var ne yok, copla saldıralım, mermiyle saldıralım, suçsuz, günahsız genç arkadaşlarımızı yaralayalım. Anayasa madde 34 çok açık ve net arkadaşlar: Herkes, silahsız ve saldırısız olmak şartıyla toplantı ve gösteri yürüyüşü yapma hakkına sahiptir. Polisin görevi de bu hakkı kullanan gençleri engellemek değil onların güvenliğini sağlamaktır. ODTÜ'lü öğrencileri polis ablukası altına almayı artık bırakın, buradan size sesleniyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
Şimdi, gerçekten adaletin yok edilişini naklen izliyoruz Türkiye'de günlerdir. Seçme ve seçilme hakkını gasbettiniz, Anayasa'yı çiğniyorsunuz, anayasal hakları yok sayıyorsunuz, adil yargılanma hakkı desek o zaten yok, medyayı tehdit ediyorsunuz, adalet talep eden 20'li yaşlardaki gençleri tutukluyorsunuz, sokakta OHAL koşullarını uyguluyorsunuz. Türkiye'nin 1'inci partisinin genel başkanını "Mezarın kazılır." diye tehdit ediyorsunuz. Sonra buraya gelip "yargımız" "demokrasimiz" diye hamaset yapıyorsunuz. Değerli milletvekilleri, bunun tek bir adı vardır, o da sivil darbedir, yaptığınız şey sivil darbedir. (CHP sıralarından alkışlar)
200'den fazla kişiyi tutukladınız. O insanların ne suçu var? Adalet isteyen, barışçıl eylem yapan tertemiz gençleri ve işini yapan gazetecileri tutukladınız. Bükemediği bileği kelepçeleyen bir siyasi cuntayla karşı karşıyayız biz. Hükûmet saraydan gelen emirlerle aklın ve vicdanın yok olduğu süreci yine bizlere yaşatıyor. "Giderlerse gitsinler." dedikleri gençlerimiz başta olmak üzere Türkiye'nin geleceğini hapse atmaktan çekinmiyorsunuz. Nefret söylemlerinin yirmi üç yıllık üstadı bugün "Hukuksuzluğa artık yeter!" diyenlere tahammül edemiyor, gerçekleri kabullenemiyor. Geleceği elinden alınmış gençlerin protestolarına dayanamıyorsunuz, korkutursak belki susarlar zannediyorsunuz ama biz de susmayacağız, gençler de susmayacak, yılmayacağız ama siz, bu halkın iradesine saygı duymayı öğreneceksiniz AK PARTİ'liler.
Şimdi, gözaltındaki gençlere dünden beri kötü muamele yapıldığıyla ilgili ciddi bilgiler var. Kötü muamele yapanlara, talimatla iş yapanlara seslenmek istiyorum: Biz bunları not alıyoruz, bütün bu kayıtlar sizin aleyhinizde delil olacak ama sahibiniz de o gün geldiğinde olmayacak.
Son bir konu, adalet. Bu adaletsizliklerin içinde iki gün önce, Amasra maden faciasının ardından iki buçuk yıllık yargılamanın sonunda bir karar çıktı, ödül gibi cezalar verdiniz. İki buçuk yıl önce 43 madencimiz katledildi, hayatını kaybetti. Defalarca söylemiştik, yine hatırlatayım: Sadece biz değil, uzmanlar, meslek odaları, bilirkişiler, Sayıştay, sizin kendi bakanlıklarınızın teftiş raporlarında bu facianın ihmaller sonucu, liyakatsizlikler sonucu göz göre göre geldiği sizin kendi raporlarınızda sabit ama duruşma görüldü, resmen ödül gibi cezalar verildi. Bakanlığınızın önce yetkililerine soruşturulması için soruşturma izni vermediniz, onları yargıdan kaçırdınız; yetmedi, Türkiye Taş Kömürü Kurumunun müdürünü, müdür yardımcısını, Bakanlık yetkililerini, devletin resmî raporlarında asli kusurlu kabul edilen bu kişileri yargıdan kaçırdınız, hiçbirisi yargılamaya dâhil edilmedi. Yetmedi, TTK Genel Müdürünü emekli ettiniz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun, devam edin.
AYSU BANKOĞLU (Devamla) - Amasra Müessesesindeki bu sorumlular şimdi de ağır cezalardan kurtarıldı. Ya arkadaşlar, mesela kim bu kişiler? Mesela, müessese müdürü; savcılık 43 kez müebbet istemiş, aldığı ceza on altı yıl. Denetimli serbestlik, infaz indirimi, iyi hâl indirimi, bunların hepsini hesaba kattığınızda bunun yarısını bırakın, birkaç yıl yatıp çıkacaklar. 43 can gitti, can başına dört ay yatacaklar. Bunu asla kabul etmiyoruz. Bu kararlarla aslında siz kimi cezalandırdınız biliyor musunuz? Madenci şehitlerimizin ailelerini cezalandırdınız. Bu karar tamamen siyasi bir karardır çünkü bu facianın sorumluları siyasilerdir. Ne yazık ki adalet göçük altında kalmıştır ama şunu asla unutmayın: Amasra maden faciasının hesabı mahşere kalmayacak. Gerekirse bu davalar tek tek yeniden açılacak ve bu işin siyasi sorumluları da rahat bir nefes alamayacaklar.
Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)