GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İklim Kanunu Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:74
Tarih:09.04.2025

NİMET ÖZDEMİR (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; iklim değişikliği sadece çevresel bir mesele değil aynı zamanda insanoğlunun doğaya karşı sorumsuzluğuna, ekonomik ve sosyal politikaların uygulanmasında doğanın meydan okumasıdır. 2002'de iktidara gelen AK PARTİ başlangıçta Avrupa Birliği uyum sürecine önem vermiş olsa da yirmi üç yıl içerisinde gerekli adımları atmadı. Şimdi de "İklim Kanunu" adı altında "Paran kadar kirlet." anlayışıyla eksik bir teklifi önümüze getirdi. İklim değişikliği konusunda Mecliste kurulan araştırma komisyonu, bu kitapta 400'e yakın öneriden sadece bir maddesine karşılık vermektedir. Suyu, ormanı, hayvanı, tarımı dışlayan bu metne "iklim kanunu" değil ancak "eksik emisyon ticaret kanunu" denilebilir. Yirmi üç yıldır izlenen politikanın çevreye olumsuz etkilerini hep beraber yaşayarak görüyoruz. Bu, toprağın da ağacın da yaprağın da suyun da hayvanın da sizden alacağı var. Sıfır emisyon hedefinden bahsediyorsunuz ama belirli ve kesin bir hedefiniz yok. İstanbul Büyükşehir Belediyesi 2019 yılına kıyasla 2030 emisyon oranını yüzde 52 azaltmayı, 2050'deyse nötr emisyon seviyesine ulaşmayı hedefliyor. Peki, ya siz, hükmedenler, hedefiniz nedir? Oluşturulan Karbon Piyasası Kurulunda bakan, bakan yardımcıları ve üst düzey bürokratlardan oluşan 12 kişi var iken bir tane bile çevre mühendisi, orman mühendisi bulunmuyor; Danışma Kurulu da aynı şekilde. Şaşırdık mı? Hayır. Ülkemizde yetişmiş sayısız çevre ve orman mühendisimiz var. Ben de bir çevre mühendisinin annesiyim. Gençlerimizle gurur duyuyorum, onlara burada bile yer yok. Karar süreçlerinde akademisyenler ve çevre örgütleri yine dışlanmış durumda. Yeşil dönüşüm, istihdam yapımızda köklü bir değişime neden olacak; işsizliği, sektörel kaymaları, sosyal adaletsizlikleri de beraberinde getirecektir. Fosil yakıt sektöründe çalışanlar için yeni istihdam alanları yaratılması, mesleki dönüşüm programlarının oluşturulması büyük bir zorunluluktur ama net bir çözüm göremiyoruz. Yerel yönetimlere sorumluluk verirken teknik imkânlarının ve ekonomik koşullarının yeterliliği göz ardı edilmemelidir. Belediyeler şehirlerin ihtiyaçlarına göre eylem planlarını oluştururken merkezî bütçeden direkt desteklenmelidir. Ekonomik gerçekleri, sanayinin rekabet gücünü, toplumsal etkilerini detaylı bir şekilde ele almadan bu kanunun pratikte sonuç getirmesi mümkün değildir.

Kanunun amacı gelecek nesillere tertemiz bir dünya bırakmak ama pırıl pırıl gençlerimiz şu an zindanlarda, meydanlarda nefes bile alamıyorlar. Ne istiyorsunuz bu çocuklardan? (CHP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar) Gençlere yürümek yasak, mizah yasak, eylem yasak, interneti canınız istediğinde kısıyorsunuz yani o da yasak. Yasaklarla bu çocukları durduramazsınız. Ellerinde Türk bayrakları, damarlarındaki asil kanla haklarını her yerde arayacaklar, savunacaklar, biz de onların yanlarında olacağız. (CHP sıralarından alkışlar) Gelecek kaygıları yetmezmiş gibi el birliğiyle hayatlarını karartıyorsunuz; anne ve babasınız, bu çocuklar hepimizin evlatları, geleceğimiz; vebali ağırdır ve üzerinizdedir. Gençlerimizi serbest bırakın.

Siyasetçiler birbirine düşman olmaz, rakip olur. Sandık artık gündeme girdi. En güçlü muhalefet birleşerek halk oldu.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Özdemir, lütfen tamamlayın.

NİMET ÖZDEMİR (Devamla) - Getirin sandığı millet seçimini yapsın. Sandıktan çıkan siz seçilmişlere saygı gösterdik, seçme ve seçilme hakkımıza da aynı saygıyı göstermenizi bekliyoruz. Halkın sesine kulak verin, Cumhurbaşkanı adayımız Ekrem İmamoğlu'nu serbest bırakın. (CHP sıralarından alkışlar) Cumhuriyet Halk Partisi siyasi görüşü fark etmeksizin artık herkesin partisidir. Getirin sandığı, sonucu hep beraber görelim.

Saygılarımla. (CHP ve YENİ YOL sıralarından alkışlar)