GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türk polis teşkilatının 180’inci kuruluş yıl dönümüne ilişkin gündem dışı konuşması
Yasama Yılı:3
Birleşim:74
Tarih:09.04.2025

MEHMET TAYTAK (Afyonkarahisar) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türk polis teşkilatının 180'inci kuruluş yıl dönümü hakkında Milliyetçi Hareket Partisi adına söz almış bulunmaktayım.

Gazi Meclisi ve ekranları başında bizleri izleyen yüce Türk milletini saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, Türk polisi, yalnızca bir kolluk kuvveti değildir, onlar milletin vicdanıdır, devletin kudretidir; terörle mücadelede en ön safta, dağlarda, ovalarda, vadilerde, şehirlerin dar sokaklarında hain pusulara göğsünü siper eden, gözünü bile kırpmadan canını ortaya koyan, bir ana yüreğinden çıkan evlatlardır; hepimizin güvenliğini kendi ailesinden üstün tutan yüreklerdir. Türk polisi, evlatlarını yetim bırakma pahasına teröristlerin üzerine koşan şehit Fethi Sekin'dir. Türk polisi, daha sekiz aylık evliyken devletin ve milletin huzuru için canını ortaya koyan şehit Şeyda Yılmaz'dır. Doğrusu, Türk polisi, Türk milletinin ta kendisidir. Bu vesileyle, Türk polis teşkilatımızın 180'inci kuruluş yıl dönümünü kutluyor, terörle mücadelede ve görevi başında hayatını kaybeden şehit ve gazi polislerimizi minnetle anıyorum.

Değerli milletvekilleri, birlikte yaşamanın yolu karşılıklı saygı ve anlayıştan geçer. Son haftalarda, Saraçhane'de, geleceğimizin mimarları gençlerimizin ve güvenliğimizin teminatı polislerimizin karşı karşıya getirilmeye çalışılması hepimizi derinden yaralamıştır. Polislerimiz gençlerimizin düşmanı değil, gençlerimizin esas düşmanı onları canlı kalkan olarak kullanan kirli odaklardır. Polislerimiz, tüm provokasyonlara rağmen soğukkanlılıklarını korudular; kendilerine taşlar atılırken, asit dökülürken, hakaret edilirken "Bu gençler bizim evlatlarımız." diyerek sabırla ve sorumluluk bilinciyle tüm dünyaya örnek olacak bir olgunluk sergilediler. İşte, Türk polisi budur; şiddetin değil, öfkenin değil sabrın ve merhametin timsali, bu milletin yüz akıdır. Rabb'im kahramanlarımızın ayağına taş değdirmesin, onları her türlü belalardan korusun.

Kıymetli kardeşlerim, Türkiye hepimizin, toplumsal huzur ise hepimizin ortak sorumluluğudur. Çağrımız, millî birlik ve beraberlik çağrısıdır. Çağrımız, terörsüz Türkiye çağrısıdır. Çağrımız, öncelikle geleceğimizin mimarları gençlerimizedir. Kıymetli evlatlarımızın görmesi gereken gerçek, Saraçhane'de yaşananların demokrasi ve özgürlük meselesi olmadığıdır. Saraçhane'de yaşananlar, sizlerin kirli bir siyasete dâhil edilmenizi, kirli hesaplara ortak olmanızı isteyenlerin, kahraman Türk polisimizle karşı karşıya gelmenizi bekleyenlerin kaos yaratmaya çalıştığı bir tiyatrodur. Sizler bu ülkenin geleceğisiniz, sizler bu ülkenin umudu ve ışığısınız. Sizi kışkırtanlara ve sizi bu kaosa sürüklemeye çalışanlara kanmayın, sokaklara aldanmayın.

Kıymetli anneler ve babalar, evlatlarımızı bu tuzaklardan uzak tutalım. Onlara sokakların değil vatanın, milletin ve bayrağın değerini; bilimin, sanatın ve üretimin gücünü anlatalım. Gelin, hep birlikte, şiddetin değil merhametin, öfkenin değil empatinin, çatışmanın değil bir ve beraber olmanın Türkiyesini inşa edelim. Liderimiz, Genel Başkanımız Devlet Bahçeli Beyefendi'nin ifade ettiği gibi, Türk milleti millî birlik ve bütünlüğünü sağlayabildiği her durumda saldırıları püskürtmüş, oyunları bozmuştur. İnanıyorum ki Türk gençliğinin uyanışıyla kalıcı başarının gerçek anlamı bulunacaktır.

Bu duygu ve düşüncelerle hepinizi saygıyla selamlıyor ve başarılar diliyorum. (MHP sıralarından alkışlar)