| Konu: | İklim Kanunu Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 74 |
| Tarih: | 09.04.2025 |
SEDA KÂYA ÖSEN (İzmir) - Sayın Başkan, kıymetli milletvekilleri, ekranları başında bizleri izleyen değerli vatandaşlarımız; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Türkiye'nin, ayakları yere sağlam basan, kapsamlı, hedefleri netleşmiş bir iklim kanununa ihtiyacı var. Bu kanun teklifi ise yasak savmak için yapılmış, karbon emisyonu konusunda bir yol haritası olmayan, sınırlı karbon uygulamasının ruhunu anlayamamış bir tekliftir. Oysaki Türkiye'nin iklim kaynaklı sorunlara acilen eğilmesi gerekiyor çünkü Türkiye iklimde yaşanan değişikliklerden doğrudan doğruya ve en fazla etkilenen ülkelerin başında geliyor. Ülkemizin iklim değişiminden en çok etkilenecek bölgelerden olan Akdeniz havzasında bulunuyor olması, su kaynaklarının günden güne azalması, tarımsal üretimde sulama sistemlerine gerekli yatırımların yapılmaması ve bilinçsiz su kullanımı, iklim değişikliğinin ülkemizin için âdeta S.O.S verdiğini göstermektedir. Altını çizelim, Türkiye su stresi altında, suyunu çok dikkatli şekilde kullanması gereken bir ülke. Devlet Su işleri Genel Müdürlüğünün verilerine göre Türkiye'de kişi başına düşen yıllık kullanılabilir su tüketim miktarı 1.405 metreküptür. TÜİK tarafından açıklanan verilere göre, nüfus artışıyla birlikte 2050 yılında kişi başına düşen su miktarının 1.183 metreküpe düşmesi bekleniyor. Bunun anlamı, önümüzdeki yirmi sene içerisinde kullanma hakkımız olan suyun yüzde 20'ye yakınını kaybedeceğiz. Şunu akıllarımıza kazıyalım: Türkiye artık su zengini bir ülke değil. Dünya ikliminde yaşanan değişimlerin suyumuzun azalmasında etkisi elbette yadsınamaz ancak Hükûmetin suya, suyun tüketim şekillerine ve suyun üretimi için sanayide ve tarımda kullanımına yeterince önem vermediğini de kabul etmemiz gerekiyor. Bakın, sizlere çok yakın bir örnek seçim bölgem Ege Bölgesi'nden, Aydın'dan: Aydın Valiliği aldığı kararla Büyük Menderes havzası üzerinde yatırım yapan çiftçilere "Su yok, kuru tarım yapın." dedi. Evet, yanlış duymadınız, Valilik tarafından alınan karara göre, bölge barajlarındaki su miktarının kritik seviyeye düşmesinden dolayı tarım alanlarının yalnızca yüzde 50'sine su verilecek ve bu su en fazla 2 kere verilecek. Bu durumda Aydınlı çiftçi ne yapacak? Su vermediğiniz arazi sahipleri ne yetiştirecek? Borçlarını nasıl ödeyecek? Bir desteğiniz veya borçların ertelenmesi gibi bir çalışmanız var mı? Yoksa her yaptığınız işteki gibi "yaptım oldu" mu diyeceksiniz? Aydın'da yaşanan durumun aynısı İzmir Bergama'da, Kınık'ta, Dikili'de var. Tüm Bakırçay havzası sulama sorunuyla karşı karşıya ve su kesintilerine gidiyorsunuz. Bölgedeki yetkililer ekinlerin yetiştiği bu dönemde feryat ediyorlar, "Su bize bugün verilmeyecekse ne zaman verilecek?" diyorlar, seslerini duymuyorsunuz.
Kıymetli milletvekilleri, 85 milyon insanı doyurması gereken Türkiye, yıllık kullanılabilir suyun yüzde 70'ini tarımsal sulamaya ayırıyor. Ülkemizde tarımsal sulamada ihtiyaçtan fazla su harcanıyor. Yarı kurak bir iklime sahip, su stresi altındaki bir ülke için oldukça sorunlu bir durumla karşı karşıyayız. "Yüzey sulama" dediğimiz eski usul sulamayla tarımda kullandığımız suyun yarısını israf ediyoruz. Bunun yerine çiftçilerimizin daha verimli sonuçlar alacağı ve daha az su tüketeceği damlama sulama ve yağmurlama sulama sistemlerine geçişi Hükûmet teşvik etmeli ve desteklemelidir. Ancak görüyoruz ki sizin öncelikleriniz arasında çiftçi yok, çiftçiyi düşünmek yok. Soruyorum sizlere, Hükûmet yetkililerine: Neden biraz da "Bizim vatandaşımızın karnı ucuza doysun, üreticimiz huzur bulsun." demiyorsunuz? Siz, üreten, yetiştiren İzmirliye, Konyalıya, Urfalıya değil de neden yurt dışındaki faiz lobilerine hizmet ediyorsunuz?
Yapılan bilinçsiz sulamanın ülke ekonomisine ve çevresine verdiği zararları görmezden gelemeyiz. Bu noktada, Tarım Kanunu'yla Hükûmetin kanunen vermek zorunda olduğu tarımsal destek paketleri içerisine sulama sistemlerine teşvik getirilmelidir. Eş dost medya patronu olsun diye halkın alın terini, vatandaşın parasını kredi adı altında peşkeş çeken Ziraat Bankası yeniden çiftçilerin olmalı ve bu konuda çiftçiye destek sağlamalıdır. (YENİ YOL ve CHP sıralarından alkışlar) Hak, hakkı olana usulünce verilmelidir.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (YENİ YOL ve CHP sıralarından alkışlar)