GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Gençlik ve Spor Hizmetleri Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:71
Tarih:26.03.2025

HEVAL BOZDAĞ (Ağrı) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Gezi'de neşe vardı, burada öfke. Özellikle gençler, üniversiteliler haklı öfkeleriyle geleceksizleştirilmeye, baskıya, otoriteye karşı çok büyük kitleler hâlinde "genel grev", "genel direniş" dediler. İsyanları kayyım siyasetine, isyanları hukuksuzluğa, biat etmiş akademiye; isyanları çalışarak, emek vererek bir gelecek kuramama, mülakatlardan elenme, işsiz kalma korkusuna; isyanları bu ülkenin yönetiminde, kararlarında söz kuramayacak olmalarına; seçme iradelerinin gaspına, seçilme haklarının ilgasına.

Asgari ücretli bir köle toplumunun parçası olmak istemiyorlar, özgür olmak istiyorlar, kendilerini kimlikleriyle var etmek, gerçekleştirmek istiyorlar; kolektif üretimin bir parçası olmak istiyorlar ve birbirlerine yabancılaşmak istemiyorlar; teklik değil, çokluk, arkadaşlık, kardeşlik istiyorlar, barış istiyorlar, demokrasi istiyorlar ve adalet istiyorlar.

Akademik ve bilimsel özgürlük için ve kayyım rektörlerinize karşı da ayakta bugün üniversiteler. Üniversitelerden "faşizme karşı omuz omuza" sesleri yükseliyor. Bu itiraz, toplumun umudu yeniden var etme çabası aslında. Yirmi iki yıllık iktidarınızın yaşıtları olan bu gençler yeniden umut edebilmenin mücadelesini yürütüyorlar. İktidarınız ise yine her pratiğinde olduğu gibi kolluğun marifetiyle günlerdir demokratik anayasal haklarını kullanmak isteyen yurttaşlara fütursuzca saldırıyor, şiddet uyguluyor, işkence yapıyor hatta kolluk mensupları işkence görüntülerini, ters kelepçeyle yere yatırılmış, şiddete uğramış gençlerin görüntülerini zafer kazanmış edalarıyla sosyal medya hesaplarından övünçle paylaşabiliyorlar. Bu haddi nereden alıyorlar?

Ev baskınları, gözaltı operasyonları, yüzlerce insan, çoğu genç tutuklandı ve hatta İstanbul Barosu açıkladı, gözaltına alınanlar arasında çocuklar da var. Gözaltındakilerin çoğuna işkence yapıldığı adliyelerde süreci takip eden avukatlar tarafından açıklandı; durumu kötü olanlar; yüzlerindeki şişlikler, darp izleri geçsin diye gözaltı süreleri uzatılanlar olduğu aktarıldı. Bugüne değin İçişleri Bakanlığı suç işleyen kolluğa dair hiçbir açıklama yapmadı. Zaten cezasızlık politikalarınız değil midir işkence yapanları cesaretlendiren? Kanunsuz emirlerle kolluk sürekli suç işliyor, suç işliyorsunuz.

Siz tüm bu şiddeti görünür kıldıkları, suç işleyen kolluğu teşhir ettikleri, halka gerçekleri gösterdikleri için onlarca gazeteciyi ev baskınlarıyla gözaltına aldınız, tutukladınız. Sizin karanlık zihniyetinizi teşhir ettikleri için gazeteciler içeride. Günlerdir sokakta uyguladığınız işkence ve şiddeti gözaltındaki gazetecilere de uyguladınız. "Sendika.org" muhabiri Zişan Gür'ün gözaltında iken polis şiddeti sonucu burnu kırıldı, gözaltına alınanlar darbedildi. Bakın, sansürle, haber sitelerine erişimi engelleyerek sokağın sesini kısamazsınız, hakikati örtemezsiniz.

EĞİTİM SEN tam da yıllardır yaptığı gibi yapması gerekeni yaptığı için soruşturma başlatıldı, MYK üyeleri hakkında ev hapsi verildi. Sendikal faaliyetleri, sendikal hak ve özgürlükleri engelliyorsunuz, anayasal suç işliyorsunuz. TTB'yle başladınız sendikaların, meslek odalarının yönetimlerine saldırmaya, İstanbul Barosuyla devam ettiniz ve bugün EĞİTİM SEN'e sıçradınız; sınırınız yok ve bu, faşizmdir.

Dünya da bu olayları izliyor ve insan hakları örgütleri sürekli çağrılar yapıyor. Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliğinden Uluslararası Af Örgütüne kadar demokratik kamuoyu güvenlik güçlerinin protestoculara şiddet uygulamasını kınıyor ve suçluların soruşturulmasını talep ediyor.

Dün olduğu gibi bugün de her koşulda halk var, iradesini ve demokrasiyi savunmaya devam eden milyonlar var.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın.

HEVAL BOZDAĞ (Devamla) - Kayyımcı ve darbeci zihniyetle tüm ülkenin esir alınarak biat kültürüyle yönetilmek istenmesine karşı son yılların en güçlü itirazı var. Tüm toplumsal muhalefetin hedef alınarak "Hukuksuzluğun bir yönetme biçimi olmasına geçit yok." diyen korkusuz, çok güçlü bir itiraz var. Kent uzlaşısından, halkların birlikteliğinden suç çıkarmaya çalışanlara inat demokratik siyasette, birlikte mücadelede, eşit ve özgür bir geleceğin inşasında, adil yaşam umudunda ısrar var. Yıllardır iktidarınızın zor ve baskı politikalarına, pratiklerine karşı biriken öfke bugün taşarak sokaklara akıyor. Gezi'de neşe vardı, burada öfke; geç olmadan algılasanız iyi olur. Gençler iktidarınızı uyarıyor.

Saygılarımla. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)