GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Gençlik ve Spor Hizmetleri Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:71
Tarih:26.03.2025

MEHMET AKALIN (Edirne) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, 11'inci madde üzerine İYİ Parti Grubu adına söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisi saygıyla selamlarım.

İlk olarak, Kadir Gece'mizin Türk milleti ve tüm İslam âlemi için hayırlara vesile olmasını Cenab-ı Allah'tan niyaz ediyorum.

Üniversitelerimiz ülkemizin geleceği açısından stratejik öneme sahip kurumlardır. Ancak son yıllarda kamu ve vakıf yükseköğretim kurumlarının sayısal anlamda denetimsiz ve plansız biçimde çoğalması birçok sorunu beraberinde getirmiştir. Görüşmekte olduğumuz düzenlemenin altında yatan nedenlerden biri de işte bu kontrolsüz büyüme yani kontrolsüz açılan üniversiteler ve Hükûmetin bu süreci yeterince sıkı takibe almaması neticesinde ortaya çıkan problemler zinciridir. Nitelikli ve sistemlerini kurarak büyük başarı elde etmiş vakıf üniversitelerimizi ayrı tutmak kaydıyla, genelde üniversite sayısının ve özelinde vakıf üniversitelerinin sayısının kontrolsüz bir şekilde artması ilk bakışta eğitimde çeşitliliği artırıyor gibi görünse de gerçekte yeterli altyapı, akademik kadro, finansal sürdürülebilirlik, kalite güvence kriterleri ve mezunların iş bulma imkânları gözetilmeden açılan bu üniversiteler ülkemizin yükseköğretim kalitesini zayıflatmaktadır. 2547 sayılı Kanun'un ek 11'inci maddesinde, faaliyeti durdurulan veya izni kaldırılan vakıf yükseköğretim kurumlarına ilişkin bir garantör üniversite uygulaması vardır yani vakıf üniversitesi kapandığında öğrenciler garantör yani hami devlet üniversitesine yönlendirilirler. Uygulamada görülmüştür ki garantör üniversite veya doğrudan bir devlet üniversitesi fazladan yüzlerce, hatta binlerce öğrenciyi bir anda bünyesine katmak zorunda kalmıştır. Devlet üniversitelerinin fiziksel kapasitesi, akademik kadro imkânları ve bütçesi bu yükü, orantısız biçimde, kaldıramayacak seviyededir. Neticede eğitim kalitesi olumsuz etkilenmekte, öğretim üyeleri üzerindeki iş yükü artmaktadır. Dolayısıyla hami devlet üniversitesi sistemi her ne kadar mağduriyetleri hafifletmek için tasarlanmışsa da pratikte yükü tamamıyla devlet üniversitelerine bırakmaktadır. Gündemdeki teklifte, kapanan vakıf yükseköğretim kurumlarının bütün taşınır ve taşınmazları tasfiye sürecine dâhil edilmemek üzere hazineye devrediliyor yani tüm öğrenciler ve kapanan üniversitenin tüm öğretim ve diğer yükümlülükleri garantör kamu üniversitesinin sırtına yükleniyor. Ancak bu konuda bazı eksiklikler göze çarpmaktadır. Mesela, hazineye devredilen taşınır ve taşınmazların bundan sonra nasıl değerlendirileceğine dair açık bir çerçeve sunulmamaktadır. Şimdi, buradan soruyorum: Bu kıymetli taşınır ve taşınmazlar başka bir eğitim kurumuna tahsis edilecek midir ya da başka bir kamu hizmetine mi ayrılacaktır, yoksa başka amaçlar için mi tahsis edilecektir? Teklif bu konulara dair tatmin edici bir düzenleme getirmemektedir.

Değerli milletvekilleri, netice itibarıyla ortada 2 temel sorun bulunmaktadır. Birincisi, sorunun kaynağı olan plansız olarak çok sayıda üniversite açılması, yetersiz mali denetim, akademik kalite kontrolü ve idari denetimlerin yeterince yapılmamasıdır. İkincisi, sorunun sonucu olan garantör üniversitelere binen orantısız yük ve belirsiz mal varlığı devridir. Tasfiye sürecinde hazineye intikal eden mülklerin sonraki akıbeti hangi kamu kurumu yararına veya hangi eğitim kurumu lehine veya nasıl değerlendirileceği belli değildir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

MEHMET AKALIN (Devamla) - Ayrıca, mevcut teklif hazineye devredilen taşınır ve taşınmazların kamu yararı doğrultusunda kullanılması için açık hükümler içermelidir. Aksi takdirde hem devlet üniversitelerinin üzerindeki yük artmaya devam edecek hem de kamu mülkü belirsiz süreçlerin içine sürüklenecektir.

Yüce Meclisi ve aziz Türk milletini saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti ve YENİ YOL sıralarından alkışlar)