GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İklim Kanunu Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:74
Tarih:09.04.2025

SEMA SİLKİN ÜN (Denizli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün burada iktidar sözcülerinin "Yüzyıllık iklim politikamızın belirleyicisi." dediği bir yasayı konuşuyoruz ama bu yüzyıllık planın yüz günlük çalışması yok bu Mecliste. İktidarın kendi tabanını dahi ikna etmekte güçlük çektiği tartışmalı bir yasa bu. Her seferinde "Millete rağmen iş yapmayız." diyen iktidara verdiği bu sözü hatırlatıyor ve milletimin, sizin şu sıralar unuttuğunuz ferasetine sığınıyor, basiretine güveniyor, önümüzdeki bu İklim Yasası Teklifi'ne "hayır" diyorum. Mesele çevreyse, mesele doğaysa çözümü nerede aradığınız tekrar önem kazanır. Mesela, benim özel jetleriyle iklim toplantılarına, çevre toplantılarına gidenlerden alacak bir çevre dersim yok; almak isteyenler buyursun alsınlar.

Değerli milletvekilleri, bugün burada yalnızca bir yasa konuşmuyoruz, geleceği mühürleyen dijital bir kelepçenin ilk halkasını tartışıyoruz. "Yüzyıl ileri." diyorsunuz ama daha yüz saniyelik bir samimiyeti ortaya koyamıyorsunuz. Bu, iklim yasası değil; bu, milletin iradesine karbon etiketi yapıştırma girişimidir; bu, çevre düzenlemesi değil, bu, küresel reset butonuna bastığınız anın adıdır. Siz buna "yeşil dönüşüm" diyorsunuz, ben buna "görünmeyen zincirlerin yasası" diyorum. Millet uyanıyor çünkü milletin feraseti hâlâ gökyüzünden bilgi alıyor. Şimdi soruyorum: Bu yasa gerçekten doğayı korumak için mi çıkarılıyor, yoksa enerji bağımlısı olan Avrupa'nın yeni finans kolonisi mi oluyoruz? Karbon vergisiyle, ayak iziyle, salım kotasıyla dünyanın yazılımı yeniden kodlanıyor ve biz bu kodun içine bedava kurbanlıklar gibi yazılıyoruz. Siz hâlâ anlamamış olabilirsiniz, bu yasa sadece bacayı değil yaşam tarzımızı denetlemek için geliyor. Bugün "karbon emisyonu" yarın "nefes ölçer cihazlar" olacak bunun adı; bugün "çevre hassasiyeti" yarın "dijital pasaportlar" "karbon cüzdanları" "Karbon puanın doldu kardeşim, markete yürüyerek git." bildirimleri. Milleti BBG evine mi çevirmek istiyorsunuz? Milleti görünmeyen kameralarla, görünmeyen bir patronun hizmetine koşulsuz memur mu yapmak istiyorsunuz? Ben söyleyeyim: Bu millet küresel şirketlerin lojistik kölesi olmayacak; toprağına âşık, suyunu kutsal bilen bu millet çipli gelecek planlarına uşaklık etmeyecek. Zaten darboğazda olan çiftçimiz küresel dayatmanın talimatıyla iyice köşeye sıkıştırılıyor; insanımız topraktan, milletimiz Anadolu'dan koparılıyor. Büyükbaş çiftliklerini yasaklamaya başladınız bile, yarın çocuklarınıza "Et diye bir şey vardı." diye belgeseller mi izleteceksiniz? Milletin ineğini, tarlasını, yaşam döngüsünü karbon hesabına sıkıştıran bir düzene bizler kul olmayacağız. Bize "Tek dünya, tek aile, tek gelecek." diyorlar ama biz biliyoruz ki o geleceğin içinde tek bir kültür, tek bir hayat tarzı, tek bir efendi var. Siz, Allah'ın yarattığı çeşitliliğe sırt çevirip evrensel yazılım şirketlerinin tapulu insan tipini mi kuralım istiyorsunuz? Bakın, bu yasa çevreyi korumuyor; bu yasa doğayı dijitalleştirip satılabilir hâle getiriyor, bu yasa iklim bahanesiyle irademizi "blockchain"e zincirliyor. Şunu asla unutmayın: Bu milletin karbon ayak izi değil hakikate basan ayak izi var; siz bu yasayı geçirirseniz milletin tarihi de toprağı da sizi asla yazmaz. Bu işin sonunda "Kandırıldık." demeyelim diye biz buradayız.

Son çağrımız şudur: Çevreyi değil sistemi korumaya çalışanlardan olmayın. Uyanın çünkü bu yasa bir son değilse bile başlayan distopyanın ilk perdesidir. Alet olmayacağız! Alet olmayacağız! Alet olmayacağız! (YENİ YOL ve CHP sıralarından alkışlar)