GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İklim Kanunu Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:74
Tarih:09.04.2025

HÜSMEN KIRKPINAR (İzmir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; teklifin 1'inci maddesi üzerine İYİ Parti Grubumuz adına söz almış bulunmaktayım. Yüce heyetinizi saygıyla selamlarım.

Bu teklif, Çevre Komisyonunda görüşüldü ama tali komisyon olan Adalet, Plan ve Bütçe ve Sanayi Komisyonlarında görüşülmedi. Biz bu işin içinde kötü bir niyetin saklandığını düşünüyoruz. Her siyasi parti grubu bu komisyonlara uzmanlık alanlarına göre milletvekillerini öneriyor, bu vekiller Genel Kurulun onayına sunuluyor. Neden bu milletvekilleri seçiliyor o zaman? Neden bu komisyonlar toplanıyor? Bu suretle yetki gasbı yapılmış olmuyor mu? Anayasa Mahkemesinin iptal ettiği bir kanunu makul bir gerekçe göstermeden tekrar önümüze getiriyorsunuz. Bu durum anayasal düzeni zedelemez mi? Tekliflerin bazı kanunlarla çelişmesi söz konusu oluyor, düzeltmiyorsunuz. Torba kanunlara her şeyi doldurarak kanun yapmada bile ciddiyet bırakmadınız. "Ben yaptım, oldu." anlayışıyla teklifler geldiği gibi geçsin istiyorsunuz. Bizlere yaptığınız saygısızlık bir yana, sizlerin esas sizlere oy veren insanların iradesine ve bu millete saygınız yok. Çelişkilerin ve şaibe ihtimalinin olduğu, Anayasa’nın ihlal edildiği, Meclis İçtüzüğü'nün çiğnendiği, sektör paydaşlarının dışlandığı, tali komisyonlardan kaçırılarak esas komisyonda bile yeterince müzakere edilmeden oy çokluğuyla kabul edilen ve Genel Kurula getirilen bu kanun teklifine de 1'inci maddesine de karşı olduğumuzu ifade ediyorum.

Değerli milletvekilleri, sonunda söyleyeceğimi başında söyleyeyim: İktidarın getirdiği bu teklifle ne iklim değişikliğiyle mücadele edilebilir ne çevre korunabilir ne de atmosfer. Amaç ve kapsam maddesi olan 1'inci maddede yeşil büyüme vizyonundan ve net sıfır emisyon hedefinden bahsedilmiyor ama hedefe nasıl ulaşılacağına dair somut önerilerimiz bile düzenlemelerinizde yer almıyor. İklim Kanunu Teklifi'nin gerekçesini incelediğimizde yazılanların bilimsel gerçekle örtüşmediğini de görüyoruz çünkü net sıfır üzerinde oturtulan bu sistem işlevsel olmadığı gibi mümkün de değildir. Mümkün olmayan net sıfır tekliften çıkarılırsa geriye yalnızca karbon emisyon ticareti kalmaktadır. Bu durum, teklifin asıl amacının doğa üzerinden yeni ticari araçlar oluşturmak ve karbon emisyon ticareti sistemini 2027 yılı itibarıyla devreye sokmak olduğunu açıkça gösteriyor. Bu aşamada esas sorulması gerekenler "Yapılacak ticaretin bütçesi ne kadar olabilir? Bu ticaretten kimler faydalanacaktır? Paris Anlaşması'nda net sıfır dayanağının konmasında etkili olan firmaların kazancı ne olacaktır?" gibi sorulardır. Teklifte, ayrıca, karbon komisyonuna ve karbon piyasasına yoğunlaşmaktan koruma politikaları görmezden gelinmiştir. Türkiye'de yaşanan afet gerçeğini sadece iklim değişimiyle açıklamak bilimsel açıdan hatalı olur. AK PARTİ iktidarında taşkın alanları yerleşime açıldı, doğal alanlar yok edildi, sulak kaynak alanları daraltıldı. Şayet Paris Anlaşması'nın uzun vadeli hedefine ulaşmak istiyorsanız fosil yakıt kullanımının azaltılmasına ve yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmeniz gerekir çünkü net sıfır yaklaşımı karbon emisyonlarının orman gibi yutak alanlarla veya karbon yakalama ve depolama gibi yöntemlerle dengelenmesi prensibine dayanır. Anlaşılacağı üzere yaşanan çevre sorunlarının en büyük nedeni, mevcutta var olan kanunların uygulanmamasıdır ve denetim eksikliğidir.

Toparlayacak olursam, görüştüğümüz İklim Kanunu Teklifi, iklim değişikliğiyle mücadeleden uzak, net sıfır emisyon hedefi de gerçekçi olmayan bir hedeftir. Esas amacınız, ekonomik çıkarlarınız değil gerçekten çevreyi korumak olsun diyor, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)