Konu: | Ankara Milletvekili Leyla Şahin Usta’nın yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması |
Yasama Yılı: | 3 |
Birleşim: | 76 |
Tarih: | 15.04.2025 |
MURAT EMİR (Ankara) - Sayın Başkan, Sayın Usta'ya sondan başlayarak cevap vereyim: Fuat Uğur'un söyledikleri sizi bağlamıyor olabilir ama o sizin yandaş gazeteciniz, her gün sizin adınıza konuşuyor, borazanlık yapıyor; soruşturmaları, mahkeme kararlarını, darbeleri önceden haber veriyor, sizinle iç içe. Dolayısıyla önce karşı çıkmak size düşer. "Ben duymadım, bilmiyorum." diye sessiz kalarak bunu savuşturamazsınız Sayın Usta. Burada, bir kadına, bir kadın siyasetçiye cinsiyetçi ve ağza alınamayacak alçaklıkta bir yaklaşım var. Bunun yarısı size yapılsaydı -Cumhuriyet Halk Partililer bunu yapmaz ama bunun yarısının size yapıldığını düşünün- önce ben karşı çıkardım, önce ben buna engel olmaya çalışırdım, önce ben bunu lanetlerdim.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Emir, buyurun tamamlayın lütfen.
MURAT EMİR (Ankara) - Dolayısıyla saygınlığı korumak, kadın hakkını korumak, kadının saygınlığını korumak aslında önce bir başka kadının saygınlığına, bir başka kadının onuruna ne kadar saygı duyduğunuzla ilgilidir. Başkasına yapılınca "Duymadım, bilmiyorum, ben bu konuda yorum yapmam." ama sizden birine onda 1'i yapılınca ayağa kalkarsanız bu, samimiyetsizliktir, tutarsızlıktır. Sizi tutarlı olmaya davet ediyorum ve hepiniz de biliyorsunuz Fuat Uğur'un ne söylediğini. Bunun yarısını size söylemeye kalkarlar, mahcup olursunuz burada, sessiz kalırsanız.
İkinci konu: Burada sorun devletin normal doğum politikası olması değil. Bir devletin, Sağlık Bakanlığının normal doğum politikası olur ama bu normal doğum politikasının erkekler üzerinden kadınlara dayatmacı bir anlayışla yapılmasına karşıyız biz. Dolayısıyla erkekler futbol maçında çıkacak, kadınlara nasıl doğum yapacaklarını söyleyecek; olamaz böyle bir şey. Buna karşı çıkıyoruz, siz bunu anlamamaya çalışıyorsunuz, almaza yatıyorsunuz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Emir, tamamlayın lütfen.
Buyurun.
MURAT EMİR (Ankara) - Diğer bir nokta, Millî Eğitim Bakanı "Okullar hepimizin, proje okulları da hepimizin." diyor, doğru söylüyor ama nedense proje okullara atanan öğretmenlerin hepsi EĞİTİM-BİR-SEN'li, hepsi AKP teşkilatlarıyla ilişkili; biz buna karşıyız. Liyakati ortadan kaldırdığımız için burada feryat ediyoruz, bunu gündeme getiriyoruz. Biz, Yusuf Tekin üniversite mezunu değil demedik ki... Siz, doçentliğinin hileli olduğuna, rektörlüğünün bir günlük yasayla... Ya, utanır insan; insan önüne bakar, yüzü kızarır. Kişiye özel yasa çıktı, KHK çıktı; rektör atandı, geri çekildi KHK; buna karşıyız, buna cevap verir. Üstüne üstlük, İmamoğlu'nun diplomasını, anasının ak sütü gibi helal olan diplomasını iptal etmek için TÜRGEV'ci uzmanlara, TÜRGEV'cilerden oluşturduğunuz komisyona rapor verdirdiniz, otuz beş yıllık diplomayı iptal ettirdiniz ama Tayyip Erdoğan diplomasını ortaya koyabildi mi?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Emir, son kez açıyorum.
Tamamlayın lütfen.
MURAT EMİR (Ankara) - Efendim, okul yanmış, üniversitenin adı değişmiş ama ortada diploma yok. Diplomanın benzerini tasdikleyen noterin ceza aldığını biliyor musunuz? Ve şu anda Tayyip Erdoğan'ın gerçekten ortaya koyduğu bir üniversite diploması yok ama onun diplomasına "Sahte belgedir." diye işlem yapacak cumhuriyet savcılığı da yok ve YÖK'e baskı yapıp üniversiteye "Acele edin de iptal edin çünkü bu kişi gümbür gümbür geliyor, Cumhurbaşkanı olacak." diye baskı yapan da yok. O yüzden, diploması var zannediyorsunuz ama Tayyip Erdoğan'ın diplomasının olup olmadığı hâlâ büyük bir soru işaretidir.